bu yazıya sanırım 17 kere başlayıp etkileyici bir giriş yapamadım. o yüzden bildiğim ve dandik şekilde başlayacağım artık..
insanlar 4'e ayrılıyor benim zihnimde.. ezenler, ezilenler, ezmeyi isteyenler, ezmemek isteyenler. dünya da buna göre şekillenmiş, misal fidel castro zamanında küreselleşmeyi özetlerken şöyle demişti "küreselleşme, kuzey yarım kürenin güneyi ezmesidir".. dünyayı bu eksen üzerinde ele alırsak, ben hiç bir zaman kuzeyi ve temsil ettiği şeyleri benimsemedim diyebilirim. ama işte o kültürde, en azından "o kültürde olmak isteyen bir toplumda" doğduk biz.. nihayetinde tüm türkiye "ezmeyi isteyen ama ezilen insanlarla" dolu bir toplum. (ki bana göre bu ciddi anlamda dandik bir duruş.. 80den önce böyle miydi bilmiyorum ama, ilk fırsatta ezmeye hevesli ezikler toplumuyuz)
kuzey, kendi yarattığı metalar üzerinde hırs yapan insanlar topluluğu zira. başarının parasal anlamının olduğu bir toplumda yaşamak, o topluma hizmet etmek, onun eğlenceleri içinde bulunmak üzüyor beni.
lafı daha fazla dolandırmadan söyleyeyim, havelange'in ve onun selefi (halefi de olabilir bu iki kelimeye hakim değilim. ondan sonra gelen insan demek istiyorum) blatter'in oluşturduğu futbol kuzeyin eğlencesidir. ötesi değil. havelange 70lerin ortasında fifa'nın yönetimine geldiğinde bir kriz ve sonrasinda "bir adam" (sonra bahsedilecektir kendisinden) aklındakileri ortaya dökmesine engel olsa da blatter futbol'un ensesine son darbeyi indirecek, futbol tüm güzelliğini başarıya odaklı bir çirkinliğe bırakacaktı.
(havelange ve kupası)
bakın işte sıkıntı bu. daha giremedim bile ana mevzuya. "özet geç lan" diyenler için gelsin: maradona, kuzey'in sunduğu tüm dandikliğe, yaptıklarıyla, yaşadıkları ile nanik çeken bir ilahtır. özellikle güneyli olduğunu, ezilen olduğunu söyleyip de aslında kuzey'e hizmet eden barcelona gibi, brezilya gibi odaklara yaptığı ultra hareketler ile tüm güneyin yüzünü güldüren bir adamdır.
boca'dan barcelonaya 5 milyon'a transfer olduğunda orada yapamayacağı en başta belliydi. dedim ya maradona güneyliydi ve kuzeyde yapamıyordu. o da yıllarca şampiyonluk görmemiş, hele ki avrupa şampiyonluğunu hayal bile etmemiş bir takıma gitti. napoliyi avrupanın zirvesine çıkardıkça huysuzlanıyordu. bir takımı kuzeydeki en yüksek noktaya taşıdığında maradona kokaine bulanıyordu, o sevdiği aşık olduğu napoliyi değiştirmiş, başka bir klasmana sokmuştu ama maradona değişmeyecekti.
futboldan koptu maradona, kilo aldı, ölüyordu neredeyse.. ama doktorlardan önce kendisi farketti, ona elektro şok değil top vermek gerekiyordu..
maradona şimdi çeyrek finalde. tüm kuzeye ait olmak istemeyenlerin mesihi, kuzeyin tüm dalgamotorları ile dalga geçen bir yetenek bugun yine onların zirvesine bayrak dikmek için sahaya çıkacak.. kalbimiz seninle maradona, ve unutma eğer senin gibi oynasaydık, senin gibi yaşardık, eğer maradona olsaydık biz de senin gibi güney afrikaya futbolu bizden çalan en büyük hırsıza, fifa'ya kafa tutmaya giderdik..
manu chao: la vida tombola
3 yorum:
Bir efsanede olmaması gereken ne varsa yaptığı içinmi, yada ona ilah gibi tapan hayranları ülkesi için hiçbirşey yapmadığı için mi, hayatı boyunca popülizm yapmaktan başka birşey yapmadığı için mi onusevmek ... Umarım bugün güzel bir hezimete uğrarda düşer şu spor gündeminden.
giriş oldukça etkileyici olmuş üzülme sen :)
Dünya kupası finalinde eliyle gol atan adam sahtekardan başka birşey değildir.Emeğe saygısız adamın teki Maradona..
Yorum Gönder