WC 2010: Güney Afrika - Meksika : 1-1

Cuma, Haziran 11, 2010 zaman: Cuma, Haziran 11, 2010




en son almanyada bir penaltı noktasindan ağlara giden topla ve patlayan milyonlarca flaşla bitmişti her şey. 4 sene içinde bush yönetimi amerikadan gidiyor, yerine obama geliyordu, ve gelir gelmez de gazı "nobel barış ödülü" ile alıyor, savaşlardan ve acılardan yorulan dünyanın temennisiydi, bir `deus ex machina` misali başımıza gelecek kurtarıcı. zira memleketlerde hrant adındaki güvercinler vuruluyor, 28 bin kişi aynı dalgada boğulabiliyordu. anne nicole smith ve kurt vonnegutsuz bir dünyanın çekilebilirliği nihat'ın son dakikada çeklere attığı golle biraz unutulmuştu. türkiye yavaş yavaş bölgede sesini yükseltiyor, tüm ezilmiş orta doğu halkları büyük arenada seslerini duyurabilecek bir abileri olduğunu hatirlamaya başlıyordu. ve kubada, fidel castro, kardeşi raul aracılığı ile dünyaya mesajı yolluyordu "ölmedim yaşıyorum" (teşekkürler e. g.)

`bafana bafana`'ların ülkesinde, yani her hangi bir ulusun "olm bizimkiler tarihte çok piçlikler yapmislar, deli işler dönmüş" demesini "komik" duruma duruşacak bir geçmişe sahip ülkede yapilacaktı dünya kupası, ve o kupanın en ılımlı grubunun, yani her hangi iki takımın kupaya devam etmesinin süpriz olmayacağı a grubunun, fransa ve uruguay dışındaki ilk maçı ile kupa başlıyordu.

maçtan evvel bafanalar, sahada dans ederken kupaya katilmamamızın bir an için hayırlı olduğunu düşündüm. olur da sabri de dans etseydi kupada gökhan zan ve ibrahim toramanla karşı, türkiyenin dış politikasının gelebileceği noktayı düşünüyor musunuz? "israil büyük elçisi açıkladı: sabri'nin dans ettiği bir ülkeyi ciddiye bile almıyoruz".. allah korumuş.


http://magiarubronegra.files.wordpress.com/2009/06/vuvuzela.jpg

maçın başlaması ile birlikte, daha ilk üflenmesi sırasında "ona üflediğin gibi donumun içindekine de üflesene" diyip sirkulese edilmeyen "`vuvuzela`lar" atağa başladı. eğer bu taktiksel silah bundan 500-600 sene evvel afrika uluslarının elinde olsaydı, bugun tek bir köle muhabbeti etmiyorduk. tarih kitapları "afrikaya giden uluslar, ellerinde yaklaşık 1 metrelik borularla korkunç sesler çıkartan yerliler tarafindan püskürtüldü. kaptan cook hatiralarinda "abi ne bulaşıcam allah aşkına" diye olayı anlatır" şeklinde yazılabilirdi. ama işte yanlış zamanda, yanlış yerde olan vuvuzele 47 ayın sultanını şimdiden terorize etmeyi başarıyordu bana göre..

daha ikinci dakikada bizim cocuk, giovanni golu atabilirdi ama `mokoena` topa ustaca giriyor, giovanniden önce topu kornere atıyordu. ilk yarı böyle gidecek, meksika atak üstüne atak konduracaktı. hatta 35. dakikada meksika golü de atacak, ama özbek hakem "men komando ofsayıtta direm" diyerek golü haklı olarak iptal edecekti (özbekçenin de azericeden çok farklı olduğunu düşünmüyorum kendi hayal alemimde) bir kaç vuvuzela johannesburgu bilenler için söylersem, ziraat bankasının o taraftaki kale arkası civarinda, kafalara vurularak kırılıyor, etraftaki muhtemelen isimler türkçeye "şadan" diye çevrilebilecek abiler tarafindan "beyler ayip oluyor tüm dünya 7 milyar insan izliyor bizi şu an" diyerek olay tatlıya bağlanıyordu..

ilk yarı böyle sakinlik içinde biterken, afrika zurnaları dinmek bilmiyordu. aslında devre arasında oraya beni çıkartacaklar, ve sahanın ortasında iştahla limon yiyecektim de görecektiniz bakalım bir daha vuvuzela çalınıyor mu? damlardı ucundan, sular seller gibi akardı na buraya yazıyorum..

her neyse ikinci yarı bir şekil başladı. 55. dakikada inanilmaz bir "doldurma" ile sol kanatta 8 numara sabalala çok dar bir açıdan topu ağlara hatta direkt doksana takıyordu.. eğer bu afrikada kullanılan topun güzelliğindense, ben bu topu bağrıma basarım arkadaş. umarım hep böyle çok dar açıdan inanılmaz goller olur bu turnuvada.. bafana bafana golden sonra çok ama çok tatlı bi dans yaparken, eminim ki yüz milyonlarca kişi o dansi tekrar görebilmek için afrikanin diger golunu iple çekiyordu..


ki afrika da bastiriyordu ikinci gol için ama ömer çatkiç çakması meksikali kaleci ve defans izin vermiyordu gole.. tam o sirada marquez çok net bir golu 18 içinden aglara gönderdi, ha kaleci kurtarsa "bravo ne kurtarilmaz toptu" demeyecek, ve yanındaki 2 arkadasina pas vermediği için marquez'in meksikada karısına pandik atılacaktı ama sonuçta gol oldu. maç 1-1 bitecekken 80 kusurda afrikanin bir topu direkten dönüyor ve dünya kupasının açılışında, bu zevkli ve güzel maç bitiyordu..

vuvuzelalalara kesinlikle bir çözüm bulunmali ama. eminim ki statta ona üflemek inanilmaz eğlencelidir ama, golden sonra bile üflemekten sıkılayan insanların 130 desibellik seslerini binlerce kilometre ötede dinlemek, hele ki bu konuda ömer üründülle aynı fikirde olmak hiç ama hiç hoş değil.