Konya vs Bordeaux

Cuma, Şubat 27, 2009 zaman: Cuma, Şubat 27, 2009


"konya, bordo'ya benzemez" 26 şubat 2009, Sergen Yalçın

26 şubat 2009 galatasaray bordeaux maçı

Perşembe, Şubat 26, 2009 zaman: Perşembe, Şubat 26, 2009





(galatasaray neydi? galatasaray emekti, galatasaray türkiyeydi)


"-2 dereceyi vuran bir erzurum aksaminda" desem kimsenin "yuh" demeyecegi bir sogukta, cevahir'in oradan ali sami yen'e giden "karaborsali yolda" igne atsan yere düsmeyecekken, yurdun degisik illerinde mahalle birahanelerinin bile "arkadaslar üclü oturalim" seklinde soylevlerler doldugu bir günde, hollanda'da ucaklarimiz düsmüs, yerel secimlere bir ay gibi bir süre kalmisken, galatasaray'in bu sene ikinci kez bir avrupa kupasi macindan 4-3 skorla ayrildigi ve iddaa'da 1 e 75 oranindaki orani tutturdugu musabakadir..

galatasaray hafta sonunda kocaeliye ali sami yen stadında 5-2 malup olduktan sonra skibbe direk kovulmus, yerine bülent korkmaz getirilmisti.. haberleri duyan, o sirada "tavsanli belediyespor" maci hakkinda "ne olur bu mac tavsanli belediye cakar mi?" diye sorup kupon yapan bordeaux teknik direktoru blanc, soz yerindeyse "bayram" etmis, ve tüm sezon takimi üstüne kurdugu yesil gozlu gorkuf'u istanbula getirmeme karari almisti.. "yahu adamlarin teknik direktoru yok, ben niye yorayim adami" diye de yancilarina "yanlissam yanlis deyin" demisti..

mactan evvelki hadiseler böyleyken mac saati gelmis catmisti.. takimlar sahaya "11 kişi cikalim" diyerek cikiyorlar, galatasaray sezon basindan beri oynadigi 4-4-1-1 sistemini bu macta da oynamaya karar veriyordu.. zira bülent korkmaz bir diş perisi degildi ve 3 günde takimin sistemini bastan asagiya degistiremezdi.. sabri yine sag bekti, sol bekte sakatliktan kurtulan hakan kadir balta oynayacak, gürbetci oyuncu barış sağ acikta, arda ise sol açıkta, forvette ise baroş yer alacakti.. hakem uefa'nin kendisine sagladigi "taso" ile hakem atisini yaparken "sabri" olaya karisiyor "bunlarin bende televizyonlusu vardi.. acaip süperdi onlar" diyip ortami neşelendiriyor..

(hadi yendiniz diyelim, cocuklariniza nasıl anlatcaktiniz maci "dünyanin en igrenc formasi ile yendiydik o gün galatasaray'i" demiycek miydiniz efendiler?)

daha baslama vurusu yapilmisti ki, meira bülent kormaz'in antremanlarda "aynen boyle kacirdim topu.. dortmunt maciydi hic unutmam" seklinde anlattigina benzer bir sekilde topu ayagindan kaciriyor, de santcis hatali bir sekilde cikiyor, bordolu bellion'da affetmiyordu.. daha 10 saniye dolmamisti ki macin tüm uzatma ümitleri bitmisti..

galatasaray'i bir panik almisti, daha 2. dakikadan doldur bosalt'a baslamislardi ki yan taraftan bülent korkmaz isliklarla takimi düzen sokmaya ugrasiyor, ardindan direkten donen bir ters vuruş ile galatasaray "atariz bunlara atariz" ayarina dönüyordu.. sigaralar peş peşe yakilirken dakikalar ilerliyor, sabri basta olmak üzere tüm takima galiz küfürler edilmeye baslaniyordu.. ilk biralar bitmis insanlar yavas yavas tuvaletlere tasinirken mehmet topal'in omzu cikiyor, yerine 19. dakikada 19 numarali formasiyla kewell giriyordu (emre tilev bu igrenc tespiti de yapti ya daha baska bir sey demek istemiorum)

dakika 40 gibiydi, florya tarafindaki kalenin sağ tarafindan kullanilan korner atisi defanstan geri donuyor, lincoln gene ortaliyor, baroş topu iskaliyor arkada arda yaradana siginip bordo'lu defans oyuncusunun besliginden topu aglara sokuyordu.. arda bülent korkmaz'a kosarkan "apistan girdi apistan, cocuk dogurddum adi abuzittin" diyerek 9 aylik günlerine selam cakiyordu..

(gollere en çok sevinen ikili emre ile meira idi)

daha gol sevinci bitmemisti ki kewell ayagina acaip oturttugu bir topu aglara yapistiriyor, taraftar kendinden geciyordu.. numarali üstteki bir grup taraftar mactan once acilan "galatasaray türkiyedir" pankartina nazire yaparcasina "galatasaray türkiye, orta dogu ve balkanlardir anasini satiim" diyorlardi.. ilk yari neşe icinde biterken sabri emre asik'in yanına yaklasiyor "abi rüyamda gordum bugun golum var" diyor, emre asik ise "hastir lan" diyerek sabri'yi basindan saviyordu.. 15 dakikalik süre senliklerle gecilirken, tribunde hamburgspor'un casuslari kesfediliyor, onlara cigdem cekirdek verilerek "yahu basladin mi birakamiyorsun mereti" dedirterek maci izlemeleri engelleniyordu..

(galatasaray ambleminin yavastan buna donusmesi taraftariyim ben.. arkadasin adini da direk sabri koyalim.. )

ikinci yari baslamis galatasaray aslinda bir kac saniyelik patlamalar disinda pek iyi oynamiyordu. ama bordeaux istündeki bordo pembe formayi cikartip yesil forma giyse ve "bursaliyiz ezelden" dese kimse anlamayabilirdi. o ayarda oynuyordu. lincoln sahada yoktu mesela hiç. ve meira ve barış maçın ciddi falsolariydi..

dakikalar yine de galatasaray'in kontrollu oyunu ile ilerliyor, arda turan lincoln'un asisti ile bir "semih senturk'un almanyaya attigi gol" benzeri atiyor, yurdun dort bir yanında galibiyet sarkilari soyleniyordu artik. insanlar iddaa kuponlarinda galatasaray macina "bu tuttu, udinese macı nolmus?" muhabbeti dondururken 74. dakika gibi chamakh nadir gelisen bordo ataklarindan birinde topu ceza yayinin oralardan aglara gonderiyordu.. galatasaray henüz santra yapmisti ki de sanctis yine batirarak emre ile carpisiyor, elindeki topu kaciriyor, bosta kalan topa da cavenaghi vuruyor ve aglara giden topla birlikte deplasman tribunlerine kosuyordu..

3-1 giden maci kendi ellerimizle veriyorduk alenen.. mac gitmis, gelmis sonra tekrar gitmisti.. dakikalar ilerliyor, galatasaray nonda ile forveti arttirtip hakan balta'yi cikartarak defansi 3'lüyor ama gol gelmiyordu..

(seyit onbaşının bir kez daha o top mermisini kaldıramadığı nasil aşikarsa, sabri'nin de bir daha aynı golu atamayacagi o denli aşıkardır..)

sonra birden 1915'te yasanan efsanelerden birisi olmaya karar verdi.. nasil ki seyit onbasi canakkale muharrebesinde kaldirdigi top mermisini bir daha kaldiramamisti, muhtemelen sabri de bir daha vursa oradan o golu atamayacakti. ama bu sefer atti.. "allah" diyerek topa ceza alanin girisinden abandi ve top aynen alttan kaleye giriverdi.. işte ol vakit ve sonrasinda yurt sathinda ve yavru vatan kibrista 193 kazak, gomlek yirtildi, 10 bin 412 litre icecek yerlere dokuldu, 17 kisinin elleri "çak" yaparken isaret parmaklari civarindan kirildi ama kimsenin aklina cocuguna "sabri" ismi vermek gelmedi.. zira o kadar da degildi..

velhasil, galatasaray aslani bir kez daha efsanevi bir kiliga bürünüyor, ve kanat cikartip, ve akrep kuyrugunu da sabri'den olusturup alemlere akiyordu. mac sonunda taraftara üclü cektiren sabri bunu, amigolugu bir kez daha hakediyordu.. sabri mabri ama yüregi ile oynuyor be arkadas.. istiyor ki hep gol atsin, istiyor ki alsin takimini sirtlasin. ama kalibi bu ne yapsin garibim.. yetenegi varken bunu sahaya koymaktan cekinen lincolnler utansin sabriye bakip bakip. adam tüm o yeteneksizlikle nasil da oynuyor..

(yaaa iddaa efendi.. senden büyük türk spor severi var.. 1 e 75 ise bire 75.. ver bakalım cocukların parasını)



fotograflar tribun dergi ve uefa sitelerinden.. sarkiyi da kendim soyledim anasini satiim..

Sporting Lisbon'da istifa sesleri

Çarşamba, Şubat 25, 2009 zaman: Çarşamba, Şubat 25, 2009


LISBON - 5-0'lık bayern münich maglubiyeti sonrasinda acil toplanti karari alan sporting lisbon yonetimi, ismini vermeyen bir idarecinin aciklamalarina gore paulo bento ile yollari ayirma karari aldi.. sinirini mikrofonlarimizdan gizleyemeyen genç yönetici "kendi sahanda oynuyorsun arkadaş. tamam bayern iyi takım ama 1-0 olur anlarım, 2-0 olur onu da anlarım, hadi 3-0 olsun ama 5 ne len! 5 ne! paulo bento'nun bu takimda değil teknik direktor, sandalye olarak bile yerinin olduğunu düşünmüyorum" şeklinde konuştu..

sporting lisbon'un ilk etapta fenerbahçe ile sıkıntılı günler yaşayan luis aragones'e teklif götüreceği, luis aragones'in teklife sıcak baktığı, dost meclislerinde "sporting lisbon'u 4 haftada şampiyon yaparim" dediği öğrenilirken, aragones olmassa rotanın scolari'ye döneceği söylendi..

Kadir Has Stadında Pürüz

Çarşamba, Şubat 25, 2009 zaman: Çarşamba, Şubat 25, 2009

Kayseri Kadir Has Stadı , Kayseri halkı ile bütünleşmek için Fenerbahçe maçını beklerken, müteahhit ile kayseriler arasında pürüz çıktı. ismini vermek istemeyen kayserili bir yetkili "biz hesabını yaptık, kitabını çıkardık. Bizim hesaplarımıza göre müteahhit'in bize 13 bin 412 lira borcu var.. bunu ödemeden biz stadı almayız.. ha alırız.. nasıl alırız, yıkmak için alırız! paramız verilsin öyle! yoksa yıkarız valla bu stadı günahı yok onun!" diye konuştu.. umarız sorun bir an evvel çözülür..

Mahmut Haneflioğlu kayseriden bildirdi...

Skibbe'den buraya kadar

Pazartesi, Şubat 23, 2009 zaman: Pazartesi, Şubat 23, 2009


Geçen sene galatasaray'a beş atan leverkusen'in teknik direktörü skibbe'yi sezon başında takımın başına getiren galatasaray yönetimi, 5-2'lik kocaelispor mağlubiyeti ile yolları ayırma kararı aldı. kulupten yapilan açıklama şu şekilde oldu:

"Galatasaray Teknik Direktörü Michael Skibbe’nin bugün itibarıyla görevine son verilmiştir.

Görevde bulunduğu süre içerisinde karşılıklı anlayış ve dostluk çerçevesinde sürdürdüğümüz ilişkimiz doğrultusunda Sayın Michael Skibbe’ye bugüne kadar olan hizmetlerinden dolayı teşekkür eder, bundan sonraki yaşantısında da başarılar dileriz."

Yeni teknik direktörün kim olacağı belirsizliğini korurken, Galatasaray yönetiminin "bize 5 atan takımın teknik direktörü başarılıdır ve galatasaray'a layiktir" düşüncesi doğrultusunda , kocaelispor'un teknik direktörü "erhan altın"'a teklif götürüldüğü kulaklarımıza geldi.


galatasaray takımına başarılar dileyip, steaue maçından sonra skibbe'yi göndermekte tereddüt eden, ve bu günleri yaşamamıza neden olan les adnans'i kiniyoruz..

22 şubat 2009 galatasaray kocaelispor

Pazar, Şubat 22, 2009 zaman: Pazar, Şubat 22, 2009

amerikada kırmızı halı çoktan serilmiş, millet etrafta "brad pitt mi bu?" diye dolanırken, istanbulda soğuklar almış başını gitmiş 300 liralik aylık dogalgaz faturasına sahip olmayana kız verilmezken, aslantepe kompleks'inin 5. katları çıkılmış, her gün takip eden insanlar "bugun ilerlemeler göz kamaştırıcı" diye söylenirken bir istanbul ayazında, kanyakların bile insanın içini zar zor isitabilecegi bir gecede, türkiye süper liginin en iyi top oynayan takımlarından birisi olan kocaelispor'un 5 gol atip, galatasaray'in iki golle karsilik verdigi böylelikle türkiye ligleri gol krali taner güllerinin attigi 4 gol ile avrupa gol kralliginda "ben de varim" dedigi musabakadir.. kahretsin sanırım az onceki cümlede bir kaç hata yaptım.. ama anasını satayım şu kocaeli, şu taner aynı şekilde hacettepe karşısında oynasaydı farklı mı olurdu durum?

her neyse.. maçtan evvel galatasaray'in bir çok efsane ismi tribunleri doldurmuş, muhtemelen bir kocaeli galibiyeti ile keyifli bir pazar akşamı yaşamak istemişlerdi.. hagi elindeki kuponu yanındaki insanlara göstererek "bak altay tutmuş, kasımpaşa yenilecek demişiz 453 o, o da tutmuş, adanaspor da tutuyor, sivas da.. bi bu maç kaldi. 2 den bir diyorum ben arkadaş.. tutarsa bin 412 lira cukka" diyordu.. "e peki bu maç?" derlerken hagi'nin cevabi netti "nema problema" taraftar öylesine bir genişlik içerisindeydi. soğuk hava ve maçın dandikliği yüzünden pek rabet de olmamıştı hatta son günlerini yaşayan emektar ali sami yen'in alttan dondurmalı koltuklarına..

velhasil hakemlik yapmadığı zamanlarda, bütangaz bayi toplantılarına katılıp, gülben ergen'in uzattığı mikrofona "yar senin derdin ne" diye bağıran bir "bütangaz bayisi" ne benzeyen deniz çoban saat 19 gibi maçı başlatıyor, galatasaray sahaya 3-1-3-1-2 gibi sikko bir taktikle çıkıyordu. defansin gobegini meira servet ve emre güngor üclüsü ile dolduran, forvet hattini ise ümit karan ve nonda ile sabitleyen skibbe daha maçın başından "0-0 bitsin" demek istiyordu.. zira son bir kaç maçta ümit karan'ı ve nonda'yi izleyen ehli gözler bu ikisinin değil bir futbol maçında gol atmayı, langirtta bile gol atamayacaklarını kestirebilir.. ama işte bir umut skibbe ikisinden forvet yapiyordu..

velhasil galatasaray risksiz oynuyor, mehmet topal'da kaleye gittiğine kendisinin bile şaşırdığı çok şık bir gol atıyordu.. şu maç belki de ilerde "o uzaktan gollerine alışık olduğumuz mehmet topal'in işte ilk golu böyle olmuştu" olarak anılacaktır.. bilemiyoruz.. maç galatasaray'in 1-0 üstünlüğü ile geçerken defansta kismi gedikler veriliyordu.. hop taner gülleri, de sanctis'in kollarina bir anne gibi alabileceği topu yumruklaması ile birden meşin yuvarlağı önünde buluyor, o gazla direk topu aglara birakiyordu.. dakika 25ti ve durum 1-1 olmuştu bile..

kocaeli kontralarla atak kolluyor, galatasaray da maşallah inanilmaz hatalarla kocaelinin ekmegine yag sürüyordu. sabri topu garip bir şekilde arkaya birakiyor, kocaelinin afrikali topcusu de sanctis i calimlayamadigi icin galatasaray kalesinin mutlak golu görmesi ertelenmiş oluyordu.. 35 civarinda murat hacioglu, güzel bir ortada topu aglara yerlestirdi..

hakem'in en ufak bir hatasinda numarali üstte "oğuz sarvan istifa" pankarti aciliyor, pozisyon geçtikten sonra pankart toplanıyordu ama skibbe'nin onlarca hatasindan sonra kimse "skibbe istifa" pankarti acmiyordu.. ilk yarı böyle biterken kar yağışı yavaştan başlamış tribunlerdeki ilk ve orta dereceli okullara giden veletlerin gözleri parlamaya başlamıştı ki sol taraftan "tutmaz.. güzel yağıyo ama tutmaz. zor tutar. tutmaz zaten hiç.." şeklinde yükselen bir ses cocukların heveslerini kursaklarında birakiyordu..

ikinci yari başlarken taner gülleri hocasi erhan altin'a gidiyor "hocam karim rüyamda görmüş bugun en az 2 golum var üzme sen canını" diyordu.. erhan hoca da o gazla kale arkasindaki foto muhabirlerle laf dalaşına gidiyor, sonrasinda "******" diyerek olay yerinden uzaklaşıyordu..

deniz çoban'in ikinci yariyi başlatan düdüğü ile birlikte galatasaray tribunleri yine dünyanın en sıkıcı tribunleri olduklarını kanıtlarcasına tezahurat yaparken, kocaelispor kontraya yatiyordu.. ümit karan'a 45 dakika tahammül edilebilmiş, sabri geriye çekilerek 4 lü defansa dönülmüş, barış mehmet güven'in yerine göbekten, arda ise direk kanattan takimi gazlamaya calisacakti.. ama olmadi. 65. dakika gibi kocaelinin golu taner gülleri ile geldi.. 3-1 olmustu ve galatasaray baroş'u oyuna alip, sakatlanan emre'yi oyundan cikartiyordu..

bir ara maç 3-2 olayim dedi, sonrasinda kocaelisporlu delikanlinin biri ceza alaninda topu elle tuttu, baroş penaltiyi kaçırdı, ve ardindan servet çetin alenen tarak kemigini kirarak oyundan cikti.. galatasaray 2li savunmaya dönmüştü ki taner güleri iki gol daha atarak "ikinize ikimiz bayram etsin kocaelimiz" diyerek tribunlere koşuyordu.. taraftar gari kocaelini bir yandan alkışlıyor, bir yandan'da cevat hoca'yi göreve cagiriyordu..

lig sonuncusu kocaelinin boyle futbol oynamasini saglayan televizyon kameralarina ilenç olsun.. bu maç digiturk'de yayinlanmasa ne bu futbolu sergilerdi kocaeli, ne de taner 4 gol atardi kanaatimce.. galatasaray türkiyedir sonucta ve digiturk'de maçlarini yayinlayan federasyon ve digiturk yonetimi bence istifa etmelidir.. komik oluyor dimi böyle söyleyince.. bakalim adnan polat ne tarz başka komiklikler yapacak.. takim kotu oynarken hakeme bok atip takiminin elinden zorla galibiyet alinmis gibi konuşurken, bu günleri getirirken her şey mükemmeldi degil mi?

maç sonrası:

çekirdekçi tayfa: taraftar sizi istifa'ya çağırdı. sanırım bu bir teknik adam için en kötü anlardan bir tanesi ne düşünüyorsunuz?
skibbe:''Taraftarların tepkisini gayet iyi anlayabilirim. Onlar bizim gibi farklı sonuç bekliyorlardı. 3-1'den sonra tepki göstermeye başladılar. 3-2'den sonra penaltıya kadar çok iyi destek verdiler. Tabii ki son dakikalarda da umutsuzluklarını dile getirdiler.'

çekirdekçi tayfa: diyosun.. peki ne olacak bu galatasaray böyle? her sene lig sonuncusuna ali sami yen'de yenilmek insana koyuyor.. hem de adamlar manita yaptılar bugun bize? (manita ispanyolca 5 gol demektir)

skibbe:
''Maçın ikinci yarısında arzulu ve istekliydik. Penaltı pozisyonuna kadar beraberliği yakalama durumumuz vardı. Penaltıyı atamadık ve arkasından golü yedik. Bugün defansif anlamda bir çok hata yaptık. Bu yüzden rakibe bir çok pozisyon verildi. Buna rağmen ikinci yarı gol atmak için yüklendik. Sonuçta mağlup olduk. Bundan daha da acısı Servet ve Emre Güngör'ün sakatlıkları oldu. Bu mağlubiyeti perşembe günü oynayacağımız Bordeaux maçına kadar hazmetmemiz ve o gün başka bir yüzümüzü sahada göstermemiz gerekiyor.''


22 şubat 2009 altay orduspor

Pazar, Şubat 22, 2009 zaman: Pazar, Şubat 22, 2009


güdik ay olan şubat'in son haftasinda, izmir nihayet yağmuruna "yeter" diyebilmişken, belediyeler "kaldirimlari yenilersek seçimi yüzde yüz aliriz" mantalitesi güderken, marmara birlik'in elindeki çiğdem stoklari bir şekil erirken güzel bir izmir gününde oynanıp önce ordu'nun tek golu sonrasinda ise altay'in iki golu ile galip geldiği bir musabaka olmuştur bu..

maçtan evvel altay'in internet sitesi yine "takımımız hazirliklarina başladi","takımımız hazirliklarini sürdüyor","merter ve tiego'nun doğum gününü kutladik bu arada takim hazir" haberleri yaparken stat önü esnafi federasyona kan kusuyordu.. "bu maçları bu saatte yapiyorlar, ne kumru satabiliyoruz ne köfte.. millet kahvalti yapip geliyor anasini satayim" diyen bir kumrucu, oturmak için köpük satan arkadaşına gidip "komple isitma yapcaklarmış stadın koltuklarını" diyip arkadaşının aklını alıyordu.. 1 liralik pembe kadın biletleriyle, 5 liralık açık 15 liralik kapali biletleri ile altay maça hazirdi.. "efemineler için de 3 lira olsun biletler" geyikleri dönerken takımlar sahaya çıktılar.. altay her zamanki gibi duvar tarafındaki kaleyi alıyor, bir erkek için garip bir isme sahip olan hakem "mürvet sezer" deniz tarafındaki kaleyi de ordusporlulara veriyordu..



mor menekşeler maça iyi hazirlanmişlar yaklaşık 50 kadar taraftari ile izmir'e gelmişler, aralarına bir kaç tane de karşıyakalı almışlardı. hakemin çaldığı ilk düdüğü ile orduspor oynamaya başlamış, bol eksikli altay ise seyre dalmıştı. sol kanatta oynayan tiago oyununu gösteremiyor, tahir kaptan "ne yapayım adam mı var oynatmıyoruz" dercesine kolları açıyordu.. erdi'nin olmadığı yerden mehmet şen ile bindiren ordu spor altay kalesini yoklamaya başlamıştı.. tam 35. dakikada bir grup altaylı trabzon taraftarlarına özenip "balon atalım balon" derken, kaleci gökhan'in boş çıkması ile altay 0-1 geriye düşüyordu.. altay tribunleri çok kızmış, buldukları oyuncuya saydırıyordu.. yeşil kramponlari ile sağ açık yasin en çok gider yapılandi.. "greyfurt yasin" sesleri içerisinde ilk yarı biterken taraftarlar sigaralarına yükleniyor, "tiago orada oynayamiyor, oraya şey lazim.. şey işte o oynasin" diyorlar ama mantikli bir çözümleme yapılamıyordu..

ikinci yarı hafiften başlarken, altay'in eskiizmir ve çimentepe tayfalari karşılıklı olarak çoşuyor, ordusporlular da "kaf kaf" çekiyorlardi.. bir garip futbol sergileniyor, altay saldırıyor ama eski altaylı kaleci akın ve orduspor bekleri altay'a geçit vermiyorlardi.. altay yavaştan doğmak istiyor, güneş de altay'a "buyur" dercesine ortadan çekiliyor, ama bir türlü gol gelmiyordu.. roveşatalar çekiliyor, fantastik olaylar altay stadının çimlerinde vuku buluyordu ki alp'in sakatlanması ile oyuna giren mehmet sağdan bindiriyor, yasin ile paslaşması altay'a bir frikik getiriyordu..

"gol geldi gol" gazlamalari ile ayaga kalkan tribunler ordusporlu 91 numaralı oyuncunun topa "hop blok, içerde sayı servis bizim" dercesine tokat vurmasını çok net bir şekilde görüyorlardı.. topun başına gelen tiago, panenka şutu ile topu ağlara gönderiyor altay aradığı gole 63. dakikada kavuşuyordu..

ordusporlular vakit geçirmeye oynarlarken hakket vakit geçiyordu.. ama altay'in golu gelecekti bir şekilde. mamafih şehmuz olsun, can olsun bir performans göstermiyordu.. zaten can'dan da performans görmeyi çok beklemiyoruz açıkcası.. velhasıl dakika 88'de musa'nin yerine giren ali topu karambolde ağlara gönderiyor, formasıyla birlikte tüm insanlığını çıkartıp bir kaplan gibi tribunlere koşuyordu.. maç 2-1 biterken altay taraftarının takimla beraber soyleyebilecegi bir "re re re ra ra ra" gibi ne bileyim efendim "göz göz göztepe" gibi bir sloganı olmadığı da bir kez daha ortaya çıkıyor taraftarlarin içinde buruk bir tat oluşuyordu..

maç sonunda kıbrıs şehitlerine, bornova caddesinden girmeye çalışan bir grup taraftar balkonlarda bu geçidi izleyen travestilerin tacizine uğruyor, o travestiler de bir nevi reklam olarak gögüslerini açıp genç altaylilarin akillarini alıyorlardı.. bu garip prezentasyonu polis "gir ulan içeri" diyerek kesiyor, taraftarın da ahını alıyordu..

Müftüoğlu ve Abitoğlu

Perşembe, Şubat 19, 2009 zaman: Perşembe, Şubat 19, 2009


bu iki hakemimiz trafik kazasi geçirmişler bugun. tff'nin yazdigini aynen aktariyorum..

"Üst Klasman hakemlerimizden Kuddusi Müftüoğlu ve Kamil Abitoğlu, bu sabah Alanya-Antalya karayolunda trafik kazası geçirdi. Antalya'ya doğru gittikleri aracın şarampole yuvarlanması sonucu yaralanan hakemlerimizin ilk tedavileri Serik Devlet Hastanesi'nde gerçekleştirildi. Sağlık durumlarında ciddi bir tehlike bulunmayan Müftüoğlu ve Abitoğlu'na geçmiş olsun dileriz."




futbol'u sevmemizi bir şekil sağlayan insanlara geçmiş olsun demeli.. maç bittiğinde futboldan geriye gerçek insanlar ve boş statlardan başka bir şey kalmiyor nihayetinde..

18 şubat 2009 bordeaux galatasay maçı

Çarşamba, Şubat 18, 2009 zaman: Çarşamba, Şubat 18, 2009

ilk ve orta dereceli okullarin tatil olmasi icin havaya bakip "ya ne güzel yağıyor ama tutmaz ki" denilecek havalarar girilmiş, yaprak dokumunde ali riza beygillerin evleri satilmisken galatasaray şarapları ve kocasından yana dertli ve aldatan kadinlari ile meshur bordo'da ne gol atip ne de yiyerek berabere bitirmiştir bu maçı..

mactan evvel bordo teknik direktoru sacma salak acilimlara girmisti.. "mactan konusmaktansa bence kadir topbastan konusalim" diyerek kafa karistiriyor "valla 0-0 beraberlik olursa iyi bizim icin lig daha onemli sonucta, lyon u yenip anadoludan bir şampiyon çıkarmak istiyoruz" diyip galatasaraylilarin aklini basindan aliyordu.. galatasaray cephesi ise acaip sıkıntılıydı. antalya deplasmaninda 3 puan birakan galatasaray, nonda'yi antalyada birakmak istemis, takim otobusune son anda binen nonda takim arkadaslari tarafindan "of neyse ya baska bir yerde artik" denilerek şey edilmişti..

galatasaray aylardir topa dokunmayan kewell'i, nereden baksan 5 mactir oynamayan (28 dakika oynamayi saymiyorum) lincoln bir şekil 11'e giriyordu.. "bizim için lig daha onemli" diyen bordo teknik direktoru tam kadro cikartiyordu sahaya.. galatasaray taraftarlari fransiz taraftarlara gazi vermiş, "al bilet ben alayim senden 3 lira daha fazla vereyim" diyerek onlarin yerlerinin biletlerini de almislardi.. işte o taraftarlar hakemin ve teknik direktorun adini tam bilmediklerinden "bordo teknik direktoru noluyo gotun basin oynuyo" gibi garip tezahuratlar yapmak zorunda kaliyorlardi..

macin baslamasina bir kac dakika kala, hali saha maclarina "sert oynuo ya ayhan" denilerek cagirilmayacak olan ayhan, üzüm baglari tarafindaki kaleyi galatasaray'a aliyordu.. cengiz topel lisesi tarafindaki kaleyi bordo aliyor, ve o gazla galatasaray'in üstüne akin akin geliyordu..

10. dakika civarinda bir kafa vurusunda çamat'in topu direkten dönüyor seyirciler "valla kaleye girseymiş onu zaten de sançis kurtarcakmis" diyerek kendilerini avutmaya calisiyorlardi.. galatasaray takimi ezik futbolundan biraz kurtulmak istiyordu ki, bir ortayi kewell kaleye göndermek istiyor, ssk gün sayisini ayda bir saydirtan rame topu bala göte kurtariyordu.. rame'nin bu kurtarisindan sonra, askerligi de sayarsak tam 200 günü kaliyordu emekliligine..

bordo'nun ve galatasaray'in karsilikli ataklari ile ilk yari biterken galatasaray ikinci yari icin umut veriyordu.. skibbe'nin niyeti belliydi, kewell ve lincoln ile baroş'u kaçırtıp baroş'un da kendini penalti olsun diye birakmadigi anlarda gol atmakti.. bordo ise ne oynuyordu bilmiyorum acikcasi.. sivasspor tarafindan magdur edilecek bir bordo, galatasaray tarafindan harcanamiyordu..

ikinci yariya tüm bu taktigini siktir eden galatasaray, baroş'u çıkartip yerine nonda'yi sokuyordu. hoş baroş kendisi çıkmak istemiş ama allaşkına yaser nonda'dan daha mı kotudur yahu? nonda'nin neyini gördün ki yaser yerine sokuyorsun? her neyse .. bu dakikadan sonra galatasaray'in gol atmasini bekleyen insanlarin esra ceyhan'in programlarinin muptelasi oldugunu dusunurum ben arkadas.. oyle bir optimist, öyle bir ileriye ümitle bakan insan olmak gerekir eger ikinci yaridaki galatasaraydan gol bekleniyordu.. yine de 45 dakika boyunda galatasaray'in birisi kewell'la birisi sabri ile iki net kanat bindirmesi "ofsayt" olarak kesiliyor, gurbetcilerimiz bu fırsati "ibne federasyon orospu cocugu hakemler" seklinde tezahurat ederek degerlendiriyorlardi.. artik federasyondan kasit platini midir bilemeyecegim..

macin son dakikalarinda bordo akin akin geliyor, 3 lü defansta özellike servet ve önlerindeki mehmet topal'in muhtesem oyunuyla, galatasaray bordo'ya ciddi sanslar vermiyordu. zaten hakket bordo "deplasmanda yeneriz bunlari" düsüncesindeydi sanirim.. hoş bordo ile son 3-4 sezonda bissuru kez karsilasmamiza ragmen kendileri hic bir zaman ali sami yen'i gormedi.. leeds maclarinin, real madrid, milan maclarinin destanlarinin yazildigi, yigidin harman oldugu ali sami yen'in kutsal topraklarinda.......... yeter yahu bu kadar gaz..

Real Madrid Başkanı Bolu'da

Salı, Şubat 17, 2009 zaman: Salı, Şubat 17, 2009

Baskan Calderon'un istifasından sonra görevi devralan Vicente Boluda, yanlış bir anlaşılmadan dolayı Bolu ilimizde infial yarattı.. İsmini vermek istemeyen bir bolulu "bizim oğlan internette görmüş. "Real Madrid Başkanı Boluda, 'ronaldo'yu isteriz' dedi" gibi bir haber görmüş.. ben de klube telefon açıp "bizim satılık ronaldomuz yok" cevabını aldım.. her halde bir karışıklık olmuş"

boluspor'a süperlig yolunda başarılar diliyoruz.

14 şubat 2009 antalya galatasaray

Pazartesi, Şubat 16, 2009 zaman: Pazartesi, Şubat 16, 2009

bir on dort şubat günü oynanan ve galatasaray'in "antalyada bahar yaşanırken, işte karsta insanlar donuyor" haberlerine konu olacak bir şekilde antalyada oynadığı ve ahmet kuru'nun tek golu ile kaybettiği musabakadir.. sevgililer gününde oynanınca maç insan bir garip oluyor tabi, "kimi seviyorum kimi, en tatlı birisini, nasil anlatayim sana takim kadrolarina baksana" diyesi geliyor insanin..

galatasaray kalede kiralik oyuncusu (katili) morgan de sanctis, geri dortlude, volkan servet meira sabri, orta sahada ayhan barış arda mehmet topal, forvette de baroş ve sanırım nonda 11 i ile sahaya yayiliyordu.. karsi tarafta ise bacaklarinin model alinip antalyada insaatlara kolon koyulan, kolon bacakli "joseph ngwenya"(ki senedeki tek golu galatasaray'a idi) ve defansta da takim kaptani ve antalya'nin en iyi oyuncularindan biri olan uğur kavuk oynamiyordu..

antalyaspor maca acık mavi forma ile cikma karari aliyordu.. galatasaraylilara da "su sevgililer gününde siz de acik pembe forma ile çıkın da erkek ve kadinin sonsuz beraberligini temsil edelim" şeklinde teklif götürülüyor, haldun üstünel "neden biz pembe oluyor? siz olun pembe?" diyerek resti çekiyordu.. takimlar kendi formalarinda sahaya cikarken hakem firat aydinus içinden "oguz sarvan istifa" diyerek maca kendisini hazirliyordu..

futbol oynamak için her şey musaitti.. mesela saha güzeldi, tribunler güzeldi, galatasarayli oyuncular hafta içinde çukkalarını ceplerine atmislar, ve karilarina sevgililerine tek taş yüzükler almışlar, skibbe kravatini değiştirmiş, sivassporlular ellerinde karanfillerle maça gelip galatasaraylilara atmıslardi (3 haftadir peşimizi birakmiyorlar)

hakem halis ozkahya düdüğünü çalıyor, maç başlıyordu.. 14. dakka civarinda ahmet topa çakıyordu, top aglara "şırrak" diye girerken hakem golu vermiyordu.. bu arada bir şekilde tribunlere çicekci girmiş, maca gelen sevgililere "abe ablama bir gül" diyor, almayanlara da sevgililerinin yanında "orospu cocugu" diyerek uzaklasiyordu.. baroş yine ceza alanında skuba dalisina gecmis, hakem sari kartini direk cikarmisti.. galatasaray lincoln'un ilerde top tutmasini özlerken, de sanctis tita'nin deli bozuk sutlarini ardi ardina cikartiyordu..

baroş "hadi bakalim biraz top oynayalim be artik" diyip topla dribling atiyor, tam ceza alanina girmek üzereyken ismail kendisini biçiyordu.. topun basinda duran toplarin usta ismi sab.... barajdan döndü...

sahada pek futbol adina bir şey oynanmıyor, baroş kaçırmaya devam ediyor, nonda kaçak güreşiyor ve halis özkahya düdügü ile love story'i calmaya calisirken ilk yari bitiyordu.. maç için sevgilisini karısını ekenler statta sessiz bir köşe aratip "ya aşkım ne yapayim anne annem çok hasta işte" martavallarini okumaya çalışırken sabri ikinci yariyi başlatan düdüğü çalmak istiyor, hakem halis özkahya buna izin vermiyordu..

kaleler değişmiş ikinci yarı başlamıştı. galatasaray takiminin hiç futbol oynamaya, kazanamya niyeti yoktu açıkcası.. volkan yaman parmaklarini bir şekil kırarken, "oynarim ya" diyor, ama sonra acisindan duramayarak sahadan cikiyordu.. yerine saçlarını kestiren aydın giriyor, girerken de pvc tabelalar havaya kalkiyordu.. dakikalar 60 i gösterirken (tv özetlerinde hep dakika soyleyince gol olur ya) antalya spor sivas'in galatasaray'a attigi gollerin bir benzerini atiyordu.. 30 dakika vardi macin bitmesine ve galatasay, galatasaray olsa antalya'dan üc puanla donerdi.. ama sahadaki galatasaray degil, elenen güngören belediyespordu.. baroş oyundan cikarken, bu sene ligte "0" (sıfır) golu olan "forvet" ümit karan oyuna giriyordu ve ona bel baglaniyordu.. eh nihayetinde ümit karan'di sahadaki ve topla bir kez bile bulusamadan maç bitiyordu..

galatasaray bu kez mehmet özdilek'in oynattigi futbolla yeniliyordu. hakem olmadan da galatasaray berbat oynayabiliyordu anlayacaginiz.. tamam halis özkahya "al seni atiyorum.. bi dakika kirmiziyi sana degil meira ya gösteriyorum, yok meira'ya kirmizi gostermiyorum ona sari gösteriyorum, sizin de ataginizi kesmis gibi oldum kusurabakmayin" seklinde antalyaspor'a gider yapmis olabilirdi ama nihayetinde galatasaray hiç bir hakem destegi almadan yeniliyordu.. bakalim bu hafta adnan polat suçu kimde bulacak. takimin dandik oynadiginin birisi farkina varacak mi acaba? tamam takim yenilir, olur da en nihayetinde yenmek ister yahu.. yenmek için çıkar sahaya.. galatasay bugun hiç de yenmek istemiyordu.. skibbe'nin yaptigi bu. yenmeyi istemeyen bir takim yaratmak.

15 şubat beşiktaş trabzon

Pazar, Şubat 15, 2009 zaman: Pazar, Şubat 15, 2009

takvimlerin 15 şubat'i gösterdiği anlarda, tarihte girit'in içinde olduğu 12 adaının yunanlilara birakilmasi, "bu haftayi da izcilik haftasi yapalim arkadas" demek gibi daha sikko olaylar yasanmisken, ayazda besiktas inonu stadinda oynanan ilk yarinin trabzon sporun tek golu ile gecildigi, ikinci yarida ise besiktasin yine tek golle beraberligi sagladigi bir musabakadir..

mactan evvel trabzonsporlular acaip umutluydu.. "besiktasa cakip sampiyon olacagiz" edasi tribunleri dolduran 2000-3000 kadar taraftarin ortak temennisi iken, demirlerin oradaki bir trabzon taraftari gelene gecene "size takicaz bugun 4 tane takicaz" diip taraftari tek basina tahrik ediyordu.. iç ceplere 61. dakikada salinacak balonlar konmus, besiktas tribunleri stadi ful doldurmus, tezahuratlar hazirlanmis, şarkıcı yaşar ve ege yerlerini almış, besiktas taraftar kale arkasinin sadece korner tarafindaki koltuklarına yığılmışken, yine trabzon taraftari besiktas taraftarinin susmayi basardigi 15 saniyelik dilimde hemen "sustu ipneler" tezahurati yapiyorken yani atmosfer futbol oynamak icin mükemmel iken hakem yunus yildirim maçı başlatan düdügü caldi..

besiktas takiminda yusuf delgado yerine forma giyior, trabzonda ise selcuk, del piero yerine forma giyiyordu (del piero şu takimda oynamaz mi arkadas? sorarim..) macin ilk dakikalarindan itibaren besiktas gol için saldiriyordu.. maci bir yandan radyodan dinleyen bir kac taraftar "92.7 yi ac 92.7 yi zeki müren ayaz geceleri soyluyor" diyerek birbirlerine tüyo verirken, besiktas goller kacirmaya basliyordu.. hoş ataklar hep "song u geçse bomboş" olarak nitelendiriliyordu ama sonucta kaciyordu işte.. mehmet topali bilenler için soylemek gerekirse, fabien ernst alenen mehmet'in topu kaleye gonderebilen cinsiydi.. sylvia muhtesem toplar cikartirken, yattara soldan bindiriyordu.. sari saclarina kurban olunasi yattara soldan bindirirken deli ibo onu kesmekte zorlaniyordu.. yattara bir pozisyonda iboyu da gecmis, ortada bombos duran gokhan'a topu cikaracakken bir an heyecan yapmis, gokhan'in ofsaytta oldugunu farkedememisti.. trabzon bir golden olurken, bu kez ibo bastiriyordu.. ibo'yu da yattara tutuyor, ama ibo hic bozmadan calim üstüne calim atiyordu mamafih besiktas yine de tehlikeli olamiyordu.. bir takimin üstüne bu kadar yikilip, bu kadar az pozisyona girebilen bir palermo, bir de besiktas var sanirim (bkz: palermo beraberlik icin bastiriyor)

30.. dakika civariydi, calle gokhan'a muhtesem bir ara pas cikardi.. 3'lü defans yapan besiktasin 2 defans oyuncusu nasil olduysa gokhan'i kaciriyorlardi, gokhan da ceza yayinin orada aldigi topu, penalti noktasinin orada ayagindan cikartiyor, ve trabzon 1-0 öne geciyordu.. taraftar hic bozmamis ibrahim üzülmez'e sarkilar soylemeye devam ediyordu.. besiktas aynen bastiriyor, ve yine pozisyona giremiyordu.. yunus yildirim ilk yariyi bitirince hemen yardimcilarin kosmus "ulen adamlarin tek pozisyonlari var o da gol anasini satiim" diyerek saskinligini dile getirmisti..

ikinci yariya mustafa denizli yusufu cikartip delgado yu oyuna sokarak hazirlaniyor, ersun yanalin karsi hamlesi ise çarlinin cukulata fabrikasinin'dan transfer ettigi bir oompa loompaolan alinzinhoyu, umut'un yerine sokmak oluyordu.. besiktas taraftari ise ibrahim üzülmez'in kanadindaki, deniz tarafindaki kapiyi acik birakiyordu.. böylelikle ibo hizini alamayacak ve acik kapidan geçip denize düşecekti..

her neyse ikinci yarida takimlar kaleleri degismiş, besiktasin süper lüx konutlarinin oldugu taraftaki kaleyi besiktas almaya karar vermişti.. ben diyeyim 60 siz diyin 70 gibi besiktas song'un "yeter lan tüm toplara ben mi kafa vuracagim" isyani ile cisse topa kafayi vuruyor ve besiktas golu atiyordu..

bu dakikadan sonra trabzon'un daha atak oynayacagini düsünürsünüz degil mi? yok trabzon aynen devam ediyor, besiktas saldiriyor pozisyona giremiyor, trabzon ne yiyor ne atiyor, mac sabaha kadar oynansa berabere bitecek sekilde devam ediyordu.. yunus yildirim sahadaki bu italyan futboluna bir son vererek skoru tescil ediyordu.. galatasaray ve sivas'in puan kaybettigi bir haftada trabzon kopartamiyordu ligi.. ama yine de 14 hafta kala sampiyonlugun en güclü adayiydi hala..

Beckham'a 10.5 milyon pound

Cuma, Şubat 13, 2009 zaman: Cuma, Şubat 13, 2009

Yani nereden baksan 15 milyon dolar.. Milan verecekmiş bugun galaxy'e. taraftar "beckham'a 15 milyon vereceğimize sergen'i alalım oynatalım" diye ver yansın etmiş.. haber ada basınından.. (her adabasını deyişimde kendimden geçiyorum) bilindiği gibi daha önce beckham'a yapilan "5 milyon verem?" şeklindeki teklif galaxy yöneticileri tarafından hor görülmüş, teklifi yapanla da "bi de kucağınıza oturalım isterseniz?" denilerek dalga geçilmişti..

Drogba geldi sırada Pato var!

Perşembe, Şubat 12, 2009 zaman: Perşembe, Şubat 12, 2009

2. lig'e yükselmeyi kafasına koyan göztepe, transferin son gününde süpriz bir şekilde chelsea'li oyuncu "drogba" u renklerine bağladı.. adebayor "ben zaten doğuştan göz gözlüyüm" açıklaması yaparken, kafasının kıyak olduğu gözlerden kaçmadı.. haberin aslı ve devamı için buradan...

İzmir Halkı Futbol'a Aç

Perşembe, Şubat 12, 2009 zaman: Perşembe, Şubat 12, 2009


ne zaman bir milli maç yapilsa, ne zaman bir istanbul takimi izmirde gelip maç yapsa duyulacak terane budur "bakin tribunler tiklim tiklim, izmir halki futbola aç".. akabinde de direk tespit yapilir "bir takimin artik süper lig'e cikmasi gerekiyor.." bunu soyleyen izmirlilerin en azindan bir futbol takiminin, 11'ini az buz sayabilmelerini beklerim ben.. altay'in mesela 15000 kisiye oynamasini beklerim, karsiyakanin 30 bin'e oynamasini beklerim.. genc beylerimiz, genc hanimlarimiz kendi takimlarinin maclarina gitmezler, ama istanbuldan gelince gençler hop akarlar giderler maçlarina.. sonra da aynı terane calinir "izmir halki futbol'a aç" yok efendim izmir halki futbol'a aç falan degil.. izmir halki istanbuldan gelen cocuklara aç..

bir şekil anlayabiliyorsunuz tabi. şu göztepe'nin karşıyaka'nın altay'in cevval gençleri, bir şekilde kendi aralarinda yillar yili kavga edip, tribunlerden soguttular halki.. bir de bir şekilde izmirde futbol seviliyorsa bu izmir ataturk stadi'na ragmen bir şeydir.. hiç bir takim taraftarinin "mabedimiz" diyecegi bir yeri yok ki şu izmir çukurunda.. altay'in bile zor maçları olduğunda, direk atatürk'e taşınıyor hadise..

izmir futbol'a aç maç değil efendiler.. futbol duruyor burada.. gelin hafta sonlari saat 2 civarinda alsancak'a, gidin buca'ya takimlarinizi destekleyin önce, o çok sevdiğiniz, yollarini gözlediğiniz istanbullu beyler de izmir'e gelirken bir iki kere düşünsünler, sivas'a gittikleri gibi gitsinler..

bir de bu hadise izmir halkinin kaliteli futbola acligina indirgeniyor bazen ki o daha fena.. kaliteli futbol denen sey de fenerbahce, galatasaray, besiktas ha.. nasil artik kaliteli futbolsa.. görmüyoruz sanki.. fenerbahce'nin büyüksehir deplasmanlarini, ne bileyim efendim besiktas'in konyasini.. süperlig'e cikinca sanki izmir'de chelsea ile barcelona maç yapacak da ona bakip izleyecegiz.. delpiero forma verecek icabinda ne bileyim, henry deniz atında bira içecek, ronaldo gül sokakta karı kız kesecek..

yok öyle bir şey. süper lig dedigin sabri, ibrahim üzülmez, uğur boral gibi isimleri içeren bir hadise. istanbul takimlarinin bir farki yok aslen altay'dan, karşıyaka'dan, buca'dan.. daha neyin tatavasını yapiyorsanız.. stadina bir kere gitmemişsin, ama acaip koyu galatasaraylisin. olmuyor öyle.. hayir ben de galatasarayliyim eyvallah, ama önce altay'liyim yahu.. zira ben bağırmışım alsancakta "sehmuz ofsayttasin" diye, ne bileyim "erdi facebook'una eklebeni, cannavaro musun" demisim, duymus beni gülmüş etmis..

bu güzellikler varken nasil aç kalıyor izmir futbol'a anlamiyorum ben..

chelsea'yi 2 haftada şampiyon yaparım

Salı, Şubat 10, 2009 zaman: Salı, Şubat 10, 2009


ismini vermek istemeyen bir blog yazari, yilmaz vural ile çay içtiğini, tecrübeli hocanın "bi cigara ver bakalim" dedikten sonra "bu chelsea'yi 2 ayda şampiyon yaparim" dediğini ortaya attı.. yilmaz hoca adına yaşanacak gelişmeleri buradan dile getireceğiz.. fotograf www.yilmazvural.com adresinden..

Mesut Yoksa Hayko Var

Salı, Şubat 10, 2009 zaman: Salı, Şubat 10, 2009


Mesut Özil'in Alman milli takımını seçmesinden sonra asılan yüzler, gelen mutlu haberle tekrar güldü.. ismini vermek istemeyen bir milli takım yetkilisi "Mesut Almanya'da büyümüş, orada arkadaşlar edinmiş, her şeyini oraya borçlu bir genç evladımız. Alman takımını seçmesinden doğal bir şey olamaz. Ama biz de "Vah vah mesut almanya'da oynuyor" diyip oturmak yerine yapıcı hamlelerde bulunduk. Mesut yerine "Hayko Cepkin"'i oynatacağız. Bir kaç sene içinde de bir Almanya musabakası organize edip, forma değiştirme sırasında gerçek Mesut ile Hayko'yu değiştireceğiz.."

Yetkililere "ehehe" diyoruz.

fotograf bobiler.org dan geliyore.. (jargon bu)

Scolari Samsunspor'da?

Pazartesi, Şubat 09, 2009 zaman: Pazartesi, Şubat 09, 2009


Haftasonunda Ercüment Dere'nin şok istifasi ile sarsılan samsunspor camiasi, chelsea'den kovulan scolari'ye kancayı taktıklarını acıkladı. "samsunspor chelsea'den büyük bir camia, scolari'nin bizi önce süper lige sonra da intertoto kupasına ulaştıracağını umuyoruz" diye konuşan ismini vermeyen bir samsunspor yetkilisi taraftarın yüzünü güldürdü.. samsunspor'a başarılar diliyoruz..

61. dakika

Pazartesi, Şubat 09, 2009 zaman: Pazartesi, Şubat 09, 2009

"beşiktaş deplasmanından sonra, denizlispor ile içerde oynayacağız. eğer her şey istediğimiz gibi giderse 61. dakikada uzaya adam göndermeyi planlıyoruz.. trabzonspor'un şanına yakışanı da budur"

ambulans

Pazar, Şubat 08, 2009 zaman: Pazar, Şubat 08, 2009

maç yazısında bahsettik.. bu da görsel destek olsun.. fotonun alındığı yer http://www.footballove.com/ süper bir blogmuş acaip sevdim..

8 şubat 2009 altay güngören belediyespor

Pazar, Şubat 08, 2009 zaman: Pazar, Şubat 08, 2009

(ercan'in çok kötü oyunu neticesinde 20. dakikada oyuna alınan mesut bulduğu su birikintilerine basarak rakibin üstünü başını ıslatmaya çalışmaktan başka bir performans sergileyemedi)

yagmurlu bir izmir gününde, insanlar "yagsin yagsin bereket yahu, suzu kaldik" demeyi birakip "allahin gücüne gitmesin ama yeter lan.. ingiltere mi burasi? watford mu?" demeye baslamislarken, izmir alsancak stadinda oynanan, bir o takimin, bir bu takimin öne geçtiği ve nihayetinde altay'in 3-2 kazandığı musabakadir..

maçtan evvel izmirde kahvaltilar boyoz ile yapiliyor, çaylar içiliyor, 13:30 daki maç için evden çıkılıyordu.. federasyonun gün be gün maç saatleri geriye almasi alcak seslerle kınanıyor, "9 da yapilsin oldu olcak" veryansinlari çalınıyordu.. zirveden gitgide uzaklaşan altay'i yagmurda izlemeye nereden baksan bir 5000 kişi gelmişti. bu 5000 kişinin 3000'i açığı doldururken, alsancak stadının havuza dönen tribunlerinde ufak bir çocugun boğulmak üzereyken kurtarilmasi üzerine altay baskani, taraftarlarin isterlerse kapaliya gelebilecegini işaretle belirtti. bunu firsat bilen slumdog millionare kivamindaki cimentepe tayfasi kapaliya dolarken bir avuc taraftar güngeren belediye taraftarlarini gözden kaybetmemek için yerlerinde kalıyorlardi.. güngören belediyeyi destekleyen tam olarak 17 taraftar ve 22 polis bulunmaktaydi.

her zaman olduğu gibi altay ilk yarida apartman tarafindaki kaleye oynayacakti. gökhan kaleyi koruyacak, ileri uçta sehmuz, burak sagda yasin solda molina gol arayacakti.. mustafa kamil abitoglu'nun baslama düdügü ile birlikte yagmur siddetini arttirmis, açık tribundeki "çimentepe" afişi yerinden çıkmış, bir kaç yaşlı altay taraftari direk grip olmuştu..

altay ev sahibi bir takim gibi atak oynarken, güngören'in 1.50lik 10 numarasi yanılmıyorsam turgut çamura saplanıyor, cannavaro erdi onu camurdan çıkartiyordu.. tribunde su sıçratmaya yönelik çirkinlikler, naylon posetlerle yapilan maymunluklar yasanirken sehmuz ceza yayının oradan çektigi bir şutla takimi öne geçiriyordu.. tribunler delirmiş tipik karşılıklı "büyük altay" tezahuratini yapmaya baslamislardi.. kapali büyük diye bagirdiktan sonra tam açık altay diye bağıracakken tüm stat kompile "büyük hasiktir" çekiyordu.. güngören beraberliği sağlamıştı..


güngören bir kere gelmişti ve golu atmişti.. dakika 40 gibi bir kere daha gelmeye karar verdiler ve yine benzer bir şutla,yunus topu gökhan'in yanından aglara gönderiyordu.. güngören'in bir avuç ama gür sesli taraftari delirmişti.. özel seçim deplasmana gelen taraftarlar alsancak stadını inletiyorlardi.. dakika 45'i gösterirken güngören belediyeli adem gayet manyak bir şekilde ayagini yerde topa hakim olan gökhan'in burnuna ekleştiriyor, ve gökhan'in burnu kırılıyordu.. gökhan'i almak için gelen ambulans çamura saplanınca "beyler el atalim beyler" cagrisina bordo mavi formalar içerisinde güngören belediyesporlu oyuncular geliyor ve ambulansi iktiriyorlardi..

alsancak stadinda her maçin devre arasinda olduğu gibi öfke hakimdi.. hakem'e ve güngörenli adem'e yapilan galiz küfürler "gökhan için güngörene koy" tezahuratlarina yerini birakirken güneş yüzünü belli etmeye başlıyor, altay bu sefer duvar tarafindaki kaleye gol atmaya karar veriyordu..

(bunlarin cümlesi açık bileti ile girdi buraya.. ama noldu? orada da ıslandılar.. yaaa efendi.. )

ikinci yarinin hemen başlarında kaleyi döven merter topu direğe nişanlıyordu.. tahir kaptan takima cesur bir oyun oynatiyor, çok geçmeden de yiğitcan kornerden gelen topu ağlara birakiyordu.. maç 2-2 olmuştu ama tahir kaptan alenen galibiyet istiyordu.. feyyaz olsa 2-2 nin üstüne yatacakken, molina oyundan cikiyor, yerine can giriyordu.. ben bu noktada tribunden 15 yaşındaki cocugunu sahaya atmaya calisip "can kim? candan forvet mi olur? cani aliyorsun oyuna.. bunu sok oyuna (cocugunu kastediyor) daha iyi" diyen babaya katilmiyorum. can'in oyuna girmesi tüm oyunculara "bak gol ariyoruz" mesaji veriyordur bence..

her neyse dakikalar 77'yi gösterirken sahadaki 5 uzun sacli altaylidan biri olan burak, penalti noktasinda düşe kalka topa vuruyor, top da kalecinin solundan aglara tingir mingir giriyordu.. maçın tartismasiz yildizi burak taraftarlara "nasil siktim nasil siktim" diyerek kosarken taraftarlar kendilerinden geciyor, golden sonraki atraksiyon olan kosarak ön sıralara inme eylemini yapmaya calisan 3 taraftar yagmur nedeniyle islanan koltuklarda kayarak canaklarını catlatiyorlardi..

velhasil son dakikalardaki güngören baskisi ve taraftarin "güngörene nasil koyuyoruz" tezahuratlari sonuç getirmeyince (ehehe) maçta baska atraksiyon olmadan maç bitiyordu.. kesinlikle tahir kaptan altay'a 3 puan'i kazandiriyor manisa'nin ve kasimpasanin malubiyetleri ile altay yine "acaba?" diyordu..

maç sonrasi roportajlar:

çekirdekçi tayfa: altay bugun çok istekli çok arzulu oynadi.. ambulans'in bile çamura battığı bir sahada nasil oldu da galip gelmeyi başardınız. ne diyeceksiniz?

tahir karapinar (altay): ''Geriye düşmemize rağmen futbolcularım aslanlar gibi mücadeleyi bırakmadı. Çok bir galibiyet aldık. 4 haftadır devam eden beraberlik serimiz vardı. Bunu kırdığımız için psikolojik olarak da rahatladık. Güngören Belediyespor'u da kutluyorum. İyi mücadele oldu. Taraftarlarımızın çok zevkli bir maç izlediğini düşünüyorum. Önümüzde Manisaspor maçı var. Galibiyetlerimizi sürdürüp yukarılara tutunmak istiyoruz.''

çekirdekçi tayfa: yine bir deplasman malubiyeti?
turhan öz yazanlar(güngören belediye) : 'Evet bir deplasman malubiyeti. Ancak diğerlerinden farklı olarak çok iyi bir mücadele oldu. Sahadaki mücadele bizi umutlandırdı''




7 şubar 2009 galatasaray kayserispor

Cumartesi, Şubat 07, 2009 zaman: Cumartesi, Şubat 07, 2009

(tribunler ayaga kalkmayan fenerli olsun diye bagirirken, yenilen golun ardindan 2 galatasarayli futbolcu fenerli oluyordu)

kayserispor'un son dakikada attigi gol ile 1-1 lik beraberligi yakaladigi, boylelikle bir sezonda galatasaray'dan iki beraberlik kopardigi bir şubat günü musabakasıdır.. kayseride oynanan maç bir tatil yöresinde, 5 metre ilerde "canli köpek baliğını lütfen sevmeyelim" yazisinin asili oldugu bir akvaryum varken izlenmişti. oysa şimdi üşüyerek, evde ayak parmaklarini kütleterek izliyordum..

mactan evvel takimlar sahaya cikip "isinalim bakalim" diye ortada dolasirken, lincoln isinma işini abartip çektiği bir şut ile bir polisi bayiltiyordu.. eski açıkta bir taraftarın anilari canlaniyor ve "çingen arif böyle inek bayiltmis inek! o zaman tabi floryanin etrafi inek dolu. cakmis sutu inek "hik" demis bayilmis.. aynen boyle" seklinde geyige giriyordu.. adnan polat sivasspor'un karanfil gösterisini bir boy üste tasiyor ve tüm kayserispor kafilesini kebap yemeye götürüyordu.. süleyman hurma 2 adana yiyor, "vay ne yedin be arkadas" cekistirmeleri arkasindan yapiliyordu..

(sigarayla savasanlar derneginin ambleminin daha bir gerilla amblemleri gibi olmasi gerekirken, alenen "sigarayi sevenler dernegi" gibi olmasi sasirtici..)

hakan sükür nami diger kral tribundeydi kızıyla birlikte.. bu sene ilk defa.. tribunde pankartlar aciliyor, "bjk çarsi" ile soguk savas baslatiliyordu.. neşeli bir gündü velhasil.. kayserispor taraftari maca ilgi göstermemis galatasarayli futbolcularin sahaya "sigarasız bir dünya için elele" pankarti ile çıktıklarını görememişlerdi.. bu pankart tribunde sigara icenlerin canını sıkmış, numarali alttan "yarin bir gün ateistler, para bastirip "maçı izleyin, hayatin keyfini çıkartın zira tanrı yok" pankartini tutustursa bunlarin eline çıkacaklar mı acaba?" seklinde serzenisler gelmisti.. tolunay kafkas bere giyip, kollarini sıvamış alenen balik halinden gelmiş gibi dururken, skibbe yine kirmizi kravati ile uğur deniyordu.. skibbe'nin delilik ile dahilik arasindaki ince çizgiyi çoktan geçtiğini düşünüyorum ben ama bunu yaziya yedirip, inceden skibbe'ye ayarlar vermek niyetindeyim..(yorumsuz.. ah bunu da yaptim ya, blogdan baska bir sey istemem)

selçuk derelinin maç boyunca calacagi tek yerinde düdük ile maç başlıyordu. galatasaray rusya tarafındaki kaleye saldıracakken, kayserispor tam ters istikamette gol üretmeye calisacakti.. galatasaray'in sol bekinde mehmet topal oynarken, orta alan ayhan ve mehmet güven'e emanetti. sağ kanat kompile sabriye verilmişken ilerde baroş ile nonda yi besleyecek insan lincolndu.. galatasaray tipik bir ev sahibi takim gibi oynuyor, ama ardanın ortalari yerini tutmuyordu.. emre aşık mehmet topuz'un yanına gidip "bu formayi asla giyemeyeceksin" dese de mehmet topuz, mehmet yildiz gibi mehmetlemiyordu.. sahada onlarca mehmet vardi bu arada.. dakikalar 23'ü gosterirken, lincoln ceza alanına giriyor, kayserili futbolcunun ayagina "takilip", "yandim anam" diyerek yere düşüyordu.. hakem selcuk dereli "ne daldin be arkadas.. yer miyim lan ben?" ayarinda gülerek lincoln'e karti çıkartıyordu.. dakika 27 gibi sabri ceza alanına orta yapmayi düsündü.. hesabinda arda mactan sonra "saolsun sabri abi soldan ortayi gonderdi bana da dokunmak kaldi" diyecekti ama sabri topu nonda'ya kafayla verdi.. nonda da karambol futbolcusu olmanın avantajini kullanarak golu aglara gönderiyor galatasaray'i bir sıfır öne geciriyordu..

(galatasaray kaptanlarından biri olan lincoln, golden sonra nonda'yi bogarak taraftarlarin gözüne girmeye calisiyordu)

maç bundan sonra kopuyordu.. kural kitabinda "eğer serbest atış beklenilmeden kullanılırsa, çirkinlik yapilmaz" dense de selcuk dereli kendi kitabini uyguluyor ve lincoln'u oyundan atiyordu.. genç eren baroş'un kafasını ve kendi kaşını patlatıyor, kanlı uniformasi ile selcuk derelinin orasi ayri burasi ayrı oynuyordu..

basiretli bir teknik direktor, 2 forveti besleyecek adam atilmisken, 2 forvetten birini cikartip orta saha alacakken skibbe "bugun tavuk yedik yarin balik yeriz" kivaminda düsüncelere daliyordu.. maçın ilk yarisi selcuk derelinin şeysiyle biterken tribunler selcuk dereliden gol istiyordu.. tribunler hadisenin "eurovision" sarkisi ile yatismaya calisirken birisi cikip "selcuk nereli beyler? memleketi neresi?" diyerek fitili veriyor, taraftarin nefreti 15 dakika boyunca sinmiyordu..(fotoğraftaki iki "beceriksizi" bulabilir misiniz?)

ikinci yari baslarken tribunler selcuk dereliye "tam zamanı simdi" diye bagirirken galatasaray savunma yapmaya basliyordu.. tolunay kafkas alisik olunmadigi bir sekilde hucum futboluna yonelmis galatasaray ise hala ve hala orta saha oyuncularini arttirmamisti.. 65 gibi sahaya bir beyaz güvercin girerken skibbe parmagi ile kuşu gösterip egleniyor, bunu firsat bilen linderoth direk oyuna giriyordu.. galatasarayda bu sene oynadigi mac sayisi forma numarasindan az olan linderoth akin akin gelen kayseri ataklarinin karsisina dikiliyordu.. genis alanlar bulacak baroş'un tek harfi değiştirilip barış yapilirken dili dışarda nonda son dakikalardaki çok net kontra ataklari heba ediyordu.. kayseri sagli sollu saldiriyor, morgan bir sekilde toplari cikartiyordu.. mamafih 90+2 de mehmet eren topu igne deliginden geciriyor, morgan 'da "her topu ben mi kurtaracagim" düstürü ile golu yiyordu.. yurt genelinde 3 televizyon, 78 cay bardagi, 21 sandalye o vakit kiriliyordu..

hülasa selcuk dereli ve skibbe komplosu ile galatasaray 2 puan'i daha sahada birakiyor, zirvedeki trabzon ve sivas'i daha da yalnız bırakıyordu.. selcuk dereli'nin ise bir daha galatasaray macını bırak, mecidiyekoy taksi duragindan taksi bile alabilecegini sanmiyorum ben..
(tolunay kafkas golden sonra seviniyor.. temsili resim)

3 şubat 2008 sivasspor galatasaray

Salı, Şubat 03, 2009 zaman: Salı, Şubat 03, 2009




(sivas'ın yeni transferi, eski galatasaray'li murat erdoğan adnan polat'a karanfil vererek "başkanım beni al" mesaji verdi)

Yine soğuk bir sivas gününde, aylardan şubat iken ağzına dolu tribunlerde oynanan (devlet işsizlik oranını gerçek açıklamalı bence.. salı günü saat 2 de sivas'ta stat bu kadar doluyorsa ekonomideki dandiklik daha büyüktür kanımca) ve sivasspor'un normal süresini 1-1 beraberlikle, uzatmalari yine "aman bozmayalim" diyerek 1-1 götürdüğü, penaltilarda ise katliam yapip fortis türkiye kupası yarı finaline çıktığı bir musabakadir bu maç..

(sanki 2 hafta önce orada maç yapan onlar değilmiş gibi stadı kontrol'e çıkan ayhan ile arda aralarında koyu bir sohbete daldilar.. "haaa dedim benden bu kadar.. gelemem ben oyle arkadas.. diyo sen okuldan al cocugu.. ne alicam lan!" diyen ayhan'i kulakliklari nedeniyle duyamayan arda baş sağlamakla yetiniyor)


Maçtan evvel artık sakatları yerine oynayabilecek oyuncularin adlari yazilsa işlerin daha kolayca halledilebileceği galatasaray, bir ton oyuncusunu istanbulda birakiyor, gelebilenleri "kalabalik gorunelim yahu!" mantigi ile sivas'a getiriyordu.. 600 kadar galatasaray taraftari tribunde yerlerini alirken sakatlarin yaninda ümit karan'in golcülüğünün de istanbulda birakildiğindan bir haberdiler.. skibbe zemheri zürafasi gibi sahaya gömlekle çıkıyor, ümit karan kirmizi karti gördüğü yeri "işte şurada attı beni" diyerek elaleme gösteriyor, sivasli taraftarlar da galatasaraylilar utansin diye galatasaray takimina karanfil veriyordu.. o galatasaraylilara verilen karanfiller maç sonuna kadar stadın kenarinda yerlerde bulunacak, 4 eylül stadını alenen zeki müren'in cenaze gününde teşvikiye'ye çevireceklerdi..

polislikten hakem bünyamin gezer maçı başlatmaya karar verdiğinde galatasaray çoktan spor salonu tarafındaki kaleyi almıştı.. tv izleyenler için bu kalenin sol tarafta olduğunu söylemeliyiz.. sivas bildiği sakatlamaya yönelik sert futbolunu oynarken daha 8. dakikada seda sayan'in kardeşi sedat sayan'a acaip benzeyen ibrahim ceza yayının orada, topu kaleye paralel sürüyordu, diallo "geliyoooo" diye bagirmasina rağmen arkasını göremeyen ibrahim topu arda'ya kaptiriyor, arda'da bojan kirkiç'e öğrettiği bir vuruşla topu ağlara gönderiyordu..



Eski bursasporlu ibrahim'in büyük hatası galatasaray'i bir sıfır öne geçiriyordu.. ortalık hareketlenmiş, emre aşık her pozisyonda inceden "arkadaşım niçin sert oynuorsunuz" kibarlığında konuşur olmuştu. bazı pozisyonlarda ortalık gerilmiyor değildir ama yine de her iki takimin da oyuncuları "lütfen biraz daha kibar oynar mısınız" centilmeniliğini bozmuyordu.. Sivas bilindik kanatlardan şişir ortada mehmet yildiz içeri kaktırır, oyununu oynarken, mehmet yildiz hiç gününde değildi. kalenin solundan çaktığı kafayı emre aşık bile kurtarıyordu mesela..

bu sirada sivas'in yeni transferi fransiz oyuncu "kanaman" "sikerim soğuğunu bu ne lan?" diyerek topa abaniyor, top da ampul gibi galatasaray aglarina asiliyordu.. 1-1 olmuştu.. maçın başından beri yedek kulubesinde üşüyen, yine eski bursasporlu "tüm" "iyiden iyiye kescek bizi 11'den arap" diyerek haset ediyordu..

maç 1-1 olmuştu ve yavaştan kar yağmaya başlamıştı.. tribunlerde yavaş yavaş küfürlü sesler yükseliyor, özellikle sivas'in ofsayt olmasi gereken ataklari sol taraftaki yan hakem tarafindan "aman canım oynayiversinler işte" diyerek kesilmiyordu.. bu kesilmeyen ataklardan birinde musa aykut ile karşı karşıya kaliyor, aykut "atma lan" diye bagirinca musa kaçırıyordu.. akabinde yine arap fransiz, topu önüne aliyor, yaradana sığınıp bir iki çalımla aykut'u da geçiyordu.. 4 eylül stadı "rocky 4" ün seti gibi dona kalmişti, herkes gol diye bagirmak için topun aglari sallamasini bekliyordu ki kahpe meşin yuvarlak direğe çarpıp dışarı çıktı.. galatasaray'in bu kadar açık vermesine dayanamayan maç saati ilk 45 dakikanin bittiğini söylüyordu ki ilk yarı bitti..

tüm galatasaray takimi "ikinci yarida balili girecek lan!" panigi içinde soyunma odasina giderken tüm üşümeye devam ediyordu.. hayir sen afrikadan adami alip da sivas'a monte edersen üşür arkadaş.. onun dışında bence sivas yedek kulubelerine bir iki ufo konsa fena olmaz.. benim içim açıdı yemin ediyorum.. şöyle enseye versin sıcaklık..



(kamanan ile hava topu mucadelesine çıkan genç oyuncu mehmet güven, hocası skibbe'nin "siz çıkıp kendiniz gibi oynarsaniz, sivas'i gözü kapalı yenersiniz" sözünü fazla ciddiye almış görünüyor)

"Hadi oturduğumuz çıkıp oynayalım" denmesinden yaklaşık 3 dakika sonra takimlar ikinci yarıya başlıyorlardi.. yavaştan yorulma emareleri gösteren sivassporda mehmet yildiz "beni al" demeye başlamıştı bile.. fakat bülent hoca mehmet yildiz'i oyunda tutmaya yeminli gibiydi.. kar yağışı hızlanırken, inanilmaz pozisyonlar kaçıran musa yerini balili'ye bırakıyor, bir kaç sivasli taraftar "yaşasın israil, orospu cocugu hamas" diye bagirmaya calissalar da etraftakilerden azar yiyorlardi.. 75. dakika gibiydi ki galatasaray'in tüm defans bloğu (yanilmiyorsam balta dışında) sarı kart görmüştü.. galatasaray serbest atışları mehmet güvenle kullanıyor, mehmet güven ise sabri abisi gibi dağlara taşlara topu gönderiyordu.. mehmet topal 2 senedir hala kaleyi bulamiyor, mehmet yildiz "alsana yahu beni" diye bülent hocasina delleniyor, "tüm" maçtan sonra giysin diye verilen tişortu kafasina sariyordu.. tişortun üstündeki "hiç bir başarı tesadüf değildir" yazısı "tüm" ün anlinda "hiç bir" yazmasina neden oluyordu..

hülasa maçın normal süresi 1-1 biterken, uzatmalara gidilmesine tüm stat oy birliği ile karar verdi. sonuçta birisinin kazanması gerekiyordu.. uzatmanın ilk yarisinda "abi hiç bozmayalim" diyerek yer değiştirmeyen petkoviç olasi bir penaltilarda kimlerin penalti atabilecegini hesaplamaya başlamıştı bile.. galatasaray daha oyuncu değiştirmemişti, mehmet yildiz bülentten ümidini kesmiş skibbe'ye beni değiştir demeye başlamış, yaser oyuna girmişti ki maçın sonuna gelindi.. tam "bu atak son" denildiği anda mehmet yildiz bir pozisyonda emre güngörü belinden tutuyor, kendisine "arkadaşım niye başka bir arkadaşını belinden tutuyorsun ki?" diyen emre aşığa şakalaşmak için" hastir lan amcık" diyveriyordu.. bu küfürleri nereden öğrendiğini bilmediğimiz mehmet yildiz oyundan atilirken maç penaltilara gidiyordu..


(resimlere tıklayınız diyen milliyet gazetesi, resimlere tıkladığımızda bu "fotografı" göstermiyordu.. niye tikladik o kadar madem bu foto yok? hayir madem bu fotoyu koymicaksiniz bari sienna miller fotosu falan koyun. ona bakalim.. sonucta ha maç fotoları koymussun ha sienna miller. ikisinde de kirmizi kart'in fotosu yok)

Maç penaltilara kalmış, petkoviç "spor salonu" tarafindaki, galatasaray tribunlerinin de olduğu kalenin ideal olduğunu belirtmişti ki arda penaltiyi kaçırdı.. petkoviç neredeyse arda daha topa vurmadan penaltiyi çıkartıyordu.. sivas bir sonraki penaltiyi atarsa maçı galatasaray kazanacaktı ama biryantinli saçları ile mohammed ali topu ağlara bırakamıyordu.. sirada hakan balta vardı. top ortadan ağlara gitti.. diallo'da benzeri bir vuruşla topu ağlara bırakıyordu.. galatasaray 3. penaltiyi gole çevirirse maçı kazanacaktı ama petkoviç ümit karan'ın şutunu da çıkardı.. bu kez balili topun başındaydı.. akula şutu ile topu ağlara gönderdiğinde, yaser topun başına geçti.. yaser golu atarsa galatasaray maçı kazanacaktı ama bunu da petkoviç çıkardı.. fransiz arap oyuncu kamanan'in golu atması halinde maçı bu kez sivas kazanacakti.. ki kazandı da.. maçın sonunda orta sahaya filistin bayrağı diken sedat sayan gibi binlerce sivasli sevinç içinde ne yapacağını şaşırmıştı..


(kalkip balili de israil bayrağı dikse ne yapacaksın ibram? )

velhasil iki takımın da hak ettiği bir musabakayı sivasspor saha avantajını kullanarak kazanıyordu.. 3 maçta lincoln oynasa sanırım her şey bambaşka olurdu.. benim 3 maçın özeti hakkında söyleyebileceğim, söylediğim bir şey varsa budur..

2 şubat 2009 Karşiyaka - Altay

Pazartesi, Şubat 02, 2009 zaman: Pazartesi, Şubat 02, 2009





Hafta sonunda altay'in kapıştığı rakipleri rizespor ve diyarbakirspor puan kaybına uğramışlar, manisa ve kasımpaşa gibi takımlar da 3 puani çukkaya atıp önlerindeki maçlara bakmaya karar vermişlerdi. karşıyaka için mutlak galip gelmek gerekiyordu, ve altay için yeni teknik direktor tahir ile iyi bir başlangıç yapmak adına galibiyet hiç fena olmazdı..

izmirde futbolun "kendisine rağmen" sevildiği atatürk stadı kömür dumanlı bir geceye daha ışıklarını yakmıştı. çamdibi tarafında 3000'e yakın altay taraftarı varken neredeyse 8000 karşıyaka taraftarı kapalıyı doldurmuştu.. elalemin derbisinde iki takım sahaya çıkarken "this is anfield" yazisini görmek deplasman takımına ne kadar korku salıyorsa, altaylı futbolcular "this is atatürk" hadisesinde o kadar gevşektiler.. deplasman dediğin 2-3 kilometre ötedeki saha..

(karşıyaka altay maçının fotosunu bulamadığımdan altay karşıyaka maçının fotosunu koydum arsızca.. ama altay'ın taraftarı aynı şekil oturmuştu bugun. aralarında mutsuz olan yok muydu? tabii ki vardı. işinden atılan vardı.. ne bileyim efendim karısıyla sevgilisiyle kavgali olan vardı.. ama gelip deşarj oluyor işte adam naapsın.. fotonun bu maça ait olmadığını unutturdum umarim)

maçtan önceki ısınma antremanlarinda en çok golu aglara birakan erdi göz dolduruyor, sehmuz ise neredeyse hiç bir golu aglara birakamiyordu.. tribunde o sirada bulunan 10-15 taraftar "boku yedik" kivaminda ortamlara bakarken, stat yavas yavas dolmaya basliyordu. "sipor kardeslik ve beraberliktir" naminda maça altay atkisi ile gelen bir gencin atkisi kapalida boynundan alinirken maç selçuk derelinin ilk düdügü ile başliyordu..

sanayi tarafindaki kaleyi altay, mersinli tarafindaki kaleyi ise sivasspor'un paf takimi görüntüsündeki karşıyaka aliyordu.. karsiyaka'nin taktigi "birak altay üstüne gelsin, kontradan çakariz 2 tane" üzerine kuruluydu.. bu modda ilk yarı oynanıyor, sahada futbol namina bir şey gözükmüyordu. tiago sağ kanatta sıkışmış, sehmuz "nah burdan çaktım golu cimboma" diye hayallere dalmişken ilk yarı bitiyordu..(omuzlarda giden tahir kaptan, yedek kulubesine yürüyerek geldi.. yaaa tahir. omuzlarda taşındığın günlerin de bi miyadı var)

devre arasında atatürk stadının antrelerinde çay içmeye çalışan 3 kişi üzerlerine çay döküp "hastir ya" diyor, 7 kişi rüzgarda sigarasını yakamayıp "mina koyyim ya" diyor, 52 kişi de "dondun anasini skiim" diyordu.. böyle samimi, küfürbaz bir ortam varken takimlar ikinci yariya çıkma karari aldilar.. ortak karar neticesinde kaleler değiştirilmiş, eski galatasarayli olan kerem gida çarşısı tarafındaki kaleyi almaya niyetlenmişti ki geçenlerde sanayide yediği soğuş aklına geldi.. kerem'in bu düşünceli halinden yararlanan altay neredeyse tiago ile gole kavuşacaktı ki olmadı.. olamadi..

bu dakikadan sonra altay oyunu boş vermeye başlamış, karşıyaka oyunda üstünlüğü kurmuştu.. bu üstünlük de bir direkten dönen top olarak karşıyakaya geri dönüyordu..

maç bitiyor, iki takımın da jetonları birden yanayazıyordu.. merter timuçin'e yaklaşıp "abi ya siz ya biz gol yiyelim bari birimiz oyuna devam etsin" diyordu ama timuçin sağ elinin baş parmağını işaret ile orta parmaginin arasina sikistirip merter'e gösteriyordu..

velhasil maç 0-0 biterken, izmir futbolu sahada 1 puani buharlastiriyordu.. altay ve karsiyaka 1 puan alirken, hem manisa hem de kasımpaşa bissuru puan aliyordu..

DSC03034.jpg

DSC03012.jpg

DSC02972.jpg