2011 karabükspor - galatasaray : 1 - 1

Çarşamba, Eylül 21, 2011 zaman: Çarşamba, Eylül 21, 2011

okulların açılıp, erkek kardeşlerimin "10f deki sarışın kiz iyiymiş" diye dolandıkları şu günlerde, mevsimin yavastan dönüp "sezon sonu aldığım kiyafetleri artık giyebileceğim" dedirttigi günlerde karabüğün o demir çelik kokan ortamında oynanan ve beraberlikle sonuçlanan bir musabakadir.

büyük şehirlerde yaşayan ve çalışan birisi olarak futbol takımının peşinden koşmanın, onun maçlarını takip etmenin zorluklarının birer birer anlaşıldığı günlerden biriydi bugun.. saat 18:45 deki maçı işten 6 da çıkan biri olarak ancak "musleranin oyundan atilmasiyla galatasaray 10 dakikadir 10 kişi oynuyor" kelamindan sonra izleyebildigim için olayın "elmander ve sercan forvet ikilisi" ile basladigini idrak edemiyor, "çay koyayim bari" denene kadar ilk yarı bitiveriyordu.. karabükspor'un 2 senedir bir şantiyeye dönen stadının maskulen havasi, fenerbahçenin dünkü maçından sonra çok net hissediliyordu.. o stadin daha bitmemiş tribunlerinin dili olaydı da üzerinde dönen sap muhabbeti anlatabileydi(ikinci bir düşüncede anlatmasa daha iyi olabilir diye düşündüm)

her neyse ilk yarı 10 kisi kalmis galatasaray'a karş karabükspor'un "gol atarsak ayip olmasin?" tarzi oyunuyla geçiştiriliverdi.. galatasaray'in sezon basindan beri "ya ben sadece sarilip uyuyalip istiyorum" tarzi bir duruşu oldugundan o da çok gole yonelmiyordu.. kaldi ki muslera'nin, rüştü'nün ingiltere maçında ve karate kid'in frank ile yaptigi final maçında yaptigi hareketin bir benzerini yapmasi ile 10 kişi kalan galatasaray'in tüm planlari puf diye uçmuştu muhtemelen.. futbolun güzelligi bu noktada işte. günlerce bir taktik üzerine düşünenler, daha maçın başındaki bir kirmizi kartla her şeyi baştan kurmak zorunda kalabiliyorlar.. aynı şeyi satrançta göremiyorsunuz mesela.. gerçi bunun konuyla alakasi yok..

her neyse, 73. dakikada maçtan sonra kadere, kismete çok inandigini beyanatlarinda belli eden erdem'in ceza yayının oradan yaradana sığınıp kaleye vurmasiyla, ufuk'un yagmur altinda taksi bekleyen bir bireyin önünden gelip geçen taksilere kontrapiede kalmasi gibi bir hareket sergilemesi bir oluyor, galatasaray topu aglarinda görüyordu.. maçtan sonra sağ ayakli oldugunu ogrendigimiz erdem'in sol ayagi ile böyle bir şut çıkarmasını kale arkasinda maçı izleyen bir kaç görevli "balina atti haa" diye nitelendireceklerdi.

her neyse, baroş 75. dakikada oyuna girmeye çalışıyor, oyun durmayinca ancak 81 de oyuna girebiliyor, girer girmez de eski besiktasli ridvan'in grekoromen güreşte kati surette yasak olan çelme hareketi ile yere düşmesiyle galatasaray penalti kazaniyordu.. topun başına galatasaray tribunlerinden bir kaç kendini bilmesin "sendeki alet bende olsa" diye nitelendirdigi melo geliyor, ve golu attiktan sonra yine pitbull sevincini yasiyordu.. o noktada maci tvden izleyen bir fenerbahcelinin aklina, derbi maçta tribune kocaman "hooooşt" yazdirmak geliyordu..

o noktada mı ondan önce mi bilmiyorum ama, galatasaray yedek kulubesine su almak için gelen deumi'ye yarım su veriliyor, deumi de "içilmiş bundan ama" diyerek trip atip suyu geri veriyordu.. o noktada yurt genelinde cesitli kahvelerde maci izleyen insanlardan "ülkesinde sanki tüm sular erikli" tarzi "bu zenciler boyle, 7 gün kapali su verirsin içer, 8. gün yarim su verirsin senden kötüsü yok" tarzi yorumlarin gelmesi maçın en heyecan verici anlarindan biriydi.. varin siz düsünün maçın genelini..

hülasa galatasaray bir kez daha damattan korkan yeni gelin isteksizliginde bir maç yapmasiyla maç noktalaniyordu.. fatih terim'in takımlarindaki "90+2 de olsa ben golun pesinden kosarim" durusu daha oturmamis bu takimda.. ama gün gelecek onlar da olacak.. ben melo olsun, sercan olsun güveniyorum gençlere..

0 yorum: