fatih terim italyan hükümeti tarafindan na bu madalya ile sahlandirilmis.. "’Ordine della Stella della Solidarieta Italina" turizm madalyasi gibi bir zamazingo.. colin firth'in falan da var.. fransizlarin "legion d'honoeur" ünün italyan versiyonu.. alsin, yakisir imparatora..

Anayasa mahkemesi Ak partiye kapatma davası açmışken, çalışanlar akillara sigmayan sosyal güvenlik yasasini protesto ederlerken, new york valisi birebirde, tahran valisi grup sekste yakalanmisken ankara'nin mac oynanmayan zamanlarda düğün salonu olarak kullanilan stadi "yenikent asaş" da oynanan maç. galatasaray'in bir gol atip, ankaraspor'un bir penaltisinin verilmemesi ile noktalanmistir..

hafta içinde herr feldkamp'in torunumu gorecegim ayagina almanya'ya gitmesi, sonrasinda "vallahi havasini özlemisim.. birasini özlemisim.." diyerek klubu arayip "ya kusura bakmayin ben cok hasta oldum" ayaklari cekmesi sonucunda takim ankara'ya teknik direktorsuz gidiyordu.. bunu goren ankaraspor teknik direktoru fabio capello, "8 haftadir 3 puana hasretiz, galatasaray'i yenip 3 puan almak istiyoruz" gideri yapiyor, takimi maca canavar bir motivasyonla hazirliyordu.. mac günü de klubun antreman tesislerinde kahvalti dagitilirken "3 puan" demeyene cay katilmiyordu.. ankaraspor'un motivasyonu tam, galatasaray'in ise motivasyonu feldkampsizdi.. feldkamp'in boslugunu cuma gecesi televizyon dizisi ile doldurmaya calisan ahmet akcam ise endiseliydi..

mactan hemen once sahaya cikan galatasarayli futbolcular, acik tribunun üzerindeki dev futbolcu kartlarini göründe ürktüler.. her biri bir insan boyunda olan portrelere bakmadan tirsa tirsa isinmaya calisan lincoln, sert ruzgar sayesinde 2 kez yere düstü.. bereket sakatlanmadi..

her neyse.. ankara yenikent asaş stadini bilenler icin soylemek gerekirse (inönü stadini bilmek kolay efendiler, yiyosa bunu bilin!) yenikent tarafindaki kaleyi, ankaraspor, cayir cimen tarafindaki kaleyi ise galatasaray aliyordu..



daha dakikalarimiz 2 yi gosterirken de nigris sag kanattan galatasaray ceza alanina giriyor, aykut önce takilip düsüyor, sonrasinda de nigrise yetisip, de nigrisi yere caliyordu.. de nigrisin yere düsmesinin sarsintisindan etkilenen, lincoln kendini yerde buluyordu.. hakem bu iki düsmeyi de atlayip oyuna devam edince galatasaray "hadi arkadaslar oynuyoruz" diyip oynamaya basliyordu..

17. dakikaya gelince 2 tane cocuk saha mikrofonlarini ele geciriyor "ölüm varmis korku varmis"i soylemeye basliyorlardi.. melih gokcek hadiseyi cakozlayinca stat hoporloründen "lütfen cocuklarinizi sahadan aliniz" anonsu yapiliyordu ki nonda pasi, lincoln'e, lincoln tekrar nondaya, nonda ise "kaleye vuramiyorum beeeen" bagirisi ile ümit karan'a atiyor, ümit karan da topu aglara gönderiyordu.. golden sonra ümit karan arkadaslarini vuruyormuscasina el hareketleri yaparken, lincoln de garip bir vucut dansi yapiyordu.. boylelikle macimizin sarkisini da belirlemis oluyordu.. "i bet you look good on the dance floor"

bu sirada acik tribunde ankaraspor bayragi diye "yunanistan bayragi" acan seyircilerle, ankaraspor taraftarlari arasinda arbede cikti.. "abi valla bilmiyordum, ankara bayragi istedim bunu verdiler" diyen genc volkan'a "genc leoparlar" daliyor, polis ve jandarma olaya mudahale ediyordu.. "ya takim da kirmizi beyaz cizgili yunan bayragi da bilememis cocuk" diyen stat amiri daha büyük olaylarin cikmasini engelliyordu..



adnan polatla, ayni avuc icinden cekirdek yiyen hatta "adnancim bak bunnari senin icin ayikladim" diyip, ayiklanmis cekirdekleri adnan polata yediren melih gökcek "adnan bu sabrinin bos biraktigi araziye bi residance dikelim be" diyip "eki eki" diye gülüyordu.. üste o bos kalan arazinin fotosunu koyuyorum..

ilk yari galatasaray'in bir sifir üstünlügü ile bitince saffet susic "benden bu kadar" diyip istifasini yonetime vermek istiyor, fakat yonetim tarafindan akli celiniyordu.. saffet susic'in bu davranisini bir sezonda 4 kere galatasaray'a karsi oynamasina bagliyorum ben.. her neyse..

takimlar ikinci yariya sahalari degistirerek cikiyorlar, caktirmadan galatasaray formasi giymeye calisan tita ise takim arkadaslari tarafindan ayiplaniyordu.. sap dönmüs, keser dönmüs, gün gelmis kaleler dönmüstü..

ikinci yarinin baslama düdügünün verdigi titresimle, lincoln kendini yerde buluyor, hakem bu pozisyonu da es geciyordu.. ümit karan gerek forvette gerek defansta mükemmel oynarken, servet cetin'in defansta mükemmel oynamamasi yüzünden galatasaray kalesinde az kalsin golu görüyor, ama aykut mükemmel iki kurtarisla galatasaray'i ipten kurtariyordu.. o noktada ben aykutu cok sevdim.. aferin dedim. 10 milyon vericem gordugumde kendisine..

arda sakatlandiktan sonra ahmet akcam kendisinden beklenmeyen bir sekilde, nonda ve ümit'i kanatlara cekiyor, lincoln'u ortada kullanmaya calisiyordu ki, talimati alan lincoln yere düstü.. hakem bunu da gormedi tabi..

her neyse ankaraspor'un bir kac ciliz atagi, melih gokcek'in sinirleri en saglam insanin bile, sinirlerini tahris edecek bir iki gülüsü, kücük cocuklarin sahaya girip mikrofonu ele gecirmeye calismasi, ankaraspor taraftarinin macin 80. dakikasinda dahi yerlerinde oturamayarak sahada dolasmasi ile bir ankara deplasmani daha galatasaray icin eksiksiz bitiyor, gazeteler ise "aslan zirvede" manseti atmaya imkan buluyorlardi..

the sun dan:

Kazim-Richards will have a different name on his shirt when we see him take on the Blues.

He explained: “Here you can’t have a Christian name on your shirt so they call me Kazim Kazim.”


ingilizceye uzak olanlar icin..

"kazim richards'in tişortunun üzerinde degisik bir ad olacak chelsea maclarinda..
soyle acikliyor: burada bir hristiyan ismine sahip olamazsiniz formanizin üzerinde. o yüzden bana kazim kazim diyorlar..."

dünya'nin en zengin 12. klubu.. yillik gelirleri 340 milyon dolar civarinda.. sahane oyuncular aliyorlar, sahane paralara satiyorlar, 6 senedir üstüste sampiyonlar fransada ve muhtemelen 7. senede daha sampiyon olacaklar..

son 6 senedir son 16 ya kaliyorlar.. gecen sene 8 deydiler. bir onceki sene 4 te.. avrupada aldiklari kupa yok.. degil sampiyonlar ligi uefa kupasi bile.. hem istikrarli olarak bu kupalara katilip, hem de basari gosterememek in bir izani yok..

demek ki hadise parayla olmuyormus.. demek ki yeşilköye ikinci bir avrupa kupasinin inmesi gelirlere bagli degilmis.. ich inde dedigi gibi:

"bu iş bu kadar kolay olsa çok iyi yönetimi olan, her sene iyi paralara futbolcu satıp çok iyi paralara futbolcular alan, 1998 dünya 2000 avrupa şampiyonu fransa'nın ligi altı senedir kendisine dar gelen lyon bunu başarırdı.
başarsın, onlar da yeşilköy'e insin, aktarma yaparlar.."

8.7 milyon dolar gibi abarti bir paraya milli oyuncumuzu transfer ettikleri icin giriyim bakayim dedim su rubin kazan in sitesine.. gökdenizin transferinden şöyle bahsetmisler:

"Четырёхлетнее соглашение с "Рубином" подписал турецкий полузащитник Гёкдениз КАРАДЕНИЗ. Для 28-летнего футболиста переход в казанский клуб явился первым трансфером в карьере, до этого он на протяжении одиннадцати сезонов играл за турецкий "Трабзонспор". За свою национальную сборную игрок провёл 45 матчей, 6 раз отличился. Рост 169 см, вес 66 кг."

haha gülmekten öldüm.. bir futbol sitesinde, resmi bir futbol sitesinde bu kadar iyi espri anlayisi beklemiyordum.. haha cidden cok fena.. neyse.. hayirlisi olur inşallah türk futbol şeysine.. trabzona tavsiyem sivastan hayrettini almalari..

ulan hala gülüyorum be ruslara hahah...

6 maç oynanmiş dün gece uefa kupasinda. bu maclardan ikisi penaltilara kalmis.. iki macin ikisi de ingiliz kuluplerinin maclari ve ikisinde de penaltilarla elenen ingiliz kulupleri.. kupa birde 4 takim ile yoluna devam ederken ingilizler, kupa ikide bu aksam boltona sporting lisbon cakarsa, sifir takima düsecekler..

uefa nazli güzel, uefa selvi boylu yar.. futbolun endüstrileşmesinin en az rastlandigi kupalardan bir tanesi. en tasaklilari kupa birde nasil olsa, burada daha yüregi ile oynayan takimlar var. ondan belki daha reel, belki daha samimi.. bunu bi galatasaray taraftari oldugum icin soylemiyorum.. son 5 senede iki kupa'nin da ceyrek finaline kalan takimlarin farklilik oranina bakarak soyluyorum.. sampiyonlar liginde paso ayni takimlar.. ancak arada bir fenerbahce gibi cengaverler cikiyor ceyrek finalde, porto gibi manyaklar aliyor kupayi. porto finale monaco ile kaldiginda "of sampiyonlar liginin havasi kacti" diyen insanlar biliyorum gerci.. büyük takimlar izleniyor sampiyonlar liginde, uefa ise futbol..

Anderlecht	2-6	Bayern
Marseille	3-3	Zenit (deplasmanda atilan gol iki gol sayiliyor diye)
Fiorentina (4-2p)	2-2	Everton
Leverkusen (dep)	3-3	Hamburg
Tottenham	1-1	PSV (5-6p)
Benfica	1-3	Getafe

sogdaki sampiyonlar ligindeki 5. golunu atti, sansironun deniz tarafindaki aglarina, sagdaki ise sonraki maci özlüyor (misses next match kelime oyunu) hani olur da fenere cikarsa, baktik gerrard oynuyor hemen "bilader cezali degil miydi bu?" diye isgillenicez.. dikkatli olalim efendiler! dikkatli!

bunu sanirim en son ben ogrendim.. ama feci eglenceli olmus.. türkiyede futbol un nasil oynandigini gosteren bir basyapit.. imam sayiyor boyna.. defans oyunculari adam kacirmasin, kalecimiz 90dan da olsa topu cikarsin, forvetlerimiz süpper sey etsin falan filan.. yasa varol boluspor..

fenerbahçe finale kalsin.. ben de gidip tüm "fenerbahce finale kalsin veya turu geçsin söyle yaparim" diyenlere pandik atacagim.. futbol yazarligi mi yapiyorlar rezzan kirazlik mi anlamak mümkün degil.. bu arada, foto 1977,78 sezonundan..

yilmaz vural vestel manisadan kovuldu....


haluk cubukcu, bir sezon da üç teknik direktor ile calismanin, bitime 8 hafta kala antrenör kovmanin takima yararli olacagini düsündü...

1 ayda 100 post yapmisiz.. sevinc doluyuz..

bugun inter milan ile maça cikacakti xavi alonso ama takimdan affini istemis, zira karisi dogum yapacakmis "cocugumun dogumunu gormek, siktigim inter milan macindan daha önemli" demis.. ki bence dogru soyluyor.. ama ingiliz gazeteleri istim üstünde tutmuslar xaviyi "rafa'nin da babasi ölmüstü ama o japonyada turnuvada kaldi" gibi seyler yazmislar.. tek kelime ile denyoluk.. kapitalist düzen işlerinin aksamamasini "şov devam etmeli" prensibi ile özleştirmiş.. olur mu canim? rafa kalkip gitmediyse japonyadan, babasinin yanina o, onun dingilligi.. hayatta bazen işten, paza kazanmaktan önemli işler de var.. bebeginin ilk sesini duymak gibi.. aferin xaviye.. bravo yavruma..

bir gün arayla iki sampiyonlar ligi macina ev sahipli yapamayacagina hükmedildi sansironun. zira sampiyonlar ligi maclari mükemmel bir zeminde oynanan, temiz tribunlerle oynanan maclardi.. onlar da bi hafta sonraya ertelediler.. uefa "kafa karismasin diye yaptik" gibi aciklamalarda bulunmus.. neyse maç bugun.. inter'in işi zor.. 3 gol atmalari gerek gol yemeden.. liverpool bi tane çakarsa o zaman 4 tane atmasi gerek.. zira deplasmanda atilan bir gol iki gol sayiliyor (yillarca babam beni bu lafla yedi ya ona yaniyorum)

The Guardian da pek sevdigim dombili yazar "paul wilson" bugun bi makale yayinlamis. "Arkadas, sampiyonlar liginde sona kalan 8 takimdan 3 ü ve belki de dördü ingiliz ama bakiyorsun ingiltere avrupa sampiyonasinda degil, bu nasil iştir anlamiyorum" demiş.. bir de "mac izlemek isteyen insanlara zor oluyor en ucuz biletler 30 pounddan basliyor premier ligte, ve basari ancak bu para neticesinde geliyor" demis.. hakket biletlere bakinca rakamlarin ucuklugu goze direk carpiyor.. yaklasik bir ay once arsenal milan macinda, emirates stadyumunun en beles yerindeki bilet 50 poundmus.. 75 avroya falan denk geliyor ki bizim paramizla bu 130 milyon civari bir sey.. ayni kalibrede fenerbahce sevilla macinda ise en ucuz biletler 60 milyondan satildi (yaniliyorsam düzeltin) yani futbol izlemek isterseniz sampiyonlar ligi macina gitmeyeceksiniz.. zira pahali..

gogus reklamini soktular once, sonrasinda takimlarin satislari derken simdi de fahis fiyatlarla futbolu bir operaya cevirmeye calisiyorlar.. holiganlar boyle uzaklasiyor işte ingiltereden. gecen fenerbahce galatasaray maci sonrasinda konusmustum bi arkadasimla.. "abi siz memnun musunuz bu parali seyirciden" diye.. "yok abi nerdee" demisligi var.. ama yapacak bir sey yok..

oyle bir noktaya geldi ki hadise ne reklam gelirleri, ne televizyon gelirleri carki dondurmeye yetmiyor.. daha büyük statlar, daha pahali koltuklar ile oluyor artik bu işler.. paralar da dünyanin dört bir yanindaki yabanci futbolculara gidiyor..

Bu sene masallahi var FA cup'in.. bahisci tendonu zorluyor resmen.. subatin 17si gibi 1.2 veren maclari yatiran bu kupa dün de süprizlerle costu.. subatin 17sinde mi 18inde mi liverpool a cakan barnsley bu kez kendi sahasinda chelsea'ye cakti.. avram grant şoke olmus bakiyordu ortama.. "avraaam noldu yarrraam" diyen bir barnsley seyircisi cocuklukla bile suclandi..

liverpooldan 3 saat uzaklikta, manchesterda ise toplar direkten dondu, tüm mac manchester kuduz gibi saldirdi.. ama sonra tek atakta, portsmouth once penaltiyi sonra rakibini 10 kisi buldu.. tek gol atip turu gectiler..

yari final simdiden komik oldu.. portsmouth ile barnsley.. bugun yarin tuncaygillerin maci var.. kupayi alir gibiler.. ama bence barnsley alsin.. hem liverpool'u hem chelsea yi dagit sonra tuncaya yenil.. olacak sey degil..

hadiseyi bilmeyenler için hatirlatalim.. ersun yanal'in milli takımda oldugu donemlerdir. hakan sükür kadroya dahi alinmaz. ama bülent korkmaz bir abi olarak milli takimdadir. hakan sükür, bülent'in kadro secimine ses cikarmaması üzerine sinirlenir.. bekledigi abisinin onun haklarini korumasidir.. bülent ses cikarmaz.. kirginlik, mutsuzluk olur. bu ikili küser..

baska kulup dinamikleri icinde hakan haksizdir.. cünkü bülent'in onun icin yapabilecegi bir sey yoktur. ama galatasaray gibi abilikle, kardeslikle yürüyen bir camia da hakan sükür yerden goge kadar haklidir.. sahsen bülent'in yerinde olsam hakan sükür'ün milli takima dahil olmasi gerektigi yolunda bir kanaatim varsa asla milli takima gitmezdim..

dün barismis gördük bu ikiliyi, kayseri macindan evvel gittiler kucaklastilar birlikte.. keske yeni yönetim hakan sükür dahil, super kupayi kazanan kadroya kompile bir jubile maci ayarlasa.. karsisinda zidaneli, del pierolu, tony adamsli galatasaray'in ipe dizdikleri kadrosu.. bizim kalede tafarel..

besiktas'a gectigimiz hafta liderligi kaptiran feldkamp besiktas macinin kadrosundan 4 oyuncuyu kesip yerlerine defansin gobegine gattuso, sag kanada hamit altintop gibi isimleri koymak istemis, sonrasinda "ahah yine ruyaymis ya" diyerek uyanmisti.. sabaha boyle baslayan herr feldkamp floryada yapilan ufak bi muhabbetten sonra takim otobüsüne biniyor, ve saat 5 gibi ali sami yen e galatasaray otobusu yanasiyordu..


taraftarlar stada akin akin gelirken, tedbili kiyafet maca gelen "romanya" basbakani "Calin Popescu Tariceanu" eski acikta taraftarlarin arasinda yer buluyordu.. bir galatasarayli misali "hocam na dün gibi, hagi suradan bir cakti atletiko bilboa'ya.. o zaman da bükreste kahveden izliyoruz maci.. nasil sarilmisim bizim korumaya.. aklin durur.. böyle sevinc yok arkadeş" seklinde eski maclari anlatiyordu..

stumpf olsun, bülent olsun numaralida yerlerini almis bu iki sari kirmizli takimin macini heyecanla bekler olmuslardi.

mactan evvel sahaya formula 1 arabasi sokuluyor "işte bizim takim bundan sonra deplasmanlara bunla gidicek" muhabbeti tribunleri güldürüyordu "yokus asagi 360 basar" gibisinden de muhabbetler eksik olmuyor, fenerbahce eger katilsa tüm gazetelere manset olacak bu superlig formula hikayesi sessiz sedasiz alisamiyenden gecip gidiyordu..

her neyse saatler 19 u gosterirken takimlar soyunma odasi tunelinden, hic bir taraftari ürkütmemeye calisarak yavasca sahaya cikiyordu.. kirmizi formali kayserisporlulari yaklasik 2 dakika "alemin krali geliyor" diye alkislayan galatasaray taraftari yedigi boku anladiktan sonra arkadan gelen siyah formali galatasaray'a "alemin krali geliyor" diye sesleniyor, selcuk dereli de sari formasi ile "alemin krali geliyor" u kendi duyabilecegi sekilde mirildaniyordu.. fakat hakem mikrofon'nundan bu mirildanisi duyan yardimcilari cem satman ve serkan gencerler, daha mac baslamadan gülme krizine tutuluyorlardi.. para atisini ümit karan kazaniyor, e5 tarafindaki kaleyi galatasaray, kuzey kutbu tarafindaki kaleyi ise kayserispor aliyordu..

macin ilk 10 dakikasi, sessiz sedasiz bir orta saha mucadelesi seklinde gecerken, 18. dakika'da kayserispor kalecisi ivankov topu aglarinda, cok talihsiz bir sekilde, goruyordu.. zira sabri denen arkadas bin besyüz kere topa vuramaz ama 1501 de ancak topa oyle vurabilirdi.. o da ivankov a denk geldi.. sahsen ben bi galatasarayli olarak ivankovun yedigi gole üzüldüm.. tamamen talihsizlik.. mactan once sabri oyle vuracak golu atacak desen o stat sana gülerdi arkadas..

her neyse, mehmet güven veya arda ile degil belki ama lincoln ve ümit karan ile galatasaray kanatlari fena kullanmiyor, buna karsilik olarak kayserispor hic bir sey yapamiyor cok gecmeden de galatasaray'in ikinci golu geliyordu.. ümit karan nonda'nin dokunmasi ile topu onunde buluyor ve cok sahane bir vurusla topu aglara gönderiyordu.. golun olusumunda lincoln'ün yeri apayriydi.. söylemeden gecemeyecegim ki , sakatliktan sonra lincoln her pozisyonda yere düsüyor, tekmeden kacamiyor veya fizik gücü yetersiz.. ligi böyle bitirirde allaskina yazin birisi su arkadasa kuvvet macunu yedirsin.. ne bu yahu?

ilk yari bu nese ile bitmis, taraftarlar soyunma odasina gitmislerdi ki gokhan unal'in kazaran galatasaray soyunma odasina girdigi farkedildi.. "seneye buradayim zaten ne farkeder ki" muhabbeti ile oyuncular gülüsürlerken sayili 15 dakika cabuk geciyor ve bu kez galatasaray'in baslama vurusu ile mac basliyordu..

futbol namina cok da neseli seylerin izlenmedigi, cilgin pozisyonlarin olmadigi, aklimizin hayalimizin duracagi hadiseler yasanmadigi icin cabuk gececegim bu bölümü.. ta ki gokhan ünal cikana kadar.. gokhan ciktiktan sonra kayserispor kompile, cangele'nin "arkadaslar hadi oynayalim, 2 tane atalim saskina donduralim" gazina gelip canlaniyor, galatasaray üstüne akin akin geliyordu.. lincoln kendisini oyundan aldirirken hakan sükür taraftarlarla foto cektirmekten bikip "bi kosup geleyim" edasi ile oyuna giriyor ama tek top yapmadan maci noktaliyordu..

17 haftadir yenilgi yüzü görmeyen kayserispor yenilgi ile tanisiyor galatasaray da kayseri macindan nispeten kolay bir üc puan cikartiyordu

çekirdekçi tayfa maçın adamı: Gökhan Ünal

Tam bir galatasarayli gibi oynadi. ne bir top yapti, ne pas aldi, ne dogru duzgun depar atti. varsa yoksa düstügü yerden savunma oyunculari ile gülüstü. üzmedi galatasaray taraftarini sagolsun. seneye galatasarayda oynama sinyallerini canavarca verdi. hem bu igrenc oyunu ile bonservis bedelini de düsürerek tam bir galatasarayli oldugunu cümle aleme gostermis oldu (özellikle romanyaya..)

The Guardian da "Football week extra" diye bir podcast var.. bu hafta konu fenerbahçe ve türk futbolu olmus.. konusmuslar boyna. zico yu ovmusler yere goge koyamamislar.. hikaye o degil.. hikaye adamlarin ettigi bir laf
"bitime 10 haftadan az süre kalmisken, liderin arkasindan gelen 3 takimin 1 puan farkla takip etmesi lideri, inanilmaz bir mucadeleyi gostermiyor mu? fantastik resmen" dedi adamlar.. nereden dediler? ingiltere liginden..

ligimizi yerden yere vuruyoruz, kalite düsük bilmem ne diyoruz da, allaskina yahu baska hangi ligte var bu rekabet.. dandik mandik ama biz cok egleniyoruz..

Aceto'dan aldim fotografi. O da muhtemelen baskasindan bulmustur. gidip cekecek degil sonucta fotografi.. her neyse bizim de vardi reno toros arabamiz. türkiyedeki her 4 kisiden birisinde oldugu gibi. keçi gibi arabaydi velhasil, piknige mikniğe boyna giderdik. rengi de ayniydi ha, sivil savunma turuncusu.. megersem bizden once platini kullanmiş arabayi.. bilsem daha sevkatle yaklasir, kapisinda şut calismazdim (boylelikle babamdan da dayak yemezdim)

taraftar gruplarini buradan tanitalim dedim.. ilk hadisemiz samsunspor'un ismine bayildigim taraftar grubu şirinler.. şu ortadaki fotolardan birindeki şirin analarini bir tren'in altinda kaybetmisler yanniz.. süpper bir teyzeymis nur icinde yatsın..

fenerbahçe bugun sevilla ile oynuyor.. rasyonel bir gözlem değil ama sunlar var:

"sparta'yi sparta da yenecegiz" -"ümit özat 2004"

"az alkmar macinda puan veya puanlarla donmeyi hedefliyoruz" - "genç semih 2007" (mac deplasmanli eleminasyon sistemine goreydi)

roma bir günde kurulmuyor sonuçta..

blog'a baslarken, 90lar basi fotospor kivaminda olacagimizi soylemistim.. işte o ayarda bir haber geliyor..

"kale arkasi blog'unun sevilen yazarlarindan "ich" kale arkasi ile yollarini ayirdi.. ayriligin nedeni net olarak bilinmese de çay markalarinda yapılan usulsuzlugun ayrilikta büyük pay oynadigi soyleniyor..

taraflar sorularimiza cevap vermezlerken (aslinda soru falan sormadigimiz icin direk cevap vermeleri sacma olurdu) olayi delicesine takip edecegimizi burada bildiririm"

bu cocuk gecen sene geldiginde usturuplu bir sac stili vardi arkadas.. hatta yan tarafa koyiim fotosunu.. sonra bir seyler oldu, bir fenerbahce macindan once gordum ilk, kadiköyde oynanan, saclar sekil olmus boyle bir punklik, boyle bir marjinallik.. gönlünü marjinal bir kiza mi kaptirdi ne oldu bilmiyorum ki.. saciyla beraber performansinin da gelismesini diliyorum

türk askerinin irak'dan cekildigi, bosalan yere iran cumhurbaskani `ahmedinejad` in geldigi, pakistanda aksiyonun durulmadigi, israilin bi bahane ile cocuklari öldürdügü günnerde, besiktas inonu stadinda oynanan türkiye turkcell birinci süper ligi maci (türkcell in stadlarda cekmemesi de cok sahane bir ironidir aslinda) 2 sene onceki süper maci hatirliyoruz her inönüye gittigimizde gayri. kurtuluşu yok. hasan kabze'de ömrümün sonuna kadar o golle beraber yasiycak ya neyse..

macin baslamasina bir bucuk saat kala digiturk kameralari inonu stadina baglaniyor, stadin atmosferini canli olarak evimize tasiyordu.. dünyanin belki de en güzel stadinin (ki bence akcabat sebatspor stadi da güzeldir) her yeri siyah beyaz doluyor, deniz tarafindaki kalenin hemen arkasinda ise sari kirmizi renkler kendini belli ediyordu.. galatasaray tribunleri 2 sene evvelki derbiyi hatirlatircasina "alen sahaya üclü cektir cimboma" diye bagirirken, alen son hazirliklari yapip sahaya daliyor ve ben diyeyim 40 bin siz deyin 60 bin besiktas seyircisine uclu cektiriyordu.. alen in yanina gelen stad polisi "alencim hakem bizden, yamuk yapilmasin" diyor, alenden "ayipsin baba" sozunu aldiktan sonra bir oh cekiyordu.. digiturk kadrolari acikliyor "sabri sag bek" dendigi an "siktir yine yenildik" diyenler mac sonunda bonus hediyeler kazaniyorlardi.. hayir cok kotusun be sabri.. esek baglasan besiktasli oyuncular esekten korkup gelemezlerdi.. resmen 10 kisi cikmayalim diye konmus bir adam.. ciddi anlamda galatasaray'da olmayi hakeden bi futbolcu degil.. devre arasinda su takima bir sag kanat oyuncusunun alinmamasi da ozhan canaydin yönetiminin basiretsizligidir ya neyse..

takimlar soyunma odasindan isinmak icin disari ciktiklarinda, lig tv muhaberleri takimlarin mahremlerine daliyor "işte volkan in tozluklari.. bakin ailesinin ismini yazdirmis.. veee işte nonda'nin......" diyerek takimlarin özeline duhul ediyorlardi.. takimlar tekrar soyunma odasina girdiklerinde ertugrul saglam oyuncularina "arkadaslar bugun cikip oynayacaksiniz.. taktigimiz bu.." diye ogut veriyor, ibrahim toramana da, peygamber efendimizin uhud savasinda, okculara cektigi nutuk'un bir benzerini yani "ne olursa olsun ibo, sakin kornerlerde ileri cikma.. mac ganimetini ben sana veririm yine.. hadi gozunun yagini yiyim" nutkunu özel olarak cekiyordu..

feldkamp ise tercümede kayboluyor soyledigi sozler muhtemelen "arkadaslar kimse tek pas yapmasin, arkadasiniz musait durumda olsa bile calima gidin" olarak algilaniyordu.. ne zaman orta saha'nin ortasinda basarili oldugu bilinmeyen, arda orta sahada oyniyacak, sol kanadi ise volkan ile hakan şey edecekti.. sag kanat ise terbiyesiz bir oyuncu olan baris ozbek ile yukarda belirttigim sabri basiretsizin elindeydi.. aslan sahaya kanatsiz cikicakti yani.. ama bir aslan'in kanatlari olmazdi zaten.. tamam geyigi burada biraktim..

sivilde bir polis olan "bünyamin gezer" iki takimin kaptanina da "gencler kimlikleri gorelim" dedikten sonra,inonu stadini bilenler icin deniz tarafindaki kaleyi galatasaray, bilmeyenler icin ise polonya tarafindaki kaleyi, besiktas aliyordu.. mactaki tüm takdir haklarini, ev sahibi takimdan yana kullandi mösyö gezer.. dogrudur uslubu budur. kimi hakem evsahibini tutar. ben bir ümit karan in bir de besiktasin ofsayt olmayan ofsayt pozisyonu disinda bir hadisesini gormedim. tam bir polis gibi maci yonetti.. kafasinda dogru olan neyse onu soyledi.. bereket kafasindaki dogruluklar realiteye uydu.. digiturk'ün sanal turk bayragindan daha kralini besiktas tribunleri aciyor, bunu cekemeyen digiturk güzelim bayragin üstüne kendi dandik digital bayragini yine de koyuordu.. hayir arkadas adamlar mis gibi bayrak yaptirmislar, üzerine de "sehitler ölmez vatan bölünmez" yazmislar sen niye illa digital bişi yapiyorsun ki? bu ne "goygoyculuk" yahu..

iki takimda macin baslama vurusundan itibaren igrenc oynamaya basladi.. macin basindaki bir korner atisinda deli ibrahim e "daha az igrenc oynayan kazansin" geyigi ceviriyor, etraftaki bir kac kisi bu espriye gülüyor, tello ise macin sonuna kadar "ya niye güldünüz orada? bana da annatsaniza" diye yancilik yapiyordu.. aslinda galatasaray bu dakikalarda cok sahane pozisyonlar elde etti. hakan sükür ile yüzde yüzlük bir pozisyon kacti baki mercimek in hediyesi olacak.. hakan yerine ümit karan olsa o pozisyonda bir degil iki gol atardi.. bir de penalti kazanirdi..

macin ilk yarisi iki takimin igrencliginde biterken carsi gosterisinin ilk yarisini eda ediyor, devra arasinda maci unutup tüm stad hep beraber fenerbahce hakkinda
"küfüre karsiyiz, hem de cok karsiyiz, futbol baris, futbol kardesliktir, herseyin üstüne, vuralim bir kemer, ama son bir kez, yarrami ye fener" sozlerini `those were the days` melodisi ile seslendiriyordu..

macin ikinci yarisi besiktasin ve galatasarayin yine karsilikli igrenc oyunu ile basladi.. besiktasin en kel oyuncusu kim sorusuna lapin gibi atlayacak olan "baki mercimek" hayatinin en normal, dandikligindeki oyununu oynarken, galatasaray takiminda baris ve sabri kendisini yanniz birakmiyor, galatasaray in felc olan sag kanadini besiktas takimi podyum gibi kullaniyordu.. servetin ise az kalir yani yoktu macin sonuna dogru ozellikle.. sezonun en kötü macini oynadi kendisi..

pis insan sabri'nin "giderim ama geride cok ozleyenim olur" temali ileriye cikislarindan birinde top kornere gidiyor, akabinde gelen 5. kornerde top galatasaray kalesine giriyordu.. besiktas inönü stadi golle birlikte cildirirken, dolmabahce sarayindaki turistler "bu ne vulgarizm" diyerek artistlik yapiyor, ihlamur kasrindaki bir kac erik daha olgunlasmadan agactan düsüyordu..

galatasaray bu dakikadan sonra esmer oyuncularini oyuna sürdüyse de besiktasin defansini gecemiyor dakikalar gittikce ilerliyordu.. 2008 pekin olimpiyatlarina karate dalinda katilmak isteyen besiktas savunmasi `ümit karan` üzerinde antreman yapiyor, `bünyemin gezer` bunlari atliyor, ümit "amirim bakin krampon izleri" diyerek bogrunu gosteriyordu.. ama bir kez penalti verilmemisti, verilmeyecekti.. yani göz göre göre penaltiydi arkadas. bu hayatimda gordugum en net penaltilardan biriydi hatta. ama binnerce kisinin önünde son dakikada penalti calabilmek göt istiyor biraz. eh bünyamin abimizde de yokmus o.. dogaldir.. fifa kokulu karti olmayan bir arkadas..( bu espiriy ilkokul 3 ten beri yapiyorum) pozisyonun fotosunu bulamadim ama aynisini koydum.. yana.. farzedin ki yer yesil turuncu arkadas da sari kirmizi..

sozun özü bu birbirinden kötü futbol oynayan iki takimdan daha sansli olani maci kazaniyor, ve ikinci ile arasindaki puan farkini "1" (yaziyla: bir) e cikartiyordu..


çekirdekçi tayfa maçın adamı ödülü: Baki Mercimek

Galatasaray gol atsin diye tüm maç boyunca cabaladi. yannis geri pas verdi, geri dönemedi, hatali verdigi paslarin haddi hesabi yoktu, adam kaçırdı, saçları yoktu, topun üstüne bastı düştü, icabinda "beyler biraz daha dikkatli oynayalim" diye hakan sükür ile ümit karan ı şey etti ama yine de galatasaray gol atamadi.. baki ne yapsin? ..kendisi mi çıkıp gol atsin? sonucta o da bir insan...