cüneyt çakır uefa elele, fulham finale!

Perşembe, Nisan 29, 2010 zaman: Perşembe, Nisan 29, 2010

http://www.ligtv.com.tr/uploads/news_manset_resim_yx_CuneytCakir01.jpg
ağzı laf yapıyorsa, bir 10 sene sonra tvde kendisinin anılarını dinleriz.. "yıl 2010, fulham maçını yönetiyorum. avrupa ligi yarı final maçı ha.. fulham güçsüz, zamora var arap başka bir şey yok"

tebrikler tabii ki.. hızla yükseliyor cüneyt çakır..

2010 barcelona - inter: 1 - 0

Çarşamba, Nisan 28, 2010 zaman: Çarşamba, Nisan 28, 2010

(bursa'lı busquets yerde acı içinde kıvranıyor)

drama'nın ilk ayağını kısaca özet geçelim de geçen hafta yaprak dökümü izleyenlere kıyak olsun; barcelona san siro'da ilk golü tipik bir pes 2008 oyunu ile attı. ardından interin 3 golu geldi ve maç 3-1 bitti.. tüm bu olaya rağmen kanımca maçta tek zevk veren interli 75. dakika gibi oyuna giren balotelliydi..

http://static.guim.co.uk/sys-images/Guardian/Pix/pictures/2010/4/28/1272482382725/Inter-coach-Mourinho-talk-003.jpg
(mourinho maçtan önce futbolcularina "yengeniz bir mantı yapmış geçen akşam parmaklarınızı yersiniz" diye anlatırken)


maçtan evvel mourinho giydirmedik insan birakmiyor hatta laf bir an "çorumspor klasman gruplarına kalmaya baksın önce"ye kadar geliyordu.. gazeteciler açbilaç bu arkadaşın konuşmalarını "mourinho ona buna şuna gider yapti" diye yazarken maç günü geliyor, barcelona yönetimi taraftara "ya rica ediyoruz, lütfen diyoruz avrupalı olabiliriz ama maça saatinde değil 1 saat erkenden gelin.. ambians olsun ortam olsun ya!" diyordu.. demek ki olay bu.. barcelona da olsa boluspor'da olsa "maçtan 1 saat önce gelceniz buraya, birlikte isincez, birlikte konsantre olcez" durumu var. (tolga'nın boluspor taraftarına seslenişi için şuraya..)


http://static.guim.co.uk/sys-images/Guardian/Pix/pictures/2010/4/28/1272484797678/Barcelona-fans-with-anti--009.jpg
(bu taraftardan beklediler maça erken gelmelerini.. ha bu arada mourinho barcelona'nın madridde final oynamak konusunda takıntılı olduğunu söylerken abartmıyordu sanırım)

bir italyan takımı deplasmana 3-1 önde gidiyorsa futbol namina bir şey beklememeyi öğretti bu hayat bana.. üstüne bir de ilker yasin ve hikmet karaman duosu ile karşılaşınca tüm umutlari birden yıkılan ahu tuğba'nın kız kardeşi gibi hissettim kendimi.. fotograf studyosuna "belki tecavüz etmez" diye gidiyordum ama bu kadarını da beklemiyordum..

her neyse bir şekil maç başladı. barcelona beklendiği gibi topu alıp inter'e vermiyordu, inter de arada top ayağımıza geçerse ilerde milito ile topu kaleye kaktırırız diyerek, 2004'te yunanistan'ın kitabını yazdığı bir oyunu oynamaya çalışıyordu.. ki bir atakta milito hayali bir keskin nişanci tarafindan vurulup yerde kalınca inter'in makyevellist bir şekilde maçı kazanmak için her şeyi yapabileceğini anladık..
http://static.guim.co.uk/sys-images/Admin/BkFill/Default_image_group/2010/4/28/1272486969483/Barcelona-006.jpg
(geçen sene barcelona'da oynayan eto'o inter sezon başında alıyor, ismini yavuz veya midilli olarak değiştirmek istiyor ama uefa buna izin vermiyordu)

29. dakika'da motta busquets'i tokatlayıp ikinci sarı kartını görüyor ve taraftar için korku dolu anlar başlıyordu. inter kapanacaktı.. busquets yerde "ağlıyor numarası" inter taraftarı stadın üstlerinden "ayağa kalkın adam gibi oynayın" tezahuratını italyanca söylüyordu..
http://static.guim.co.uk/sys-images/Guardian/Pix/pictures/2010/4/28/1272486665595/Thiago-Motta-lets-Sergio--012.jpg
(senin ananı avradını severim doğru konuş moduna giren motta!)

ilk yarıda şunlar oldu, bunlar oldu demek isterdim. sonuçta şampiyonlar ligi maçı izliyorsun, sahada bir oyun gormek istiyorsun.. ama maşallah wagner'in 3 saat süren türk dizileri gibi bir oyun sergilenmeye başladı bu dakikadan sonra.. 3 saat dizi izliyorsun sonra msn'e girdiğinde arkadaşın "nasildi" diye soruyor ve sen sadece "behlül bihter'e çakmaya çalıştı" diyebiliyorsun.. ayni şekil.. futbol oynandı işte.. barcelona ceza alanına girmeye çalıştı inter izin vermedi.. hikmet karaman bu arada guardiola'ya akıl veriyor, "şimdi böyle oynatilmaz" kivaminda bir şeyler söylüyordu.. bu adanalılar gerçekten çok garip insanlar.. galile adanali falan olsa "dünya adananın etrafında dönüyor" derdi yemin ki..
http://static.guim.co.uk/sys-images/Guardian/Pix/pictures/2010/4/28/1272486668601/Barcelonas-Dani-Alves-arg-015.jpg
(dani alves'den "hocam napalim tiryakisiyiz" pozu)
devre arasında pep guardiola "ibram, bak koçum oradan giriyorsun buradan atiyorsun, vururmuş gibi yapip "bacına kayıolar!" diyip defansı ekarte edip golu atiyorsun" diye anlatirken mourinho arkadan sokuluyor "özet geç lan" ayarinda komiklik yapip gidiyordu.. guardiola'nın o anki yüz ifadesini bulursam, duvar kağıdı yapicam "alın lan bunu başımdan" cümlesini bir insan bakışları ile kurabilir mi? kuruyormuş işte..

ikinci yarı'da interli oyuncular sahaya çıkarken zanetti "beyler herkes defansa yardima geliyor" diye takımını uyariyordu.. kale arkasındaki skorbord "55." dakikayi gösterirken maçı tv'ye veren yönetmen "yaz anasini satayim ekrana inter'in gol atma şansı: %0 barcelona'nın gol atma şansı:%0" diye cinnet geçiriyor, 5 saniye sonra "sigara içmeye çıkıorum ben" diyerek olayı geçiştiriyordu.. tamam bundan zevk alanlar olabilir.. yani oturup "aha nasil ortanın açılmasını engelledi" "bravo nasil etten duvar oldu" diyenler olabilir.. ama açık konuşayım, ben ikinci yarıyı 80. dakikaya kadar izlemektense ayazağaspor ile haznedarspor'un "olm ayağınla orta yapican götünle değil" bağırışmaları arasında geçen maçını izlemeyi tercih ederim..

http://static.guim.co.uk/sys-images/Guardian/Pix/pictures/2010/4/28/1272491858938/Inter-defender-Maicon-rea-016.jpg
(korneeeeer)
71. dakikada milano yer yerinden oynuyordu.. inter ilk kornerini kazandı.. milano'nun tüm kahveleri ve iddia bayilari yikilmisti sanki.. "korneeer" diye sevinçten bir kişi balkondan atlıyordu.. sonra gol falan olmadı..

açıkça farkediliyordu ki, guardiola'nın bir b planı yoktu.. a planı hep işe yaramıştı, hiç b planı'na ihtiyacı olmamıştı o da hazirlamamıştı bir tane.. sonuçta bir senelik teknik direktordu sadece.. ama 84. dakikada golü pique vals yapar gibi atiyordu.. top penaltı noktasının az sağında pique'ye geliyor, para maçı yaparken dönen para gibi dönen pique topu iki tane kayan interli arasından (yıldız kayması olacağını söylüyordu televizyonlar) ağlara gönderiyordu.. dünyanın farklı yerlerinde 54 farklı dilde "nihayet" kelimesi kullanılıyordu ama gol çok geç gelmişti.. 168. dakikada bir gol daha atabilirdi ancak barcelona..

http://static.guim.co.uk/sys-images/Guardian/Pix/pictures/2010/4/28/1272491863146/Lionel-Messi-rues-another-020.jpg
(golden sonra messi iki rekat şükür namazı ihsan eyledi)

barcelona taraftarı zafere kaçış filmindeki alman taraftarı gibi ayaklanmıştı.. zira durum acaip garipti.. 100 sene önce "no pasaran/geçiş yok" diyen halka bugun mourinho "no pasaran" diyordu.. 95 bin kişinin bir şekil olayi epikleştirmesi gerekiyordu, işte o anlarda aynı ağızdan söylenen şarkılar geldi.. böyle durumlarda ben ispanyol iç savaş şarkilarini bekliyordum "a la barricadas" falan söylensin mesela.. ama tabi oraya en az 50 euro verip giren taraftarın o tarz sarkilarla işi olmaz..

90+1 de bojan golu atiyordu ama golun öncesinde hakem troure'nin topu elle aldığını söylüyor "buranın çakali sen misin artiz!" diyip troure'ye madik atiyordu.. oysa "pliz hocam ya" ekolunden gelen troure haklıydı, top eline carpiyordu evet, ama eli olmasa çüküne çarpacaktı.. şahsen ben hakem olsam verirdim golu..

http://static.guim.co.uk/sys-images/Guardian/Pix/pictures/2010/4/28/1272491865086/Bojan-Krkic-fires-the-bal-022.jpg
(buz gibi gol!!)

hülasa maç bitiyor, 2004 yılında yunanistan'ın futbola yaptığını inter bu maçta yaparak finale çıkıyordu.. mutlak bir galibiyetten sonra stadyumda çalacak "çelik - güle güle yavrum" şarkısı bir kenara atiliyor, yerine şampiyonlar ligi şarkısı çalınırken, yerde braveheart filminde ölen iskoçyalilar gibi yatan barcelona'lıların arasinda bir uzun bacaklı mourinho beliriyor, tribunlere "önce allah, sonra cengiz kurtoglu, sonra ben!!" hareketi çekiyor valdes "bilader hastam olursun yapma böyle işler" diyip mourinho'yu tribunden uzaklaştırmaya çalışıyor, mourinho hiç bozmuyordu.. interlilerin saha ortasinda sevinmesine kızan barcelona yönetimi "barcelona merkez akıllı olsun herkez!" tavrını sergileyerek fiskiyeleri açıyor "sie lan!" diyerke interlileri sahadan kovuyordu..

bir şampiyonlar gecesi de burada noktalandi.. evet futbolda yenmek de yenilmek de yani herşey var.. hatta ilker yasin bile var.. iyi geceler efendim..

Şampiyon Karabük

Salı, Nisan 13, 2010 zaman: Salı, Nisan 13, 2010



2 sezondur deli gibi takip ediyorum bank asya'yı.. bu lig öyle bir şey ki, ne teknik direktorler önemli, ne de taktikler. 22 kişi sahaya çıkıyor, kafaları rahat olan 11 kişi maçı alıp gidiyor.. bank asya'da başarı istiyorsanız, tek geçer akçe futbolcularn maaşlarını zamanında yatırmanız, bu çocuklarla ilgilenmeniz, birlikte eğlenmeniz, birlikte gülmeniz.

karabükspor'un hikayesi 90'ların sonunda vefat eden "metin türker"'e kadar gidiyor.. klupte büyük başkan olarak kabul gören sendikacı metin türker hakkında, karabükspor'un başkanı "Hikmet Feridun Tankut" şöyle konuşuyor: " Rahmetle andığımız Genel Başkanımız, kulüp Başkanımız Metin Türker'in (Valisa Metin) Amerika'ya tedaviye giderken havalimanında bizlere bir vasiyeti vardı. Tüm Karabük'ün yakından bildiği 3 vasiyet bırakmıştı. Bu vasiyetlerinden biri Kardemir, biri Çelik İş Sendikası diğeri ise Karabükspor'dur."

geçen sene orduspor'un başındaki "yücel ildiz" ile başladı karabükspor sezona.. altay'dan bülent ataman, ve yasin avcı, ve uzak diyarlardan emeneke takıma ısındı ısınacak derken 4 haftada 3 beraberlik, bir galibiyet ile pek iyi girmediler aslında..

sonrasında yücel ildiz'in ve yönetimin başarısı var. takır takır ödendi futbolcuların paraları, takımla birlikte güldü yücel hoca, ağlamaya gerek olmadı ama ağlansa ağlardı da.. hikayede "sezon sonuna kadar bunların paralarını tıkır tıkır ödeyecek imkanlarımız var mı?" diyerek ayaklarını ona göre uzatan yönetimin rolu çok büyük tabi. zaten başkan tankut olayı direkt anlatiyor:

"Başarı birden bire gelmiyor. Başarı kısa vadede beklenmez biraz uzun olacak demiştim o zaman ki arkadaşlarıma. Karabükspor o kadar sıkıntılı bir dönemdeydi ki, dönemin Valisi Nafiz Kayalı beni çağırarak bu işe el atmamı istedi. Ben daha sonra Kardemir yönetiminin de yanına gittim. Onlar o gün o sıkıntılı günde Karabükspor'un yetkisini bana verdiğinde benim bir isteğim vardı. Bu süreklilik arz eden bir destek olmalı. Mali porteyi çözmemiz lazım yoksa ben deplasmanda gittiğim otelin parasını ödeyemezsem altından kalkamam dedim.

Onlar o gün gerekli desteği verdi. O günden bugüne verilen sözler harfi harfine verilmiştir. Buradan Kardemir Yönetimine teşekkür ediyorum. Eğer o gün o destek sözü verilmesiydi bugün bu başarı olmazdı. Bu takım kentin takımı. Burada sadece Kardemir'in reklam geliri değil, üretilen demirden binde üç pay, işçi aidatı var. Bizim belirli bir bütçemiz var. Bizim sabit bir gelirimiz var. Biz de ona göre yorganı ayağımıza göre örttük. Bütçemiz neyse giderimizi ona göre ayarladık. Her ne kadar futbol kulübü olsak da bir ticari nokta olarak bakıyoruz. Eğer gelire göre iş yapmazsak borç katlanır giderdi. Bugün bir çok kulübün başına geldiği gibi bizde aynı şeyleri yaşasaydık bugün 3 lig yada amatör kümede oynardık. Biz hiçbir zaman denk bütçemizi aşmadık. "


bugun altay, konyaspor gerilerdeyse, karabük 4 hafta evvelden, üstelik son haftalardaki gereksiz puan kayıplarına rağmen birinci lige çıktıysa... ne çok yaladım yönetimi... ama dediğim gibi, geçen sene taraftarın yuhaladığı iki isim bu sene bu takımı birinci lige çıkartıyorsa, onların kalitelerindeki bir artıştan ziyade kafalarındaki rahatlamadır buna neden olan.. tebrikler tekrardan karabük

2010 lionel messi:4 arsenal:1

Salı, Nisan 06, 2010 zaman: Salı, Nisan 06, 2010

http://www.arsenal.com/assets/_files/images/sep_09/gun__1252666642_messi_lionel.jpg

hafta sonunda real madrid maçına çıkacak olan barcelona için durum kötüydü aslında, 15 gündür hatrick yapmayan messi'nin form düşüklüğü, puyol ile pique cezalı, yeni tanju çolak (yeni maradona diyince oluyor ama) `ibrahimoviç` ise sakattı.. öteki tarafta arsenal'de fabregas sakattı, gallas, van persie gibi geçen seneki 5-2 lık kadiköy maçının adamları hepten sakattı ve arşavin sakız ciğnemekten yorgun düşmüştü..

tüm bu eksiklikler içersinde, güzel bir barcelona akşamında akşam namazından az evvel maç başladı.. valdez arkadan "beyler hocamızın dediklerini yapiyoruz, savunma oynuyoruz, adam gördük mü basıyor, rus gördük mü çakıyoruz!" diye bağırıyordu.. 10 dakika geçmişti ki arsenal topa bir iki kere "beyler bi durun ya ısınalım" diyerek dokunmuştu.. arsenalde bir şaşkınlık bir "nereye geldik anasını satayımlık" duruşu gözüküyordu..

ama 19. dakikada arsenal Bendtner ile buldu golu. diaby den aldigi topu walcott ortaya açarken, birden önünde biten valdes'in mudahalesiyle yilmayan bendtner golu atiyordu.. şimdi böyle anlatinca olmadı tabi, ama tipik fifa golu desem anlarsınız heralde.. kanattan kaleciyi cikar, tam o sirada yerde pas ver bos kaleye adam atsin.. o tarz..

tabi sahada bir messi vardi.. tam bir dakika sonra emre tilev'e "messi messi bu adam neyin nesi" dedirtecek kivamda tipik bir messi golu atti.. türkiye'den bir messi çıkmamasını şuna bagliyorum ben: mahallede, şahsen benim mahallemde bir adam böyle bir gol atsin, acaip döverim onu.. "buranın artizti sen misin len?" derim dayak arsızı yaparim..

açın bir yerden gollere bakin, ama 43. dakka olduğunda messi 3'ü golunu atmıştı bile.. bu arada golden sonra çaktırmadan bir el işareti yapmış, ve taraftarlar "beyler bundan sonra gol yokmuş, cocukları işetelim gelelim" diyip devre arasını beklemeden tuvalete gitmişlerdi.. 80 bin kişilik stadda olacak tuvalet kuyruklarını gelin siz düşünün.. işte messi böyle büyük yürekli bir topçu..

arsen wenger'in yapabileceği tek bir hamle vardı, o da messi'yi oyundan almak.. `jedi mind trick` ile guardiola'ya "messi'yi oyundan alacaksın" demeye çalışsa da işlemiyordu tabi bu..

ikinci yarıya arsenal başlıyor ve topu ayaklarında tam olarak 14 saniye tutuyorlardı.. ikinci devre top bir orda top bir burda eşek kadar 22 adamın topun peşinde koşmasıyla geçip gitti dostlarım.. (böyle anlatiyorum ki, bende yayın gitti.. link aradim durdum.. buldugumda 82. dakikaydi) aman o kaçırdı, bu kurtardı, ah o sert girdi derkene dakkalari 80'e getirdik..

87. dakika gibi messi ortadan girip arsenal defansını ipe dizdi, sonra "hadi artik kaleye vuram" diyerek bir şut aşketti ama almunyadan döndü.. adam ayaklarına miknatis taktirdigi icin, top geri geldi bu kez almunyanin apışından topu aglara atti..

şimdi bu noktada eğer ben arsenalde oynuyor olsam, önce topu fileden alıp, degaj çekme mahiretiyle uzaylardım bi.. sonra almunia'ya "çık lan kaleden ver eldivenleri ben geçicem kaleye" derdim. sonra da messi'yi dövmeye koştururdum peşinden..

velhasil kelam, karabuk demirçelikspor, bucaspor maçından daha fazla keyif veren bir mucadele olmadı bu maç bana.. messi'yi izledik işte bitti.. çıkar messi'yi koy altay'a onun da maçları bu kadar zevkli olur.. na yaziyorum buraya.. maçın golleri altta:


0-1 Bendtner 18



1-1 Messi 21



2-1 Messi 37




3-1 Messi 42



4-1 Messi 88