31 ocak 2009 denizlispor galatasaray maçı

Cumartesi, Ocak 31, 2009 zaman: Cumartesi, Ocak 31, 2009

(barış ile çok sikko bir kafiye kuran baroş golden sonra çek folkloründen öğeleri denizliye taşıdı.. fotoğrafta baroş prag zortlamasi oynarken gözüküyor)
tayyip erdogan'in davos'ta "ben burada saksi değilim" şeklinde bir çıkış yaptığı, finallerin bittiği, insanların mutlu mesut bir şekilde sahlep içebildiği soğuk ve bedava dağıtılan kömür dumanli, kanuni sani'nin son gününde denizli'de oynanan ve galatasaray'in iki golu ile kazandığı musabakadir bu..

denizlispor'un galatasaray tarihinde çok onemli bir yeri olan stadi 31 ocak gününde ağzına kadar doluyordu. maçtan bir gün önce "denizli hilton" da arda 22inci yaş gününü kutlamış, sabri parti'de "iyki doğdun arda" şarkısı ile birlikte "düm tek tek" i de söyleyip takım arkadaşlarının aklını almıştı. galatasaray sabri'nin şarkılari ile maça hazırlanırken, denizlispor antrenörü ümit kayıhan facebooktan kız tavlamak ile meşguldü.. (hem de benim fake kadin acc'uma sardırıyordu)

(ümit taraftarlarla iç içeydi.. "sabri dedi bana, ümit abi gel gidelim.. oglum dedim napicaz biz kestane yiyip.. ya diyor illa gel. neyse kalktik kestane yemeğe gittik.. ama yok böyle bir şey.. adam kütahyali tamam mi "ümit çok severim ben seni orospu cocugu" gibi falan konusuyor. haha apayriydi" şeklinde geyik dönüyordu)


stad ağzına kadar doluydu ama stadın etrafındaki apartmanların çatıları da doluydu.. polis aşağıdan "gebereceksiniz çocuklar inin ordan" diye bağırırken "amirim biz burada sağlamız. izliyoruz işte.. yok olmaz bişi olursa bizim kendi şeyimiz.." diyen denizlispor taraftarları maça hazırdı. denizlispor'un son derece saykodelik, denizlihorozu şarkısı statda calinirken takimlar sahaya çıkmaya karar verdiler..

koray gencerler atatürk stadındaki sağ taraftaki kaleyi denizlispor'a vermiş, galatasarayli oyunculari ise sol taraftaki kaleye göndermişti. maç daha başlamamıştı ki sabri'nin şutu üstte avuta çıktı.. sağ taraftaki kale arkasındakiler korku ile dolmuştu..

her neyse maç hakem'in fiyt düdüğü ile başlıyor, galatasaray birinci dakikadan itibaren oyuna üstünlüğünü koyuyor, ve bira doldurmaya mutfaga gidenler, milan baroş'un dar alanda kısa paslaşmalar sayesinde gelen şık golunu kaçırıyorlardı.. galatasaray'ın arap futbolcusu nonda arda ile ortamlara girmiş, milan baroş'un önüne şık bir şekilde topu bırakmış milan baroş'da cenk in yanından topu ağlara göndermişti..

bundan sonra sahadaki futbol, futbol tarihinde "dünyaya gelmiş gelecek en sıkıcı maç" olarak yer alan "2008 avrupa şampiyonasi fransa romanya maçı"nı aratır olmuştu.. insanların tribunde canlari sıkılmış "galatasaray, bizden yaşça yaşlısınız ama sesiniz bizden yüksek çıkıyor, hem siz 24 dakika topla oynadınız bizse 12 dakika oynadik. bizim için süperlig bitmiştir.. eki eki bir daha da gelmeyiz süper lige eki eki" diyerek egleniyorlardi.. hatta bir ara kale arkasında top toplayıcı cocuklar ile dalga gecmeye calisilmis, toplu halde cocuga nah çekilmişti..

(galatasarayli taraftarlar sahadaki kötü futbolu atkilarini ters tutarak protesto ettiler.. )

sahadaki durum ise gerçekten vahimdi.. sabri topları üstten avuta atiyor, ümit kayıhan facebook hesabında mesaj var mı diye kontrol ediyor, denizli kratoçvili özlemle anıyordu.. sezon sonunda belki takimın basinda olmayacak bir insan'in kratoçvil gibi denizli efsanesini takimdan göndermesini sahsen ben algilayamiyorum da bu başbaşka bir konu..

neyse ki hakem bu zulme son veriyordu.. statta tekrardan özay gönlümün "gökte yildiz ellidir, denizlinin horozlari bellidir" sarkisi calinirken takimlar soyunma odalarında adaçayı gibi, ihlamur gibi şeyler içerek ısınmaya çalışıyorlardi..

mutlu süreler çabuk geçmiş, takimlar ne gereği varsa ikinci yarıya çıkmaya karar vermişlerdi.. ama bu yarida her şey farkli olacakti.. denizlispor saldırmaya karar vermiş, galatasaray takimi da "denizli hata yaparsa bir gol daha kaktırırız biter olay" demişti.. denizlispor musa ile goller kaçırırken, gine milli takiminda oynayan yeni transferi fena bir oyun sergilemiyordu.. nonda oyundan düşmüş yaser oyuna girmeye hazırlanırken ayhan skippe'ye dönerek "arkadas biz de para kazanıyoruz nonda da, ama adam bizim oynadigimizin onda birini oynamiyor yahu" diye iş arkadasini patrona ispikliyordu.. nonda çıkmadan önce ceza yayının üstünde bir topa gelişine yapistiriyor, top aglara giderken ayhan'a "bu da sana girsin" şeklinde galiz bir yaklaşım takiniyordu.
(ayhan'a lafi sokan nonda hemen baroş'a dönmüş, ayhan arkada "bi dakka sen şimdi laf mi soktun bana" diyerek kalmıştı..barış ise "offf nasil koydu lafi" diyerek lise günlerine dönüş yapiyordu)

skippe nonda'yı oyundan alirken, hakem koray gencerler'de ayhan'i oyundan kırmızı kart marifeti ile alıyordu.. galatasaray sahada on kişiydi, ve yine kale arkasından birisi "galatasaray'ın bundan sonra işi çok zor" diyor, ve etrafindaki 100 kişi gülme krizine giriyordu..

velhasil öyle veya böyle galatasaray denizli seferinden 3 puan ile fransa yollarına düşüyordu. lincoln'süz, kewellsiz bu takimi izlemenin zerre keyfinin olmadığını da belirtmem gerek sanırım..

taşındık

Perşembe, Kasım 27, 2008 zaman: Perşembe, Kasım 27, 2008

maç yazıları artık http://masadabosbardaklar.blogspot.com'da.. hatta orada futbol etiketine tıklarsanız da futbol hakkinda şeyler bulacaksiniz. yok "erotik" basligina tiklarsaniz, hülya koc yigit pornosu var..

19 ekim 2008 galatasaray trabzonspor maçı

Pazar, Ekim 19, 2008 zaman: Pazar, Ekim 19, 2008


lige verilen milli maç arasinda garip olaylar yasanmişken, galatasaray yönetiminin "üzgünüz ama rap albümün olduğunu yeni öğrendik, ayrıca yusuf şimşek'den de haberdar degilsin" diyerek umut davalayi kovmasinin üzerinden bir hafta geçmişken, insan ailesinden birilerini kaybetmenin dandiklik ötesinde olduğunu keşfedebiliyorken, ve ich arjantinde super classico'yu izlerken, bir sonbahar akşami, istanbulda mecidiyeköyde oynanip galatasaray'in 3 atip hiç yemediği bu nedenle de 3 puan aldigi müsabakadir..

maçtan evvel mecidiyeköy yine dandik dinlerin cehennemi gibiydi.. o otobus sesleri, üstten geçen e5, birbirini kaybeden insanlarin "abi el salliyorum ya bak cadirin ordayim el salliyorum ya" demelerinin yaninda tek güzel şey köfte kokulariydi.. maçtan evvel yine "hediyedir satilamaz" biletler satiliyor, kuyruktakilere "bilader bunlari aldik ama bi yanlis olmasin" tarzindan sorularla geliyordu insanlar..

saha, mevsim, seyirciler, song ve bünyamin gezer futbol için hazir olduğunda maçin başlamaması için hiç bir neden yoktu.. yeni açık tarafini galatasaray takimi adet olduğu üzere alirken, kaptan ayhan alpaslan tribunu tarafini trabzon firtinalarina birakiyordu.. ayhan'in kaptan oldugu bir galatasaray takimi pek güven vermiyordu ilk dakikalarda.. ayhan'in kaptan oldugu bir manchester united takimi da güven vermezdi gerçi ama o apayri bir konu.. trabzon dar alanda basiyor, galatasaray'i kendi sahasindan cikarmiyordu.. tribunlerde "arkadaslar lütfen biraz daha hirsli oynar misiniz" homurtulari yükselirken trabzonspor'un sert oyunu tribunlerden "lütfen sert oynamayin rica ediyoruz" tepkileri aliyordu..

çok geçmemişti ki arda turan sol kanattan orta yapmak istedi.. "böööyle verev göndereyim de ileride arkadaslarim belki kafa ile müdahale ederler, belki gol olur" düşüncesini kurmuş olacakti ki futbol topu oyunu biraz daha güzelleştirme adina kaleye giriverdi.. futbolun sevdigimiz hadisesi bu işte.. 4 gün evvel estonyada vurdugun toplar kalecinin üstüne giderken, bugun mecidiyekoyde ortalar kalecilerin kurtaramayacagi sekilde falso alabiliyorlardi.. hoş arda eger bilerek yapsaydi o ortayi, yarin gidip bir brezilya, bir arjantin milli takimi ile idmanlara cikmaliydi..

her neyse. dakikalar ilerliyor, arda bir golu servet'e carptirarak aglara gönderiyordu.. skor artik 2-0 olmuştu ki ilk yari bitti.. devre arasinda taraftarlar aralarina karisan olimpiyakos gözlemcisinini kesfetmisler, beyaz takim'in galatasaray olduguna, turuncularin ise trabzon olduguna inandirmaya calismislardi. öyle bir neşe içindeyken galatasaraylilar trabzon tarafindan yabanci maddeler alpaslan tribunundeki galatasaraylilarin üzerine yagmaya basliyor, bir kac duyarli galatasaray taraftari da olayi "şehitler ölmez vatan bölünmez" diye bagirarak önlemeye calisiyorlardi.. trabzonsporlular mutsuz, galatasaraylilar keyifli, ve turuncu formali olan takim "trabzonspor"du..

her neyse ikinci yari baslamisti, ve lincoln ilk yarida sari karti görmüştü.. galatasaray kontra ataklar ile trabzon kalesinde tehlike yaratmaya calisiyor, trabzonspor da uzaktan vuruslar ile galatasaray filelerini doldurmaya calisiyor ama bu ataklar hep ciliz kaliyordu.. "hadi bi de ben gol atayim" diyerek ortaya cikan lincoln çok şık bir golle aglari dolduruyor, golden sonra da ali sami yen'in krali oldugunu seyirciden bir kez daha duymak istiyordu.. yorulmuştu lincoln ve haftaya eskisehir spor maci vardi.. cikip dinlenmek, eskisehir'e gitmemek istiyordu.. önce kose diregini cikardi yerinden ve sari kart görmesini bekledi.. ama yeterince yürege sahip olmayan bünyemin gezer bu olayi görmezden geliyor, ve lincoln e ikinci sari karti cikaramiyordu.. lincoln un niyeti kesindi ama, hop eliyle topu hunharca kesiyor ve ikinci sari karti gorup oyundan cikiyordu ali sami yen'in pop stari..

bu dakikadan sonra aydin oyuna girmiş, fuleleri ile trabzonlulari korkutmaya baslamisti.. trabzon geliyordu ama galatasaray geldiginde gerek tolga'nin sabriye attigi kündeleri, gerekse aydin'in ofsayt gerecekcesi ile sayilmayan golu trabzon'un gelişinin geliş olmadigini gösteriyordu.. galatasaray taraftari artik "bunu da ofsayt sayma be, ne güzel gol be, ofsayt olmasa ne olur ?" diyerek deliriyor, bünyemin gezer hakkinda ise çok ayip şeyler söylemeye basliyordu..

hülasa son dakikalarinda galatasaraylilarin kahvelerde memleket meselelerini tartistigi, evlerde "var misin yok musun da christina aguilera cikacakmis" geyiklerinin yapildigi, tribunde ise ankaragücü taraftari deliliklerinin sergilendigi bir maç daha bitiyordu.. maçtan sonra tolga zengin'e turkiye gures federasyonundan "kumasin iyi, istersen gel calis bizle" seklinde teklif geliyor, sabri'nin annesi okudugu dualarin sabri'nin oyunu üzerinde yaptigi etkileri "hep okuduk oglum hep okuduk" diyerek belirtiyor, ve galatasaray liderle arasindaki farkini 3 puan'a indiriyordu..

ota boka derbi!

Perşembe, Ekim 16, 2008 zaman: Perşembe, Ekim 16, 2008



türkiye'de nedense türkiye ligi şampiyonu olmuş takimlarin birbirleri ile yaptığı maçlara derbi deniyor.. yani trabzon galatasaray maçına derbi diyor bunlar.. veyahut eskisehirspor adana demirspor maçı derbi bunlara..

şunu bilmeleri lazim ki, derbi dediğin şey iki aynı şehrin takiminin birbiri ile maç yapmasinin ötesinde, maçtan sonra gittiğin iş yerinde, yolda, bakkalda derbi hakkinda konuşabilmektir.. yani yendigin veyahut yenildigin rakibin taraftari ile hemen karşılaşmaktir.. türkiye'nin sikko bir taraftar kültürü olduğunun, her şehirde istanbul takımlarının tutulduğunun, yüz binlerce karadenizli'nin istanbulda yaşadığını biliyoruz ama yine de maçtan çıkışta, ertesi gün işe gittiğinde mesela, trabzonspor taraftari bulabilecek misiniz allaşkina?

kavramların içini boşaltmayin tükürürüm!

bolusipor

Pazar, Ekim 12, 2008 zaman: Pazar, Ekim 12, 2008

geçen sene şu meşhur deplasmana dualar ile giden takımdı, sezonun sonunda istanbulda eskişehir'e yanilip birinci lige çıkamadılar.. playoff da iktidara yakın takımın birinci lige çıkması son senelerde kanıksadigimiz bir davranış da, boluspor un bu sene bank asya'nin dibinde olması alışılagelmiş bir şey değil..



bunun nedeni muhtemelen fevzi, şanver ve hayrettin ekolunden gelen bir kalecileri olmasi.. ziya cidden kötü bir kaleci.. google da "ziya boluspor" diye arattiginizda çıkan haberlerden belli zaten

"Karabükspor maçında kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bırakan Boluspor’un tecrübeli file bekçisi Ziya Boluspor camiasından özür diledi.
Gördüğü kırmızı kart ile takımını 10 kişi bıraktığı için üzgün olduğunu söyleyen Ziya “yaptığım hareketten dolayı takımımı 10 kişi bıraktım. Yapmamam gereken bir hareketti. Bende istemezdim maçın başında takımı eksik bırakmak ama maalesef bir hata yaptım. Bundan dolayı tüm Boluspor camiasından özür dilerim. Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum.” dedi."


haberde yazmamis ama, o maçta ziya 9. dakikada görmüş kırmızı kartı.. her neyse işallah hallederler sorunlarını..





amigo sabri

Pazar, Ekim 12, 2008 zaman: Pazar, Ekim 12, 2008

http://img.mynet.com/spr2/Sabri.jpg
dünkü performansi ile degil türkiye milli takimi, banko brezilya milli takiminda oynar.. hani "gel carsamba günü bolivya ile macimiz var" deseler yeri.. sahsen ben gurur duyarak gonderirim..

fakat işte keşke maç sonunda statta yapilan "tesekkürler geldiginiz icin" anonsunu sabri'nin yaptigini düsündürtecek kadar yeni gelin olmasaydi.. ben bi an, sabri'nin yanda duran mikrofonu aldigini "tesekkürler, cok tesekkürler" dedigini düsündüm..

her neyse, "sabri sahaya, üclü cektir cimboma" diyelim de, milli maç boyunca besiktas tezahuratlari yapan taraftara kontra olsun..

11 ekim 2008 turkiye bosna hersek maci

Pazar, Ekim 12, 2008 zaman: Pazar, Ekim 12, 2008

pastirma yazi bitmiş, son kalan tembel kuşlar da yuvalarina dönmüş, hatta çalışkan karinca aynanin karsisina gecip "öhöm, şimdi de çalip söyle o zaman ey agustos bocegi" deme egzersizleri yaparken, mali kriz bir yandan patlamiş, ama cepte para olmadigi icin bu krizden en az etkilenecek insan olmanin keyfini sürerken, bir hazan mevsiminde, istanbul'un en güzel yerlerinden birinde oynanan, ve 2-1 türkiye'nin üstünlügü ile sonuclanan musabakadir..

maçtan evvel tv her zaman yasanan klişeler birer birer yaşaniyordu.. tv kanallari stadin etrafina canli yayin arabalarini koydurup spor yazarlarina "bence okan bu maçta oynamali! sergen oynamaz mi bu takimda ya? koy sergeni dursun, bi şut çeksin koysun kaleye alalim maçı" tarzi yorumlar yaptiriyor, en az 10 kişi kadikoyden besiktasa vapurla geciyor, sonra stad ile besiktas iskelesi arasindaki mesafeyi "yürürüz ya" diyerek gecmeye calisiyor, yolun yarisinda "göz kararimi sikiim" yorumlari yapiyorlardi. bozuk paralar çekirdeklere harcanirken, emre belozoglu tarkan'in sahnede giymeye cekinecegi bir kiyafet ile maça geliyor, ve winston churchill yillar evvelinden "any man who would wear a brown suit is a cad" şeklinde bir söz söylüyordu (kusura bakma fatih hocam ama bu böyle. türkçeye cevirmeyi gözüm yemedi. ama sen bilirsin ingilizce)

hasagiç'in stat televizyonundan ikinci yari baslayacak "`kavak yelleri`"dizisini izlemek istemesi yüzünden, gazhane tarafindaki kaleyi ilk yari milli takim aliyor, tv yi gormeyen kaleyi ise boşnaklar aliyordu.. her seferinde "efendim noldu biz ayri düştük boyle, başkanim bizi tekrar osmanliya alin" mesajlari cakan bosna hersek, maça tam kadro ile çıkmış, milli takim ise özellikle forvet hattini sanki "final dergisi dershanesi" önünden toplayarak çıkmıştı.. batuhan ve mevlut yaslari itibari ile "valla bence fizik sorulari zordu ama matematigi yaptim" ayarinda konusmalar yapacakken milli forma ile sahaya cikiyor, fatih terim yurdun bir çok il, ilçe ve bucakindan "ya icat cikartiyor ya!" seklinde gider aliyordu..

her neyse kapalidan gelen ilk çekirdek çıtlamasi ile birlikte maç basliyordu.... 30 dakika kayda deger bir şey olmadi.. ki sonra gol yedik.. maçtan evvel bahis siteleri, türkiye'nin galibiyetine 1.3 beraberlige 6 kusur ve bosna hersek galibiyetine "komple şirketi veriyoruz" oranlari vermişken bosna hersek belçika'nin attigi golun aynisini atmiş, kaledeki volkan ise `boluspor` kalecisi ziya'dan bile fazla güven verememişti..

bu dakkada stattaki genel kani "yusuf oyuna girmeli ya" ya donmusken gazhane tarafindaki tribunden "yusuf ne girecek oyuna, gitsin ibo show'da şiir okusun, tipi ona müsait" yorumu yapiliyor, baska bir yerde de "esas `rob roy` daki liam nelson gibi parasini kurtarsin ingiliz bankerlerden, oradakine daha cok benziyor" sesi yükseliyor, yusuf'un `yusuf hayaloglu`'na mi yoksa rob roydaki "liam nelson" a mi daha cok benzedigi tartismasi tribundeki gergin hava bir kisim dagiliyordu.. (karar sizin.. rob roy: http://www.jimandellen.org/ellen/RobRoythecouple.jpg , ibo show: http://www.yeniyerim.com/user_pics/grup471f0d0666075.jpg )

batuhan'in kolu oyundan çıkarken yerine nuri şahin giriyor, mevlut ise golleri antin kuntin bir şekilde kaciriyordu..

ilk yari bu telaşe içinde biterken winston churchill'in sözünü bir kez daha hatirlamak istiyorum "any man who would wear a brown suit is a cad" teşekkürler.. devre arasi verilmiş nedense devre arasindaki reklamlar "bicirik sirkeleri, balikesir'in en iyi sirkesi","konya şeker, hmmm çayım konya şeker ile ne kadar tatli","çukubik kereste sanayi!" şeklinde olmustu..

her neyse ikinci yarinin baslamasiyla birlikte, `duran toplarin usta ismi` sabri boşnaklarin kafasinda top sektirtip skoru 1-1 yapiyordu.. milli takim basiyordu ama, hasagic kalesinde devlesiyordu.. o sirada "yusuf yusuf yusuf" sesleri yurdun kahvelerinden yükselirken, yusuf kenarda belirdi.. o dakkada tak diye mevlut topu aglara gonderiyor, skoru 2-1 e getiriyor, yusuf'un sureti bile öne gecmemize yetiyordu.. evliya gibi adamdi şu yusuf!

her neyse, lafi cok uzatmayalim, ibrahim kaş'i ile (ki 20 sene önce olsa ismi tilki ibrahim olurdu), sabri delisi ile (macin yildizidir gönlümce) mevlüt'ü ile, hasagic'i bir macin daha sonuna attigimiz golden bir az gol yiyerek geliyor, 3 puani cebe atip, önümüzdeki zorlu estonya deplasmanina gülen gozlerle gidiyorduk.. (hey yavrum hey, hususi de bekledim ha 0000 da entry gireyim diye)

yeniden açıyoruz

Pazar, Ekim 12, 2008 zaman: Pazar, Ekim 12, 2008


baktim ki diğer mecralarda yazdiğım iki şeyden birisi futbol, dedim geri döneyim buraya, futbolu burada yapalım üşenme gücenme olmasin..

emre güngör

Perşembe, Mayıs 29, 2008 zaman: Perşembe, Mayıs 29, 2008



yarim sezonda geldigi yer türk futbolu için bir felakettir.. tamam emre güngor ankaragücünde kaptanlik yapmis bir adamdir, ama su oynadigi futbolla, ankara gücünde kalsa allaskina kim farkederdi onu yahu? kim milli takima alirdi.. emre güngor'un gubun milli takimla birlikte, avrupa kupasinda maclarda oynamasi, mehmet topuza haksizlik degil midir? (sorularla ilerleyince daha samimi bir uslup oluyor) sorarim size.. mehmet topuz'un yegane günahi kayseride oynamak midir?

türk futbolu'nun anadolu takimlarinin gelismesi için kuduranlar, basta fatih terim, boyle bir hadiseye nasil imza atiyorlar sasiyorum.. yahu sen anadolu takimlarinda oynayanlara yeterince prim vermessen, takimlar ellerinde nasil tutacaklar oyunculari? mehmet yildiz milli takimda oynamak istemeyecek mi? "milli takim istiyorsam besiktasa, fenere veya galatasaray'a gitmeliyim" demeyecek mi? boyle mi gelisecek anadoluda futbol.. insanlar türk futbol'unun yildizlari istanbuldayken, nah gelirler anadoluda statlara..

eh madem emre güngor milli takim kadrosunda olacak, ama sivasli hayrettin hic akla bile gelmeyecek, o zaman birakalim biz bu ligi.. türkiye iki milli takim cikarsin.. birisi istanbul takimlarindan ve yurt disindan olan oyuncular, digeri de anadolu takimindan gelenler.. ikisini kapistiralim her turnuva oncesi, yenen takim gitsin..

yazık tek kelimeyle..

elveda kralım

Çarşamba, Mayıs 28, 2008 zaman: Çarşamba, Mayıs 28, 2008





insanlar arasında yazilmayan sozlesmeler, anılmayan büyük olasiliklar vardir.. mesela kimse annesinden, babasından sonra ölecegi hakkinda konusmak istemez. ama geneli budur tüm hikayenin.. insanlar elbet bir gün, kendilerinden evvelkilerle ayrilirlar.. onlari var eden, onlari "kendileri" yapan insanlardan ayrilirlar.. tek baslarina ayaklarinda durmak gerekir bundan sonra.. yardim isteyememe, illa ki tek basina ayakta kalmakla sonuclanir. hayat bir sekilde devam eder.. gidenler ise, güzel anilarda kalan şeylerdir artik..

galatasaray hakkinda, benim galatasarayli olmam hakkinda hatirladiklarim muglak.. bir steau bukres macini hatirliyorum. yil 1989.. ilk orada farkediyorum babamin üzüntüsünün kaynaklarindan birisini.. babam kocaman adam. birlikte üzülmek istiyorum.. ondan sonra tanju.. galatasarayli olmami saglayan, pek cok cocugun galatasarayli olmasini saglayan bir insan, sicak bir yaz günü kalabaligin içinde, bogazin öteki tarafina geciyor.. kimse kalmiyor galatasarayli olmak için.. roma bize 3 tane atiyor. babam gelip "olsun seneye yeneriz diyor..","kimle?" diyebiliyorum ancak.. kral yok ki artık..

sonra bir kasım günü gelip catiyor.. galatasaray inonu stadinda.. bilenler için deniz tarafindaki kale galatasaray'in ama biz bilmeyen insanlardaniz.. istanbul uzak memleket.. ama sarı kırmızı renkler tenimizden yakın.. kemeraltindan alinmis çakma bir formam var üzerimde.. sokakta gerzek işler yaparken, evden babamin sesi geliyor.. "uur çabuk gel hakan attı" diyor.. o sirada şişe kirmak gibi çok ciddi bir işim oldugundan "gelemem işim var" diye bagiriyor asagidan.. sahane bir küfür ediyor babam.. istemeye istemeye yukari cikiyorum.. oturuyoruz birlikte.. hakan sükürü izliyoruz.. 40 kusur maclik yenilmemesine son veriyor hakan şükür.. inonude.. bir kralin dogusunu izliyoruz.. yil 1992-1993.. o gün hakan sükür düşüyor kücük kalbime.. bir daha asla cikmamacasına..

dostlarim, arkadaslarim.. galatasaraylilar.. burada hakan sükür'e kal demek için yazmiyorum bu yazdiklarimi.. hakan sükür'ün ne kadar büyük oldugunu bir kez daha anlatmak degil niyetim. ne leeds'e attigi gol bahsetmek istedigim, ne belcika'ya attigi gol. ne attirdigi yüzlercesi.. sadece şunu demek istiyorum: hakan şükür benim kralimdi. ve hep öyle kalacak. ne yaparsa yapsın, ne ederse etsin bundan sonra. üzülme günü degil bugun, kral bizi terketme deme günü degil. elbet bir gün birakacakti hakan futbolu. bizim sonumuzdan önce. bugun gurur duyma günüdür.. türk futbolu bir kitap olsa, en büyük bölümü olacak olan hakan şükür'ü kendi gözlerimizle izleyebildigimiz için. adını bagirdigimizda, bizi yeşil sahadan duyabildiği için. bize hayallerimizde göremeyecegimiz şeyleri, gerçek olarak sundugu için..

elveda kralım..

galatasaray nah alır

Çarşamba, Mayıs 14, 2008 zaman: Çarşamba, Mayıs 14, 2008

apirmaca, kopurmece olmasin ama galatasaray a satilmayacak oyuncu.. saolsun, 2-3 haftada bir hurma baskan bunu belirtiyor.. hic bir zaman unutmayacagiz baskanim.. sen gonlunu ferah tut.. gokhan ünal asla galatasaray'a gitmeyecek.. gidemez uleyn!

the best of zenit

Çarşamba, Mayıs 14, 2008 zaman: Çarşamba, Mayıs 14, 2008

kupa toreninde yillardan beri, we are the champions disinda bir sarki duymamistik.. zenit kupayi kaldirinca verdiler arkadan sarkiyi..




show tv ye gore, zenit 3 haftadir kücük aciyordu, rangers ise telefondan gelen teklifi kabul etmemisti, 1 tane 500 bin kalmisti.. kupa finali yerine var misin yok musun caldi arkadaslar yahu.. yakisiyor mu koca türk milletine, ki futbolla yatar kalkariz..


zenit'in bi penaltisini yedi hakem. mac 0-0di o sira. verse zenit farka giderdi en az iki atardi.. sonrasinda zaten tüm sene yatan fatih tekke cikti sahneye, aldi goturdu maci. ingilizlerden izledim maci, fatih'i yere gore koyamadilar.. (sıkıyorum)

velhasil iyi oynayan kazandi.. kupa rusyaya gitti bu sene ingiltereden, haftaya da rusyadan ingiltereye gidicek kupa.. cok sahane bir ilişki oldu bence.. ruslar kupayi bos gondermesinler, votka koysunlar içine..

Sezon Sonu

Cumartesi, Mayıs 10, 2008 zaman: Cumartesi, Mayıs 10, 2008





nick hornby, fever pitch kitabinin sonlarinda şöyle der "üçüncü lig takımı swindon town'a karşı kaybettiğimiz kupa finalinde tribünde bulunmuş ve hüzün ile acıyı hissetmiştim, fakat arsenal'in duble yapıp fa cup ve lig şampiyonluğunu kazanmasında, her ne kadar onlarca maça gitmiş olsam da, aynı şekilde katkım olmadı. bu sebeple, bilet bulmak ve maça gitmek için 5-6 saat bekleyenlerin bu zaferler için benden daha fazla söz söylemeye hakları vardır." (bu ceviriyi ben ultrasmovement abimizin bir yerden aldigini, kitaptan yazdigini düsünmüstüm, kitap elimde olmayinca.. megerse degilmis, tüm benligimle özür dilerim kendisinden.. ondan alintidir.. http://ultrasmovement.blogspot.com/)

hiç bir maçta canlı izlemedim takimimi bu sezon.. sampiyon olunca kadiköy deplasmanına gidenler kadar, konya'ya o karda kışta gidenler kadar, helsinborg macında takimi yine de alkislayanlar kadar sevinmenin hakkim olmadığını düşünüyorum.. isterdim ki son maçta, o bahsettigim cefakar taraftara öncelik tanınsaydi.. yine nick hornby'nin fikrinden cikarak soylemek gerekirse, keske deplasman bileti getirenlere öncelik tanınsaydi. "alin sizin hakkiniz bu, kötü günde yanımızdaydiniz iyi günde de yanımızda olun" denseydi.. ama tabi futbol pek adaletli degil. hem yesilinde,hem tribunlerinde.. olimpiyat stadında deplasman tribunune giderek başlayan, kasimpasa malubiyetinde ışıklar kapanana kadar sahaya bakip sigara içen taraftar son maçta yerini pirlantalari ile stada gelen taraftara birakiyor..

dedigim gibi hic bir macini canli izlemedim takimimin bu sezon.. ama bir sekilde evde televizyondan gördüklerimi, gabriel garcia marquez vari bir uydurmayla, sanki oradaymiscasina yazdim.. bilenler biliyor.. işte tüm bir sezonun öyküsü.. yaklaşık 50 maç.. tekmili birden.. anı kalsın diye..

(bkz: 12 agustos 2007 galatasaray caykur rizespor maci/@azuth)
(bkz: 19 agustos 2007 bursaspor galatasaray maci /@azuth)
(bkz: 26 agustos 2007 galatasaray ankaragucu maci /@azuth)
(bkz: 30 agustos 2007 galatasaray slaven koprivnica maci/@azuth)
(bkz: 2 eylul 2007 vestel manisaspor galatasaray maci /@azuth)
(bkz: 20 eylul 2007 fc sion galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 23 eylul 2007 kasimpasa galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 29 eylul 2007 galatasaray besiktas maci /@azuth)
(bkz: 7 ekim 2007 kayserispor galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 25 ekim 2007 bordeaux galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 28 ekim 2007 denizlispor galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 4 kasim 2007 gaziantepspor galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 8 kasim 2007 galatasaray helsingborg maci/@azuth)
(bkz: 11 kasim 2007 galatasaray genclerbirligi maci /@azuth)
(bkz: 25 kasim 2007 trabzonspor galatasaray maci /@azuth)
(bkz: 29 kasim 2007 panionios galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 2 aralik 2007 galatasaray istanbul bb spor maci /@azuth)
(bkz: 8 aralik 2007 fenerbahce galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 14 aralik 2007 galatasaray sivasspor maci /@azuth)
(bkz: 19 aralik 2007 galatasaray austria wien maci/@azuth)
(bkz: 23 aralik 2007 gbirligi oftas galatasaray maci /@azuth)
(bkz: 5 ocak 2008 bursaspor galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 12 ocak 2008 caykur rizespor galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 20 ocak 2008 galatasaray bursaspor maci /@azuth)
(bkz: 23 ocak 2008 genclerbirligi oftas galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 27 ocak 2008 ankaragucu galatasaray maci /@azuth)
(bkz: 3 subat 2008 fenerbahce galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 9 subat 2008 galatasaray vestel manisaspor maci/@azuth)
(bkz: 13 subat 2008 galatasaray bayer leverkusen maci/@azuth)
(bkz: 18 subat 2008 konyaspor galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 21 subat 2008 bayer leverkusen galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 24 subat 2008 galatasaray kasimpasaspor maci/@azuth)
(bkz: 27 subat 2008 galatasaray fenerbahce maci/@azuth)
(bkz: 2 mart 2008 besiktas galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 8 mart 2008 galatasaray kayserispor maci /@azuth)
(bkz: 15 mart 2008 ankaraspor galatasaray maci /@azuth)
(bkz: 23 mart 2008 galatasaray denizlispor maci/@azuth)
(bkz: 30 mart 2008 galatasaray gaziantepspor maci/@azuth)
(bkz: 12 nisan 2008 galatasaray trabzonspor maci/@azuth)
(bkz: 20 nisan 2008 istanbul bb spor galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 27 nisan 2008 galatasaray fenerbahce maci/@azuth)
(bkz: 4 mayis 2008 sivasspor galatasaray maci/@azuth)
(bkz: 10 mayis 2008 galatasaray gbirligi oftas maci /@azuth)
(bkz: galatasaray/@azuth)

15 nisan 2008 galatasaray genclerbirligi maci

Salı, Nisan 15, 2008 zaman: Salı, Nisan 15, 2008


keyifsiz bir 15 nisan aksaminda, dünya aclik sinirindayken, pirinc karaborsaya düsmüs, insanlar birbirlerini bir kara tayin icin öldürmeye baslamalarina aylar kalmisken oynanan, galatasaray'in önce bir gol yedigi ardindan bir gol attigi, ama sonucunda sezon basindan beri adini bagirdigimiz adam ve adamlarin bunu haketmediklerini gosteren mac.. beraberlikle sona ermis kupa'nin finaline gencler birligi cikmistir..

futbol garip bir hadise.. insan bir sekilde mudahale edemedigi, hic bir sekilde sonucuna etki edemedigi veyahut tahmin edemedigi bir oyunu hayatinin yüzde altmisinda düsünüyorsa bunu basit sosyolojik zamazingolarla anlatamazsiniz.. bir sekilde mudahale etmek ister oyuna.. bunun en sahane yolu da tarih oncesinde yapilsa dahi insanlari güldürecek seyler yapmasidir.. bir koltukta oturmak, bir giysiyi giymek, bir yemegi yemek bir futbol taraftarina anlamli gelebilir.. dahasi diger akli basinda insanlar tarafindan desteklenebilir bu hareketler.. belgarath in mactan evvel "bu sene gittigim maclarda yenildik" aciklamasindan sonra sahsen ben bir galibiyet beklemiyordum.. eşe dosta da bunu soyledim "bi arkadas maca gelcekmis.. herhalde yeniliriz" dedim.. insanlar hak verdiler.. velhasil hakli ciktim.. mutsuzum..

mactan evvel kupada fenerbahceden daha güclü bir rakibimiz oldugunu biliyorduk.. eni sonunda daha 6 sene evvel bu kupayi muzesine goturmus bir takimdi genclerden olusan bu birlik.. tas devrisel bir pankart gosterisi yapmadi galatasaray taraftarlari o yüzden.. cogu da kazanacagimizdan emindi. galatasarayin kazanmasi benim gibi milyonlarca insan icin dünya barisindan ya da ne bileyim ikinci dünya savasinin bitmesinden daha onemlidir.. bu gece bir mutluluk bekliyorduk.. finalde olmak tekrardan..

ki ilk yarida o finalin sesleri geliyordu. galatasaray sagli sollu saldiriyor, gol yollarinda sonuca eremiyordu.. yasli bir amcanin "hadi benim kara marsigim" diye hitap ettigi nonda asiri fevri oynuyor, hakan sükür kendisinden beklenen 28 yasindaki hakan sükürü gosteremiyordu.. yüzde 65 e 35 pozisyon oraniyla oynuyordu galatasaray ama bir türlü gol gelmiyordu. lincoln yine her pozisyonda ya kendine faul yaptirtiyor ya da topu eziyordu.. kocaman galatasaray gol yollarinda cevat güler hoca'nin arkadasinda duran sari kedi kadar caresizdi.. zaten o kedi de uyukluyordu bi noktadan sonra..

ikinci yarida bir senedir yeni acikta duran "forman icin oyna, arman icin oyna, ölümüne oyna" yazisi "formayi armayi siktir et, ölümüne oyna" ayarinda editleniyordu.. fakat bir sey olmustu galatasarayda.. sanki soyunma odasinda bir iki oyuncu unutulmustu.. genclerbirligi sanki kimlik degistirmis "gencler blitzkreig" olmustu.. galatasarayli oyuncular iki top yapamiyor, birbirlerinin önüne top birakamiyor, lincoln kesinlikle dökülüyordu.. galatasarayin sol kanadina inme inmis gibiydi.. gencler oradan bol bol saldiriyor, bissuru de gol kaciriyordu.. yani normalde "galatasaray yükleniyor ama gencler kontradan gol ariyor" diye nitelendirebilecegimiz hadise gozlerimize alenen "gencler galatasaraya yagmaliyor" seklinde gozukuyordu.. netekim dandik bir rovesata ile top galatasaray aglarina gitti..

bundan sonra galatasaray bir liverpool mucizesine ihtiyac duyuyordu.. ki 1-1 olduktan sonra bi penalti da buldu.. tüm sezon boyunca tribunlerin kendisine "lincoln" diye bagirdigi kivircik arkadas penalti atmaktan bile aciz oldugu icin liverpool un, liv... i yazildi sadece.. oysa son 2 dakika da tamlanabilirdi hadise.. oysa sadecede beatles'tan bir kac misra dokuldu dudaklarimizdan "sana iyice bakiyorum, hakkinda ne biliyordum? farkli degilmis gibi gorunuyorsun, ama degismissin.. sana iyice bakiyorum, ayni degilsin..."(bkz: i m looking through you)

sonucta kaybettik.. mactan sonra bir arkadasim aradi.. sesimin kotu geldiginden bahsetti.. o noktada yalan soyleyebilirdim.. "eh işte havalar bir iyi bir kötü oluyor sifayi kaptim" diyebilirdim.. "kaybettim mina koyyim" diyebildim.. insanlara her zaman gercekte düsündüklerini soylememeli hayatini futbol üzerine kuran birisi.. yoksa kimsenin kendisini anlamadigini ve yanliz kaldigini düsünebilir..

12 Nisan 2008 - Galatasaray Trabzonspor Maçı

Cumartesi, Nisan 12, 2008 zaman: Cumartesi, Nisan 12, 2008





antalya'da 80 öncesindeki okul catismalarini hatirlatan zulfikarli ve atesli silahli arkadas yakalanirken, gelinlikle türkiyeden gecip filistine varmaya calisan italyan sanatci pippa bacca bi gerizekali tarafindan öldürülmüsken, barroso ile barusso'yu memleketteki cogu galatasarayli karistirirken 12 nisan günü sicak ama kapali bir bahar gününde mecidiye köyde oynanan karsilasma bir sifir galatasaray'in üstünlügü ile bitmistir..

mactan evvel taraftarlarin önde gelenleri "arkadaslar bu mactan sonraki macimiz fener maci.. küfür etmiyoruz! "işte kaleci bu mu kaleci" diye bagiricaz bizim kaleci kurtardiginda.. baktiniz hakem yannis mi karar veriyor hakeme gozluk eline de sozluk diyveriyoruz.. baktiniz trabzon cirkinlesti burasi samiyen burda cikis yok diye sey edicez.. lütfen.. küfür yok" diyerek diger taraftarlari uyariyorlardi. "adini soyadini yaz 1905 e gonder kendi takimini kur trabzonu yen" kampanyasi dahilinde galatasaray sahaya ayhan ve okan orta sahasi ile cikiyor, sabri sag beke yerlesmisken forvet hattini hakan sükür ilen ümit karan koruyordu.. trabzonspor'da da sarisin arkadas yattara, kaptan hüseyin cimsir, defans hattain hasan ücüncü, gibi mükemmel isim soyad kombinasyonuna sahip oyuncular sahaya cikiyordu..

saatler 19 00 u gosterirken mac basladi.. cumartesi günü saat 19 da mac oldugunda ben mutsuz oluyorum arkadas.. arkadaslar icmeye cosmaya vakit ayirmam gereken saatte mac koyuldugunda aklim donuyor.. mac kacirmamaya manyaklasmis insanlar olarak bu saatte mac yapilmasini ben kinamak istiyorum.. cumartesi bari 17 de mac yapin ya.. aksam da disari cikalim.. yazik... her neyse.. daha ayrintili cemkirme icin (bkz: 19 00)

galatasaray cok net gol pozisyonlari ile maca basladi. sagli sollu trabzon kalesine dogru saldiriyor ama netice alamiyorlardi.. tolga topu elinden kaciriyor, servet topu direge nisanliyor, o vuruyor bu ediyor ama bir türlü girmiyordu.. 30. dakikaya dogru yoruldu tabi galatasaray. o dakikaya kadar galatasarayli futbolcular sabit dursalar onlara carptirip kendi kalelerinde gol tehlikesi yaratacak trabzonlu oyuncular ayri bir oynamaya basladi.. ki ilk yari ol vakit bitti.. ilk yarinin en dikkat ceken pozisyonu, servetin rovesatasi ile baslayan, ardanin kafasinin üzerinde vurdugu vole ile devam eden, umit karan'in mortal kombat vurusu ile biten pozisyondu.. arkadas feldkamp gittikten sonra takezo kensei ile mi anlastiniz ben anlamadim ki? hafta icinde kungfu mu calisiyorsunuz? hay allah..

gercek bir prens olan sabri ikinci yariya cikarken "arkadaslar ben ileri cikicam, kendi alanimi bosaltabilirim.. vallaa hiiiic beklemeyin beni geri gelirim die.. gelmem.. emre bak sana soyluyorum.. kapa benim alanimi.. " diye arkadaslarina sesleniyordu.. her neyse bir futbol gelenegi olarak nezaketen galatasaraylilar kalelerin degistirilmesini istediler.. boylelikle e5 tarafindaki kaleyi aykut (yavru agzi formasiyla) fulya tarafindaki kaleyi de tolga aldi..

galatasaray bu yariya da istekli basliyordu.. allah allah diyip sag ve sol kanattan gelirlerken bir ara ayhan orta yapti tüm tribunler gol diye ayaga kalmislardi ki arda golu atti.. fener macinda saha kapatilmasin diye "en büyük arda baska büyük yok" kivaminda tezahurat etmek zorunda kalan taraftarlara arda annesinin ve babasinin isimlerini tozluklarindan okutuyordu.. buradan adnan amcanin ellerinden opmek istedigimi soylemek istiyorum..

her neyse golden sonra sabri trabzonspor yarisahasinda kalmayi tercih etti.. yani bir sag bek oyuncusu ve gercek bir prens olan sabri o kanadi trabzonsporlulara 40 dakika boyunca kiralamis gibiydi.. ki bu araziyi yattara orta acmak icin kullaniyor, trabzonlu oyuncunun kafasina carpip arkadaki umutun onune düsen top ofsayt nedeniyle gol olarak deger kazanmiyordu (bu cümleyi de kurdum ya allah beni kahretmesin) bir 5 dakika sonra trabzon spor bir gol daha atiyor ama bu da ofsayt nedeniyle iptal oluyordu.. hani trabzonun forvet hattinda sadri alisik olsa "bu da mi gol degil ha! bu da mi ofsayt! soruyorum hakem baba bu da mi ofsayt" dese yunus hakem yildirim, "gol be.. gol be" diye hislenip golu verirdi diye düsünüyorum ben.. ama umutla, hüseyin cimsirle buraya kadar arkadas..

velhasil macin son dakikalarinda galatasarayli oyuncular "benim onume düstü top ben vurucam" felsefesi ile onlarca gol kaciriyor, ve mac 1-0 galatasaray üstünlügü ile bitiyordu..

yarinki gazte mansetlerini ben soyeyeyim "zirvenin adi belli","aslan zirveyi kapti","yeni lider cimbom","koyduk kaleye topu soktuk boruyu"(bu son manset olmadi sanirim) hayir benim anlamadim ne zevk aliyorsunuz bu liderli basliklardan bir gün icin arkadas.. yarin ankarasporu yenince fener yine liderlik muhabbeti yeter yahu..

Cumartesi, Nisan 12, 2008 zaman: Cumartesi, Nisan 12, 2008





londra ovasi yagislidir, londra ovasi hoyrattir.. bir ekip 5 alirsin.. londra topragi nicedir.. bagrina basar..

dün gece bir rüya gordum.. thames hasretinden agliyordu.. thames türkün kendisinden su icmediginden dem vuruyordu.. thames akiyordu.. agiiir agiiir.. bekle dedim thames.. bekle big ben türk geliyor, takimda dogru düzgün türk olmamasina ragmen 3 tane türkle sahaya cikmasina ragmen fenerbahce geliyor.. sarisiyla, beyaziyla geliyor..

mac saatinde ingilizler elleriyle 5 yapiyorlardi "welcome to london massacre" yaziyorlardi.. portekizce bilmeyenler icin "hosgeldiniz fenerbahce" diye tercüme edebiliriz.. ingilizler kendilerinden emindiler.. ingilizler, yunana yardim yapmis, canakkalede bize avusturyalilari kirdirmis, beyoglunu yorkshire da damizlanmis atlari ile ezip gecmis ingilizler ukalaydilar.. yürecigimizde umut vardi.. yandim ali'nin ruhu ile gelmistik, mustafa kemal in anafartalar zaferi ile gelmistik.. aklimizda zafer vardi..

dakka dört oldu golu yedik..

o dakkadan sonra ugur girmeliydi oyuna.. ilker yasin oyle diyordu.. "ugur girse ooo 5 olmustu bes " minvalinde konusuyordu.. ama zico dinledi mi? yoo dostum.. tarihinin en kotu chelsea'sine boyun egdi adam. cünkü zico bilmez.. cünkü zico duymamistir bogaza demirlemis ingiliz zirhlilarini.. florance nightingale in yaptiklarini sey etmez (o savasta sanirim ingilizlerle müttefiktik) her neyse.. zico zalım, zico umarsiz.. bakti zico.. bakti gülmeden, kimildamadan bakti.. stanford bridge agliyordu.. her kafada "kadikoydeki ilk 60 dakikadaki chelsea ciksin yari finale ama bu takim cikmasin" düsüncesi vardi.. kücük jonathan.. o damarlarinda kralicenin kani akan jonathan bile "mac fenerin hakki babacim" diye sesleniyordu babasina.. hakliydin jonathan.. hakliydin kücük john.. ama kader aglarini orduyse bi kere neye yarar gokhan'in vurusu, neye yarar lugano.. allah baba yazdiysa sampiyonlar ligine yenilgiyi ne ye yarar sadri alisik'in "bu da mi gol degil ha" diyisleri..

ikinciyi de yedik.. tam atacaktik.. onu da yedik..

tesekkürler fenerbahcemiz.. tesekkürler fener.. yüreginize saglik cocuklar.. bu sene de galatasaray'i gecemediniz avrupada ama bu deneyim olsun.. seneye belki fenerbahce.. sarisiyla, beyazi ile en büyük bahce... yelelerinden tutamadi fenerbahce tarih denen aslani.. olsun rising sun olamadin ama the rising fun over europe oldun fenerbahcemiz.. buna da sükür.. bunu da goremeyenler var..

6 nisan 2008 genclerbirligi galatasaray maci

Pazar, Nisan 06, 2008 zaman: Pazar, Nisan 06, 2008

üniversiteler yavas yavas kaynamaya baslamisti.. kampuslerde silahlar yillar sonra yeniden kendisini gosteriyor.. aysun kayaci'nin bir oyu bilmem kac coban oyuna eşit olmasi taratisiliyor, nato'nun varsova paktina dogru genislemesi über baskan putin tarafindan onleniyordu.. hal bu şartlar altinda yagmurlu bir sonbahar günü ankara'nin romanya bayragi ile renklenmis stadinda oynanan bir macti.. galatasaray cassio lincoln'un golu ile bir sifir kazanmisti..

6 nisan 2008 günü gencler birligi galatasaray macini izlemek icin milyonlarca galatasarayli taraftarla birlikte televizyon karsisina oturdum.. vaziyet ve manzarai umumiye:

persembe günü futbolcular kazan kaldirip "feldkamp'i istemezuk.." demisler, feldkamp da "istenmedigim yerde durmam agalar" diyip istifasini vermis, artcisi ahmet akcam da onunla beraber gitmis idi.. yonetimce yeni bir hoca takimin basina getirilinceye kadar "4355 e mesaj at, takimini kur, sampiyon ol" ilanlari ile teknik direktor bulmaya calisiyor, bu numaraya en cok mesaj atan cevat güler takimin basinda sahaya cikmaya hak kazanmis idi..

ankara 19 mayis stadi yagan yagmur ile camur deryasina donmus, gorenlere "bu stat modern türkiyenin baskentindeki bir stat midir? yoksa sakarya savasinin yapildigi cenk meydani midir?" sorusunu dogurmaya baslamisti..

galatasaray takimi sahaya "kirlenmek güzeldir" havasinda beyaz formalarla cikmis, avea gogus reklaminin altinda gizliden gizliye "omo" reklami yapmaya da baslamisti..

8. dakika: mehmet topal, pasi kardesi ardaya gonderiyor arda da hic beklemeksizi once topu iceriye ortaliyor ardindan "alda aaaaat" diye bagiriyordu.. mactan sonraki muhabbetlerde "arda abi yandan ortaladi bana da dokunmak kaldi" deme firsatini ümit karan topu auta atarak kaciriyordu..

33. dakika: sahada oyuncular ayakta durmakta zorlanirken, ankarali taraftarlarlar cekirdek citletip "barajlar doluyor ehi" diyorlardi.. ciftcilerin yüzü gülerken galatasarayli taraftarlar takiminlarinin etkisiz oyunundan ötürü somurtuyorlardi ki arda yine nefis bir orta cakti.. "araaaap bu senin" diye bagirmisti ki nonda'nin kafa caktigi top yandan avuta cikti.. ümit karan babacan bir tavirla arda'nin yanina yaklasiyor "her ortadan sonra mesaj kaygisi gütmek zorunda degilsin canim" diyordu..

44. dakika: televizyonun sol tarafindaki kaleye gencler birligi oyunculari akin akin geliyor, sabri bu dakikada genclerbirligi sporcusu hakan'i çok şık bir el hareketi ile yere caliyordu.. genclerbirligi oyunculari penalti beklerlerken, daha faul yapilmadan once hakan'in "hocaaaa" diye bagirmasindan hakem kuddisi muftuoglu'nun üzerine cok gitmiyor hakan'in "oracle" vari performansini takdir etmekten baska bir sey yapamiyorlardi..

45+1 de kuddisi muftuoglu ilk yariyi bitiren düdügü caliyordu. iş o dakikadan sonra saha karisiyor "dün 5 dakika uzatiyordun ama acemi hakem" tarzinda yaklasan genclerbirligi oyunculari hakemin etrafini sariyorlardi.. bu sirada hakan sükür'e dil uzatan bazi genclerbirlikli futbolculari da deftere not aliyorduk.. (tuna, hakan, engin.. adam gibi oynayin!)

galatasaray malzemecisi, ufuk kaynak formalara bakiyor "allahim bu lekeler nasil cikacak?" diye soyleniyordu.. o sirada sislerin icinden birden bir kadin peydah oluverdi... tamam bunun macla alakasi yok.. ama siz yine de kirliler icin omo'yu kullanin.. (devre arasi reklami aliyorum gari)

58. dakika: sayili dakika su gibi akip geciyor, galatasaray da genclerbirligi de aradiklari gole ulasamiyorlardi.. bir ara hakan şükür mesut bakkalin yanina gidip "ya yer degissek ya, siz sampiyonluk icin, biz düsmemek icin oynayalim, ugur yapalim boyle gol gelir belki" diye komiklik yapiyor, mesut bakkal tarafindan "keraneci ya" diyerek savusturuluyordu.. o sirada lincoln serbest vurusu 170 ile benden 12 santim daha kisa ve benim gibi yesil gozlu olmayan (futbol seven kizlara selam ederim) okan'in kafasina nisanliyor, okan da topu direge eklestiriyordu.. yurt sathindaki ve yavru vatan kibristaki kahvelerde "tüüüh" sesleri o anda yükseldi.

61. dakika: genclerbirligi yorulmustu.. galatasaray recele gelen arilar gibi genclerbirligi kalesine yükleniyordu ki ümit karan kaleciyle karsi karsiya kaldi. aydemir akbas'in filmlerde sergiledigi bir beceriksizlikle topu peric in üzerine nisanliyordu ümit karan..

88. dakika: goooooooooooooool! sabri oyundan alinmis yerine baris girmis, hasan oyuna girmis okan cikmis, nonda cikmis kral oyuna girmisken, arda sag kanatta oynamaya baslamis, hasan sas sol kanadi kendine mesken edinmisken, tüm bu dandiklik içinde genclerbirligi akin akin saldirirken kimin orta yaptigini bilmedigim bir topu ümit karan kafayla arkaya indiriyor lincoln de yaradana siginip genclerbirligi aglarina birakiyordu.. son 4-5 haftadir taraftarin "ikinci eli ne kadardir bunun? gitti gidiyordan satsak?" diye düslere daldigi lincoln kendini bir nebze affettiriyor, galatasaray'i sampiyonluk yarisinda tutuyordu..

sözün özü galatasaray şu zor zamaninda zor da olsa, bela da olsa anasinin ak sütü kadar helal bir 3 puana kavusuyor, fenerbahceyi tüm sevkati ile alisamiyende bekleyecegini satir arasinda soyluyordu..

Pazartesi, Mart 17, 2008 zaman: Pazartesi, Mart 17, 2008



fatih terim italyan hükümeti tarafindan na bu madalya ile sahlandirilmis.. "’Ordine della Stella della Solidarieta Italina" turizm madalyasi gibi bir zamazingo.. colin firth'in falan da var.. fransizlarin "legion d'honoeur" ünün italyan versiyonu.. alsin, yakisir imparatora..

15 Mart 2008 Ankara BüyükŞehir Belediyespor maçı

Cumartesi, Mart 15, 2008 zaman: Cumartesi, Mart 15, 2008




Anayasa mahkemesi Ak partiye kapatma davası açmışken, çalışanlar akillara sigmayan sosyal güvenlik yasasini protesto ederlerken, new york valisi birebirde, tahran valisi grup sekste yakalanmisken ankara'nin mac oynanmayan zamanlarda düğün salonu olarak kullanilan stadi "yenikent asaş" da oynanan maç. galatasaray'in bir gol atip, ankaraspor'un bir penaltisinin verilmemesi ile noktalanmistir..

hafta içinde herr feldkamp'in torunumu gorecegim ayagina almanya'ya gitmesi, sonrasinda "vallahi havasini özlemisim.. birasini özlemisim.." diyerek klubu arayip "ya kusura bakmayin ben cok hasta oldum" ayaklari cekmesi sonucunda takim ankara'ya teknik direktorsuz gidiyordu.. bunu goren ankaraspor teknik direktoru fabio capello, "8 haftadir 3 puana hasretiz, galatasaray'i yenip 3 puan almak istiyoruz" gideri yapiyor, takimi maca canavar bir motivasyonla hazirliyordu.. mac günü de klubun antreman tesislerinde kahvalti dagitilirken "3 puan" demeyene cay katilmiyordu.. ankaraspor'un motivasyonu tam, galatasaray'in ise motivasyonu feldkampsizdi.. feldkamp'in boslugunu cuma gecesi televizyon dizisi ile doldurmaya calisan ahmet akcam ise endiseliydi..

mactan hemen once sahaya cikan galatasarayli futbolcular, acik tribunun üzerindeki dev futbolcu kartlarini göründe ürktüler.. her biri bir insan boyunda olan portrelere bakmadan tirsa tirsa isinmaya calisan lincoln, sert ruzgar sayesinde 2 kez yere düstü.. bereket sakatlanmadi..

her neyse.. ankara yenikent asaş stadini bilenler icin soylemek gerekirse (inönü stadini bilmek kolay efendiler, yiyosa bunu bilin!) yenikent tarafindaki kaleyi, ankaraspor, cayir cimen tarafindaki kaleyi ise galatasaray aliyordu..



daha dakikalarimiz 2 yi gosterirken de nigris sag kanattan galatasaray ceza alanina giriyor, aykut önce takilip düsüyor, sonrasinda de nigrise yetisip, de nigrisi yere caliyordu.. de nigrisin yere düsmesinin sarsintisindan etkilenen, lincoln kendini yerde buluyordu.. hakem bu iki düsmeyi de atlayip oyuna devam edince galatasaray "hadi arkadaslar oynuyoruz" diyip oynamaya basliyordu..

17. dakikaya gelince 2 tane cocuk saha mikrofonlarini ele geciriyor "ölüm varmis korku varmis"i soylemeye basliyorlardi.. melih gokcek hadiseyi cakozlayinca stat hoporloründen "lütfen cocuklarinizi sahadan aliniz" anonsu yapiliyordu ki nonda pasi, lincoln'e, lincoln tekrar nondaya, nonda ise "kaleye vuramiyorum beeeen" bagirisi ile ümit karan'a atiyor, ümit karan da topu aglara gönderiyordu.. golden sonra ümit karan arkadaslarini vuruyormuscasina el hareketleri yaparken, lincoln de garip bir vucut dansi yapiyordu.. boylelikle macimizin sarkisini da belirlemis oluyordu.. "i bet you look good on the dance floor"

bu sirada acik tribunde ankaraspor bayragi diye "yunanistan bayragi" acan seyircilerle, ankaraspor taraftarlari arasinda arbede cikti.. "abi valla bilmiyordum, ankara bayragi istedim bunu verdiler" diyen genc volkan'a "genc leoparlar" daliyor, polis ve jandarma olaya mudahale ediyordu.. "ya takim da kirmizi beyaz cizgili yunan bayragi da bilememis cocuk" diyen stat amiri daha büyük olaylarin cikmasini engelliyordu..



adnan polatla, ayni avuc icinden cekirdek yiyen hatta "adnancim bak bunnari senin icin ayikladim" diyip, ayiklanmis cekirdekleri adnan polata yediren melih gökcek "adnan bu sabrinin bos biraktigi araziye bi residance dikelim be" diyip "eki eki" diye gülüyordu.. üste o bos kalan arazinin fotosunu koyuyorum..

ilk yari galatasaray'in bir sifir üstünlügü ile bitince saffet susic "benden bu kadar" diyip istifasini yonetime vermek istiyor, fakat yonetim tarafindan akli celiniyordu.. saffet susic'in bu davranisini bir sezonda 4 kere galatasaray'a karsi oynamasina bagliyorum ben.. her neyse..

takimlar ikinci yariya sahalari degistirerek cikiyorlar, caktirmadan galatasaray formasi giymeye calisan tita ise takim arkadaslari tarafindan ayiplaniyordu.. sap dönmüs, keser dönmüs, gün gelmis kaleler dönmüstü..

ikinci yarinin baslama düdügünün verdigi titresimle, lincoln kendini yerde buluyor, hakem bu pozisyonu da es geciyordu.. ümit karan gerek forvette gerek defansta mükemmel oynarken, servet cetin'in defansta mükemmel oynamamasi yüzünden galatasaray kalesinde az kalsin golu görüyor, ama aykut mükemmel iki kurtarisla galatasaray'i ipten kurtariyordu.. o noktada ben aykutu cok sevdim.. aferin dedim. 10 milyon vericem gordugumde kendisine..

arda sakatlandiktan sonra ahmet akcam kendisinden beklenmeyen bir sekilde, nonda ve ümit'i kanatlara cekiyor, lincoln'u ortada kullanmaya calisiyordu ki, talimati alan lincoln yere düstü.. hakem bunu da gormedi tabi..

her neyse ankaraspor'un bir kac ciliz atagi, melih gokcek'in sinirleri en saglam insanin bile, sinirlerini tahris edecek bir iki gülüsü, kücük cocuklarin sahaya girip mikrofonu ele gecirmeye calismasi, ankaraspor taraftarinin macin 80. dakikasinda dahi yerlerinde oturamayarak sahada dolasmasi ile bir ankara deplasmani daha galatasaray icin eksiksiz bitiyor, gazeteler ise "aslan zirvede" manseti atmaya imkan buluyorlardi..

kazim kazim

Cumartesi, Mart 15, 2008 zaman: Cumartesi, Mart 15, 2008




the sun dan:

Kazim-Richards will have a different name on his shirt when we see him take on the Blues.

He explained: “Here you can’t have a Christian name on your shirt so they call me Kazim Kazim.”


ingilizceye uzak olanlar icin..

"kazim richards'in tişortunun üzerinde degisik bir ad olacak chelsea maclarinda..
soyle acikliyor: burada bir hristiyan ismine sahip olamazsiniz formanizin üzerinde. o yüzden bana kazim kazim diyorlar..."