(elano'nun ismini melodili söylemek için şu şarkıyı öneriyorum: http://fizy.com/s/102vsx elaaaanooo oooo oo elanooo o o oo oo)
şu hipnoz için kullanilan aparatlar olur ya, mançuryali adayin falan da vardır mesela.. bir ses duyar, bir parola işitir kim olduğunu, ne yaptığını unutur ve birden programlandığı adama dönüşür.. sanırım şu hakemlerin ağzındaki düdük de benim için öyle. o düdük çaldığında tüm uğraşılarımı, kim olduğumu düşüncelerimi unutuyorum.. o düdükle beraber ne şehitlerin acısı kalıyor, ne de yerin bilmem kaç kat altında kalanların kederi. ne partiler kapatiliyor, ne de demokrasiye nanik çekiliyor. nasıl oluyor bilmiyorum ama benim bir paralel evrenim varsa onun kapısını hakemin düdüğü çalıyor.. ve bittiğinde eğer 2-0'dan gelip 3-2 kazanılan bir maç varsa o maç apayrı bir yere konuyor gönlümde..
(acaba futbolcular da facebookta "ay ay tagleme onu onda çok kötü çıkmışım yaaaa" yapıyorlar mıdır? yapıyorlarsa bu fotoda kimler olduğunu söylemicem)
antalyaspor taraftarları garip bir şekilde saygı duruşundan önce "açılıma çözüm, öcalan'a ölüm" pankartı asıyor, saygı duruşundan sonra şehitlerin ölmeyeceği bağırılıyor, ve maç tosun hakemimiz deniz çoban'ın düdüğü ile başlıyor..
öncelikle şunu söyleyeyim, bir futbol taraftarının bir maçtan zevk alması için gerekli her şeyi sundu bu maç. futbol demeyelim de galatasaray taraftarının diyelim..
1)goller : 5 gol vardı ve bunun 2 sini rakip attı.. üstelik 2-0 dan maçı çevirdik. salak bir şekilde ofsayt taktiği yapan galatasaray'i mehmet hoca çözmüş, iki golde de ofsayt taktigi yapan savunmayı, golu atmayacak oyuncuları ofsaytta birakarak avlamis ve 2 gol attilar.. sonrasinda önce keita kewell in caprazdan vurdugu ve direkten dönen topu önce omzuyla, sonra da kafalayarak (kafaladi resmen, kafa vurmadı), ikinci olarak, elano defansın hatası ile ömer'in koltuğunun altindan şık bir plase bırarak, son olarak da kewell, keita'nın pası ile çok sakin bir şekilde düzeltip topu aglara göndererek galatasarayın gollerini attılar.. gerçekten mükemmel. 3-0 olsa veya 3-1 olsa veya işte bi o öne geçse bi bu öne geçse bu kadar keyifli olmaz..
(maçtan sonra arda, antalyalı mahkumlara formasını gönderdi.. demir parmakliklar ardında yaşam zor.. çok zor.. )
3)televizyon mikrofonlarinin sahaya çok yakin durup sahanın tüm sesini bize ulaştırmaları.. bunu ancak ikinci lig maçlarında etüt edebilirsiniz.. 1000 kişi maksimum maça gider akhisar belediyenin sol açığı bir orta yapar forvet topu yakalayamaz sol açık lafı atar "çükünü elime alayim da sokayım seni gerdeğe ancak öyle yapican sen".. işte bu maçtada bu tarz şeyler yaşandı. daha fazla anlatmak istemiyorum..
4)kararlarindan tutarsız ve kötü bir hakem.. tüm sinirini hakeme yönlendirebiliyorsun böyle olduğunda.. deniz çobanın tripleri ekstra olarak beni benden aliyor. bir pozisyonda yere yatan antalyaliya inanilmaz bir bakkal imitasyonuyla "hastir len" dedi mesela.. aynı tepkiyi geçenlerde "3 bira şişesi getirdim abi dolusunu aliyorum" dediğimde gördüm mesela..
(bu blog tarihinin en fantastik fotosu bu olmalı.. optik yanılgı aslında hepsi arda desem yiyen olur!)
hülasa memleketin tüm bu ahval ve şerait içinde hiç bir şeyi iplemeden maç izlediğimiz için aslında bize plaket falan verilmeli. ya da biz de bir etnik azınlık sayılmalıyız. futbol taraftarları için de açılımlar yapılmalı. maç olduğu günler mesela tatil ilan edilebilir.. bilemiyorum.. maç izlemek için içinde bulundugumuz durumun namusait olmasını zerre önemsemiyoruz.. üstüne bir de takımımızın yıldızları geri döndüyse, elano yavaş yavaş kendisine geliyorsa, keita mükemmel oynadiysa, arda turan rakibe ortamı dar ettiyse deliriyoruz.. üflemeyin sakın a dostlar uçuyoruz yahu! ha bu arada lider galatasaray..
1 yorum:
hele şükür be azuth, nerlerdesin ne zamandır?
Yorum Gönder