2009 galatasaray istanbul büyükşehir belediye maçı

Pazar, Aralık 06, 2009 zaman: Pazar, Aralık 06, 2009

(bir satır, ya da bir tek sigara, anlatırdı derdimi sana, hüzün dolu sensiz geceler ya da ben ne yapıyorum lan?)


David Bowie'nin şu "uzayda kızlar kendileri teklif ediyorlarmış abi" zamanından kalma şarkısı "space oddity" vardır ya, orada "the earth is so blue, and there is nothing i can do" deyip, blue'nun hem hüzün hem de mavi anlamına gelmesiyle "dünya çok mavi/hüzünlü, benim yapabilecegim hiç bir şey yok" der.. bu lafı aynen galatasaray'a monte edebilirdik bu gece, "hüseyin göçek bu gece çok saçmalıyor, ve bu konuda galatasaray hiç bir şey yapamıyor".. çünkü futbolda eğer hakem ahmet çakar değilse, hiç bir hakem gol atamıyor. sen çıkıp oyununu oynarsan, 3 gol atıp durursan, hakemlerin yaptığı hataların hiç bir önemi olmaz..


http://www.webaslan.com/img/3/2009/adnan_polat5767.jpg
(başkan adnan polat maçtan sonra seramik federasyonunun başkanlığından ayrıldığını basına açıklamak istedi. ama başkanlıktan çoktan ayrıldığı kendisine hatırlatılınca içine bir hüzün çöktü. insan sırf bugününü degil yarinini da düşünmeli)

her neyse.. maçtan yaklasik 5 saat önce bursa'da sarı kırmızılı bir takım galip gelmiş ve zirve'nin renklerini belirtlemişti. "bu sarı kırmızı renklere titan beyazı ile galatasaray yazmalıyız" derdi sanırım trt 2'deki koca saçlı amca galatasaray kulubunde çalışıyor olsa.. hasan kabze ligi bitirmiş, tatile, eski takım arkadaşlarını görmek için istanbula gelmiş "işte bu statta bana forma vermediler abi, bi inönü'de verdiler onda da gol attim" diyip kısa geçmişinden bahsediyordu. arda ve hakan balta bağcıklarını kırmızıya çevirip "bu bağcıkları alın ve afrika'daki aids'le savaşta bir enjektör olun" kıvamındaki kampanyayı destekliyor, taraftarlar pana maçı sonrası maça pek ilgi göstermiyor, büyükşehir belediye'nin toplamda 25 kişi olan taraftarlarından kimse maça gelmiyor ve maç diken saçlı hakem hüseyin göçek'in ilk düdüğü ile başlıyordu..

galatasaray sene başındaki taktiğe dönmüş görünüyordu ilk dakikalarda. 4-2-3-1 dediğimiz, "topu ileri gönderiyoruz orada kim kaleyi görürse yapıştırıyor" manasına gelen bu 4 hucuma sahip taktiği galatasaray takımı ilk dakikalarda rakibi yormak için kullandı. 8 eksiği olan büyükşehir belediyesinin şanlı takımı (birileri futbola yatırım yerine şehre yatırım yapabilir mi bu arada? ) galatasaray ileri uç elemanlarının da basiretsizliği ile ilk devreyi berabere bitirebildiler.
http://www.ajansspor.com/galeri/resimler/61675F62635F6361616A5163636B66616B61679967A28278.jpg
(küçükken tsubasa'ların karşısındaki takımı tuttuğum anlar oldu. mazlumu tutmanın verdiği bir gerzeklikle. ama bu belediye takımlarını hiç tutamadim. seyircisi yokken ve çok parası varken benim sevgime ihtiyaçları yoktu ki. işte bu şutun getirisi olan gol beni tüm akila şutlarından daha çok üzdü. itiraf ediyorum!)

hakketten berabere kalınan bir maçın yazısını yazmak çok zor. ikinci devrede kewell, barbosa'nın kaşının gözünün kanaması ile onu tutan rizvan'ın kısa boylu kalması ile bir kafa golünü tıngır mıngır ağlara gönderdi.. sonrasında elano çıktı, barış çıktı keita ve ayhan girdi ama son 15 dakikada nedense galatasaray takımı kendi sahasında geriye çekildi. hakem hüseyin göçek gözün ve nizamın olduğu yerde garip garip düdükleri galatasaray aleyhine çalarken tribunler her geçen dakika kendisine daha çok yüklenmeye başladılar. hele bir de servet'in eline çarpıp penaltı olması gereken toptan sonra hüseyin bey iyice delirdi. 15 bin kişi adınıza "haydi haydi haydi oy bizim için hüseyine koy" diye bağırırsa, orada koyma şansına sahip hüseyin de çok net bir şekilde koyar size arkadaş. tribunde olup da takımını kötü etkilemek diye bir hadise varsa bu gece mecidiyeköy'ün ışıkları altında, o gerçekleşmiştir. velhasil 90+3 de uzaklaştırılamayan bir top leo franco'nun kurtaramayışı ile ağlara gidiyor, mustafa sarp sinirden önünü yırtıyor, ve galatasaray lider olabileceği haftada 4. oluyordu..


freddy-mercury.jpg9399081.jpg
(mustafa bağırıp çağırmasa "who wants to lead forever!" kivaminda bir şarki söylese, freddy mercury gibi olacaktı bugun sahada.. formalarin önleri öyle olabilmeli fakat.. isteyen açsın göbeğine kadar yahu, 80lerin başları geri dönsün, tarık akan zayiflasin, frank zappa bıyıkları uzatsın..)

taraftar olarak bazı şeylere tepki göstermemek inanılmaz zor, ama orada sahada olan adamların da insan olduğunu, golden sonra üstlerini başlarını yırtabilecek kadar akli baliğ olmadıklarını bilmekte yarar var. tribunden söylediğin sözler kendilerini etkiliyor, yapilan her bir şey kendilerini etkiliyor.. aziz yıldırım konuşmuş etmiş bence hava civa. dediğim gibi hakemi de yenebilecek bir oyun oynasan, o zaman bağırırsın işte hakem noluyor diye. ama sen tribunden hakemi delirtip takımının berabere kalmasını sağlıyorsan bu gerçekten dandik bir şeydir taraftarlık adına. ancak eve giderken bir kebap yersin e5'in altında, maçtan bahseden gazeteleri okumazsın sonrasında..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

O ilk Sabri fotografi, hele de elinde citlanmis cekirdek kabuguyla, blogun adiyla mustesna bir uyum yakalamis yalniz.