3 şubat 2008 sivasspor galatasaray

Salı, Şubat 03, 2009 zaman: Salı, Şubat 03, 2009




(sivas'ın yeni transferi, eski galatasaray'li murat erdoğan adnan polat'a karanfil vererek "başkanım beni al" mesaji verdi)

Yine soğuk bir sivas gününde, aylardan şubat iken ağzına dolu tribunlerde oynanan (devlet işsizlik oranını gerçek açıklamalı bence.. salı günü saat 2 de sivas'ta stat bu kadar doluyorsa ekonomideki dandiklik daha büyüktür kanımca) ve sivasspor'un normal süresini 1-1 beraberlikle, uzatmalari yine "aman bozmayalim" diyerek 1-1 götürdüğü, penaltilarda ise katliam yapip fortis türkiye kupası yarı finaline çıktığı bir musabakadir bu maç..

(sanki 2 hafta önce orada maç yapan onlar değilmiş gibi stadı kontrol'e çıkan ayhan ile arda aralarında koyu bir sohbete daldilar.. "haaa dedim benden bu kadar.. gelemem ben oyle arkadas.. diyo sen okuldan al cocugu.. ne alicam lan!" diyen ayhan'i kulakliklari nedeniyle duyamayan arda baş sağlamakla yetiniyor)


Maçtan evvel artık sakatları yerine oynayabilecek oyuncularin adlari yazilsa işlerin daha kolayca halledilebileceği galatasaray, bir ton oyuncusunu istanbulda birakiyor, gelebilenleri "kalabalik gorunelim yahu!" mantigi ile sivas'a getiriyordu.. 600 kadar galatasaray taraftari tribunde yerlerini alirken sakatlarin yaninda ümit karan'in golcülüğünün de istanbulda birakildiğindan bir haberdiler.. skibbe zemheri zürafasi gibi sahaya gömlekle çıkıyor, ümit karan kirmizi karti gördüğü yeri "işte şurada attı beni" diyerek elaleme gösteriyor, sivasli taraftarlar da galatasaraylilar utansin diye galatasaray takimina karanfil veriyordu.. o galatasaraylilara verilen karanfiller maç sonuna kadar stadın kenarinda yerlerde bulunacak, 4 eylül stadını alenen zeki müren'in cenaze gününde teşvikiye'ye çevireceklerdi..

polislikten hakem bünyamin gezer maçı başlatmaya karar verdiğinde galatasaray çoktan spor salonu tarafındaki kaleyi almıştı.. tv izleyenler için bu kalenin sol tarafta olduğunu söylemeliyiz.. sivas bildiği sakatlamaya yönelik sert futbolunu oynarken daha 8. dakikada seda sayan'in kardeşi sedat sayan'a acaip benzeyen ibrahim ceza yayının orada, topu kaleye paralel sürüyordu, diallo "geliyoooo" diye bagirmasina rağmen arkasını göremeyen ibrahim topu arda'ya kaptiriyor, arda'da bojan kirkiç'e öğrettiği bir vuruşla topu ağlara gönderiyordu..



Eski bursasporlu ibrahim'in büyük hatası galatasaray'i bir sıfır öne geçiriyordu.. ortalık hareketlenmiş, emre aşık her pozisyonda inceden "arkadaşım niçin sert oynuorsunuz" kibarlığında konuşur olmuştu. bazı pozisyonlarda ortalık gerilmiyor değildir ama yine de her iki takimin da oyuncuları "lütfen biraz daha kibar oynar mısınız" centilmeniliğini bozmuyordu.. Sivas bilindik kanatlardan şişir ortada mehmet yildiz içeri kaktırır, oyununu oynarken, mehmet yildiz hiç gününde değildi. kalenin solundan çaktığı kafayı emre aşık bile kurtarıyordu mesela..

bu sirada sivas'in yeni transferi fransiz oyuncu "kanaman" "sikerim soğuğunu bu ne lan?" diyerek topa abaniyor, top da ampul gibi galatasaray aglarina asiliyordu.. 1-1 olmuştu.. maçın başından beri yedek kulubesinde üşüyen, yine eski bursasporlu "tüm" "iyiden iyiye kescek bizi 11'den arap" diyerek haset ediyordu..

maç 1-1 olmuştu ve yavaştan kar yağmaya başlamıştı.. tribunlerde yavaş yavaş küfürlü sesler yükseliyor, özellikle sivas'in ofsayt olmasi gereken ataklari sol taraftaki yan hakem tarafindan "aman canım oynayiversinler işte" diyerek kesilmiyordu.. bu kesilmeyen ataklardan birinde musa aykut ile karşı karşıya kaliyor, aykut "atma lan" diye bagirinca musa kaçırıyordu.. akabinde yine arap fransiz, topu önüne aliyor, yaradana sığınıp bir iki çalımla aykut'u da geçiyordu.. 4 eylül stadı "rocky 4" ün seti gibi dona kalmişti, herkes gol diye bagirmak için topun aglari sallamasini bekliyordu ki kahpe meşin yuvarlak direğe çarpıp dışarı çıktı.. galatasaray'in bu kadar açık vermesine dayanamayan maç saati ilk 45 dakikanin bittiğini söylüyordu ki ilk yarı bitti..

tüm galatasaray takimi "ikinci yarida balili girecek lan!" panigi içinde soyunma odasina giderken tüm üşümeye devam ediyordu.. hayir sen afrikadan adami alip da sivas'a monte edersen üşür arkadaş.. onun dışında bence sivas yedek kulubelerine bir iki ufo konsa fena olmaz.. benim içim açıdı yemin ediyorum.. şöyle enseye versin sıcaklık..



(kamanan ile hava topu mucadelesine çıkan genç oyuncu mehmet güven, hocası skibbe'nin "siz çıkıp kendiniz gibi oynarsaniz, sivas'i gözü kapalı yenersiniz" sözünü fazla ciddiye almış görünüyor)

"Hadi oturduğumuz çıkıp oynayalım" denmesinden yaklaşık 3 dakika sonra takimlar ikinci yarıya başlıyorlardi.. yavaştan yorulma emareleri gösteren sivassporda mehmet yildiz "beni al" demeye başlamıştı bile.. fakat bülent hoca mehmet yildiz'i oyunda tutmaya yeminli gibiydi.. kar yağışı hızlanırken, inanilmaz pozisyonlar kaçıran musa yerini balili'ye bırakıyor, bir kaç sivasli taraftar "yaşasın israil, orospu cocugu hamas" diye bagirmaya calissalar da etraftakilerden azar yiyorlardi.. 75. dakika gibiydi ki galatasaray'in tüm defans bloğu (yanilmiyorsam balta dışında) sarı kart görmüştü.. galatasaray serbest atışları mehmet güvenle kullanıyor, mehmet güven ise sabri abisi gibi dağlara taşlara topu gönderiyordu.. mehmet topal 2 senedir hala kaleyi bulamiyor, mehmet yildiz "alsana yahu beni" diye bülent hocasina delleniyor, "tüm" maçtan sonra giysin diye verilen tişortu kafasina sariyordu.. tişortun üstündeki "hiç bir başarı tesadüf değildir" yazısı "tüm" ün anlinda "hiç bir" yazmasina neden oluyordu..

hülasa maçın normal süresi 1-1 biterken, uzatmalara gidilmesine tüm stat oy birliği ile karar verdi. sonuçta birisinin kazanması gerekiyordu.. uzatmanın ilk yarisinda "abi hiç bozmayalim" diyerek yer değiştirmeyen petkoviç olasi bir penaltilarda kimlerin penalti atabilecegini hesaplamaya başlamıştı bile.. galatasaray daha oyuncu değiştirmemişti, mehmet yildiz bülentten ümidini kesmiş skibbe'ye beni değiştir demeye başlamış, yaser oyuna girmişti ki maçın sonuna gelindi.. tam "bu atak son" denildiği anda mehmet yildiz bir pozisyonda emre güngörü belinden tutuyor, kendisine "arkadaşım niye başka bir arkadaşını belinden tutuyorsun ki?" diyen emre aşığa şakalaşmak için" hastir lan amcık" diyveriyordu.. bu küfürleri nereden öğrendiğini bilmediğimiz mehmet yildiz oyundan atilirken maç penaltilara gidiyordu..


(resimlere tıklayınız diyen milliyet gazetesi, resimlere tıkladığımızda bu "fotografı" göstermiyordu.. niye tikladik o kadar madem bu foto yok? hayir madem bu fotoyu koymicaksiniz bari sienna miller fotosu falan koyun. ona bakalim.. sonucta ha maç fotoları koymussun ha sienna miller. ikisinde de kirmizi kart'in fotosu yok)

Maç penaltilara kalmış, petkoviç "spor salonu" tarafindaki, galatasaray tribunlerinin de olduğu kalenin ideal olduğunu belirtmişti ki arda penaltiyi kaçırdı.. petkoviç neredeyse arda daha topa vurmadan penaltiyi çıkartıyordu.. sivas bir sonraki penaltiyi atarsa maçı galatasaray kazanacaktı ama biryantinli saçları ile mohammed ali topu ağlara bırakamıyordu.. sirada hakan balta vardı. top ortadan ağlara gitti.. diallo'da benzeri bir vuruşla topu ağlara bırakıyordu.. galatasaray 3. penaltiyi gole çevirirse maçı kazanacaktı ama petkoviç ümit karan'ın şutunu da çıkardı.. bu kez balili topun başındaydı.. akula şutu ile topu ağlara gönderdiğinde, yaser topun başına geçti.. yaser golu atarsa galatasaray maçı kazanacaktı ama bunu da petkoviç çıkardı.. fransiz arap oyuncu kamanan'in golu atması halinde maçı bu kez sivas kazanacakti.. ki kazandı da.. maçın sonunda orta sahaya filistin bayrağı diken sedat sayan gibi binlerce sivasli sevinç içinde ne yapacağını şaşırmıştı..


(kalkip balili de israil bayrağı dikse ne yapacaksın ibram? )

velhasil iki takımın da hak ettiği bir musabakayı sivasspor saha avantajını kullanarak kazanıyordu.. 3 maçta lincoln oynasa sanırım her şey bambaşka olurdu.. benim 3 maçın özeti hakkında söyleyebileceğim, söylediğim bir şey varsa budur..

1 yorum:

Noktalı Virgül dedi ki...

Lincoln 3 maçta da oynayamazdı. İlkinde bilemedin ikincisinde sakatlanırdı tahminen. Sezonun geri kalanında da Lincoln olmazdı herhalde.