2011 galatasaray - fenerbahçe : 3 - 1

Çarşamba, Aralık 07, 2011 zaman: Çarşamba, Aralık 07, 2011

hamd olsun hürmetli sultanimiza ki 2 senedir yenme muvaffakiyetinde bulunamadigimiz fenerbahce cemaatini yendigimiz musabakadir... mal bulmuş mağribi gibi sevinçliyiz yalan değil.. üstüne bir de ezici bir futbolla galibiyet geliyorsa çalsın sazlar, oynasin kızlar..

maçtan evvela, okullarda, iş yerlerinde, metrobuste, kahvehanelerde "maç ne olur?" muhabbetleri dönerken tüm galatasaraylilar galibiyet konusunda iddiali ama illa ki akillarinin bir köşesine "çok da iddiali olmayalim yarin sokağa çıkmaya yüzüm olsun" diyorlardi.. zira biz ne derbiler görmüştük ki galatasaray en iddiali olduğu zamanda bile mağlup ayriliyordu sahadan..

lig tv kameralari maçtan evvel stat çevresinde dolaniyor ve aşına olduğumuz eliyle 5 yapan insanlari, "biz bu maç için duisburgtan geldik, galatasaray'a güveniyoruz!" diyenleri, bi elinde pide diğer elinde üflendiginde "booo" diye ses cikartan aparatiyla, pelerin yaptigi bayragi ile dolasan cocukları gösteriyor ve skor tahminleri aliyordu.. stat'a giden metro bozulmuş, deplasman tribunune de galatasaraylılar doldurmustu.. buradaki tribunlere oturan 17 yaşındaki ferhat "şampiyon fener" diye bagirip tüm dikkatleri üzerine çekiyor lakin olay gençliğine veriliyor gerginlik büyümüyordu..

ali sami yen'den şeklen bin kat daha güzel olup, ruhen binlerce kat eksik olan stat gelin gibi maça hazirlanmişti ama işte deplasmana gelen taraftarlar eksikti.. futbolun marka değeri adına, futbolun en kutsal şeylerinden soyutluyorlar ya bizi bu üzücü.. hiç bir fenerbahçeli ve hiç bir galatasarayli galatasaray/fenerbahce deplasmanini yasamadan gercek galatasarayli olamazken bu hakki elimizden almalari acidir..

her neyse saatler 1930'u gosterirken takimlar sahaya çıkıyor, tam o sirada 600 liralik bilet alanlarin bulundugu yere sabri geliyordu. kadrolar aciklandiginda sabriyi kadroda gormedigi için "kesin kazandik" diyen bu zengin taraftarlar 2 sira önlerinde oturan sabriyi birbirlerine gösteriyor ve paranin saadet getirmedigine bir kez daha kanaat ediyorlardi..

aykut hoca kafasinda maçı defalarca oynamisti.. galatasaray once canavar gibi saldiracak, fener bu ataklari dindirecek sonra ataga cikacak selçuk kaleyi buldugunda vuracak ve top kendiliginden aglara gidecekti.. hep böyle olurdu çünkü.. galatasaray saldirir, atkinson, johnson, selcuk vurur top kendigilinden aglara giderdi..

ama bu sefer oyle olmadi. 2 forvetle ve sagda kazim solda emre ile saldiran galatasaray ardi ardina pozisyonlar buluyor ama sakallari ile canli bombaya benzeyen "küfür ederseniz vallahi de kendimi de bu stadi da patlatirim" diyebilecek sekilde duran volkan, toplara gecit vermiyordu.. yurdun değişik yerlerinde ve bilhassa uşak'in eşme ilçesinde "ye anasini satayim bunu ye bari!" sesleri kahvelerden çıkıyordu.

muhtesem yüzyil tvlerde başladığı sirada galatasaray akin akin fenerbahce kalesine geliyor ama memleketin kizlari bunu goremiyordu.. bu kizlar maçtan sonra sosyal medyada "en büyük cimbom" yazacak kizlar olacaklardi.

her neyse, dakikalar 33 ü gösterirken sağ kanattan ceza alanina giren eboue yobo'yu ekarte ediyor ve volkan'ın apış arasindan golu atiyordu.. fil dişi'nin yerel dillerinde "beşlikten attim" diye bagirarak arkadaslarina kosan eboue'nin sevincine kimse ortak olamazken, fatih terim'in kapşonu gözlerinin önüne düşüyor, gecici körlük teknik heyeti korkutuyordu..

fenerbahçeliler olayi anlamamisti.. yine de fenerbahçe maçı dondurebilirdi.. yedek kulubesi zengindi ve dahasi samandira'nin harika bir berberi vardi.. yobo, stoch, caner gibi isimler buna emindi.. her ne kadar stoch'un saclari edirne keşan'da "çük kafali" olarak nitelendirilese de sahsim adina saclari begendim..

nonda'dan sonra fener'in yedigi ikinci bir siyahi goluyle senlenen galatasaray taraftari cok gecmeden bilica'nin "anam top nerde?" serzenisi ile elmanderin topu aglara gondermesi ile cosacak ve ilk yariyi "üc üc üc üc" sesleri ile bitirecekti..

devre arasinda herkes muhtesem suleymana kitlenmisken, fenerbahce soyunma odasinda gözler kapida olacakti.. daha gecen sene degil miydi o aziz baskan bir hisimla devre arasinda içeri girerdi.. primlerden bahsederdi, yenilirlerse olacaklardan bahsederdi, konusur da konusurdu ve ikinci yari bambaska cikardi fener? yoktu işte..

ikinci yari bu hengame içinde başlıyordu.. emre ve bienvenue oyundan aliniyordu.. hoş bienvenue oyunda miydi 45 dakika boyunca emin degilim.. ama yine de aliniyordu işte oyundan.. yerine stoch ve semih giriyor fenerbahce etkili ataklar düzenlemeye basliyordu.. hatta bir noktada stoch'un topu direkten bile dönüyordu..

ama işte nedense fenerbahce'nin sansi tutmuyordu bu sefer.. hep fenerlilerin attigi "uzuvlarla gol" bu kez galatasaraylilar tarafindan, melo tarafindan atiliyor ve melo golunu pitbul hareketi yaparak kutluyordu.. sevdigine küfür eden antepliler "uuuşt kopek" diyerek melonun sevincine ortak oluyorlardi.

bu dakkadan sonra maç bitmişti.. geri donmesi icin aykut'un klubede degil sahada, ridvan'in ntv studyolarinda degil aykut'un yanında olmasi gerekiyordu.. müjdat'i, semih'i, oguz'u ara ki bul ayrica..

velhasil dönmüyordu da maç. son dakikada alex bir gol atiyordu ama galatasaray ünal aysal'in baskan oldugu ilk fener maçını fener bahçeyi ezerek kazaniyordu.. bir galatasaray'li olarak şu espri ile kapatmak isterim geceyi "maglubiyete kizan fenerli arkadaslarimiz, angry birds oynasinlar.. insani rahatlatiyor

0 yorum: