İlk 11’ler açıklandıgında Huntelaar dikkatinizi çekiyor. Zaten Marca’da maça bir saat kala “No juega Higuaín” gibilerinden bi ayar vermişti bu duruma. Casillas geleni geçeni kurtararak başladı yine maça. Robben ise dadından yenmez bi Bilbao defansı bulmuş, maça ısındıkça, sağdan sağdan ,güldür güldür gelmeye başlamıştı. İzleyenler “bu robben birinden birini yazar,illaki golu var bu akşam” demişti ki, 22.dakkada bizim deli oğlan yine süngüsünü taktı, paldır küldür hucuma kalkt. Hızına yetişip önünü kesen de olmayınca çatala doğru süzülen bi top belirdi kalede.(0-1)
Sert başlayan ,golden sonra daha bi sertleşen maçın 33-36 dakikaları arasına damgası vuran Heinze oldu. Sneijder’in serbest vuruşunda adam gibi adam paylaşamayan Bilbao savunmasını arkasına alan Heinze, güzel bir kafa golu attı(0-2) ve benden alkışı aldı(çok nadir oluyor bu). Derken golun verdiği gazla, naptıgını bilmez bi şekilde her topa atladı ,her topa hopladı. Sağdan gelen Bilbao ortasında Casillas’ın “ bıraaaak!! “ diye bagırmasını duymadı bile. Neticede daha önce bu dalda bi rekor varmı bilmiyorum ama 2 dakikada 2 ayrı kaleyede gol atabildi Heinze.(1-2).
arkadan Ramos'un "nassı sevindi garibim yaa" dediğini duyar gibiyiz.
Bu arada sertlikler yerini manasız sinir harbine bıraktı ve Casillas’a dalaşan Yeste maçtaki ilk fire oldu.İlk yarı biterayak uzun suredir hata yapmayan Casillas(16 maçta bir hata falan yapıyor) Llorente’nin kafa vuruşunu önce kurtarır gibi oluyor, sonra “ikinci yarı zevkli olsun” diyor,içeri alıveriyordu.(2-2) Çoğu vicdan sahibi insan evladı gibi zerre kötü söz kullanmadım.O da insan ,o da iki kol, o da iki bacak diyor, olayı görmezden geliyorduk.
Devre arası belliki Heinze’yi iyi tutmuşlar, maç bittiği gibi 2-2 başladı. Baktık ki Bilbao tempoyu düşürmek şöyle dursun, Madrid’e ayak uydurmaya kalkıyordu.( “inteharr bu inteharrr” dediğimi hatırlıyorum) Nitekim santra yapıldı....huntelaar vurdu gol....santra yapıldı... 2.devre bu tarz başladı ve boyle yuskek tempoda başlayan devrede Robben de misyonunu kısa sürede tamamladı. 61.dakkada trabzonda balonlar salınırken, robben de sağ kanattan goştura goştura kaleye sokuluyor,toprağı huntelaar’a ‘al da at’ diyor, ve ikili şık bi gole daha imza atıyordu.(2-4) Huntelaar gol atmaya ,bizde onun gollerine alışmaya başladık gibi.
Golden sonra maç gençlerin denendiği, yeni transferlerin dakika aldıgı bi hal aldı. Robben’i ve Raul’u daha 70 olmadan oyundan alarak, yan tarafa “maç bitti” mesajını çaktı Juan de Ramos. Maç bitmişti gerçekten ama bitmeyen bir şey vardı, o da muhalefet Bilbao seyircisinin taşkınlıgı idi. Huntelaar gol sonrası sevinirken kafasına atılan yabancı maddelerin etrafında slalom yaptı. Bunun gazına gelen bi kaç oyuncu yüzünden manasız sertlikler maç sonuna kadar devam etti. 2 dakkada bir, bi münakaşa, bi artislik, bi “burdan çıkamazsın” olayı yaşandı sahada. Hakem ise, etki altına girmem , gaza gelmem, seyirciyi tınmam, alayına isyan mantalitesinden ödün vermeyince, saha sarıya büründü. Hatta sahadakiler yetmedi, Bilbao yedek klubesinden Velez, hiç üstüne vazife değilken kırmızı kart gördü ve maçın adamı ödülünde heizne’ye ortak oldu.
bitmeyen tartışmaların hacivat-karagöz'e bağladığı an...
Herkes biribirine tekme savuruyor, llorente sneijder’in gırtlagını yakalamış “canını alacam seniynn!! ” diye bagırıyor, heinze düz yolda koşarken düşüyordu(bu oldu gerçekten). Yeni transfer Faubert, olan bitenlerle abondone olmuş, kafası karışmış ,başı dönmüş bi şekilde “bişey yapmam lazım,,,bişeylerr yapmam lazımmm..” diye sağa sola bakarken ,takım arkadaşı Pepe’nin zaten sakat olan eline basıyor ve serçe parmagını çıkarıyordu. Faubert’in bu manasz hareketinden sonra maçın adamını seçmek gittikçe zorlaşıyor, amma bu sertliklerden en karlı çıkan Higuen oluyordu. 85te, 4 golü az bulan bilbao savunması, Marcelo’yu şuursuzca yere indirince, Higuen’e penaltı yolları göründü. Marcelo ne kadar “yaptıran atar olm” çamuruna yatsa da gol krallıgı ayağına penaltıyı Higuen atıyor ve maçın skorunu tayin ediyordu.(2-5)
*bombonera yazdı...
4 yorum:
bombonera usta bloğun havasına girmiş yahu. gayet eğlenceli olmuş yazı.
Hocam Huntelaar 3 vakte kadar o bağra basılacak ya. Yani şu anda böyle adamın kafasını göğsüne yaslamış, bassam mı basmasam mı diye tereddütte bi Madrid seyircisi var.
O kafa o bağra basılacak aga.
Ama bu çocukla CL finali oynanmaz, o da ayrı konu. Sezon sonunda Torres ya da Villa'dan birini seçip gereken hamleyi yapmak lazım artık.
Bi de bu Hollanda Liginde 30 golü geçen adamların İspanya halkına yaşattığı suni heyecandan vazgeçilmesi lazım.
@littleiv
teşekkür ediyorum sana çok.daha güzel olucak işallah
@diskdünya
Evet huntelaar konusunda bende ümitliyim amma dediğin gibi huntelaar atsın biz kupa kaldıralım gibi bişey zor.
Torres konusunda ,meşei: a.madrid oldugundan ötürü, r.madrid'e yeterince kin güdüyordur heralde. bide farkettimki, ingiltereye giden ispanyol futbolcu insanı, bir daha dönmem aga diye yemin ediyor. hele liverpool gibi transferi kıt ,girdisi çıktısı pek olmayan takım,aldıgı ispanyollara hipotek koyuyor resmen.sanmam 8 sene daha ordan biyere kıpırdasın.
Ama Villa yakışır.Yeni başkandan sonra artık denize 8km kooperatiflere girmeyi bırakır, gıcır gıcır villa'yı çakarlar işallah.
Bide adam transfer konusundaki ihaleyi çok agır açtı yav. yani ağzından çıkan ilk şey "muhtemelen pek ekonomik olmayacak ama ilk olarak messiyi düşünyorum" gibi absurt bişey oldu. Nassı cereyan verdiyse artık messinin dedesine kadar çıkıp konuştu cümle alem.
"gitmicek bizim olan,barca'da kalcak, çizgililermidi barcelona? "
Yorum Gönder